Selim İleri'nin oyunu Allahaısmarladık Cumhuriyet, Küçük Sahne Sadri Alışık Tiyatrosu'nda sahneleniyor.İleri'nin eserlerinde, cumhuriyetin yaşama biçiminin psikolojik boyutlarına rastlanır.Allahaısmarladık Cumhuriyet, üç kadının, Halide Edip, Latife Uşaklıgil, Fikriye Hanım'la Atatürk'ün hayatının teğet geçtiği bir dünyanın başarılı oyunu.Üç kadına, sahneye çıkan ilk Türk kadını, Afife Jale de katılıyor.Oyunun düşündürücü yanı, yeni cumhuriyeti kurmuş, onun yükselişine ömrünü adamış, büyük bir liderin, hayatındaki bu kadınların paydası.Bence hiç biri belirleyici, egemen bir unsur değil. Kadınların kimliklerine gerçekçi, tutarlı bakış bu olmalıydı, yazar da böyle yapmış.Onları, hem kendi prizmalarından, hem de Atatürk'ün prizmasından yansıtmış. Gün gelmiş, kimlikler teğet geçmişler sadece. Bıraktıkları izleri hep kuşkuyla karşıladım.Sıradan bir yazar, bu malzemeyi, Atatürk'ün hayatındaki kadınlar açısından işler, ortaya kötü bir oyun çıkarırdı.Bana kalırsa Selim İleri, yazma yönteminde, duyarlı gerçekçiliği tercih etmiş.Halide Edip, Atatürk'ün yanında, her düşünceyi tartışan bir kadın, hem muvafık hem muhalif. Fikriye Hanım, bir liderle bir âşığı aynı erkekte bağdaştırabileceğini sanan tutkulu, nahif biri. Lâtife Hanım, cumhuriyetin 'ilk' First Lady'si olmanın huzurunu / huzursuzluğunu, uyumunu/uyumsuzluğunu yaşıyor. Afife Jale, geç cumhuriyetle erken ünün bitirip tükettiği bir bünye.***YAZARIN gerçekçiliğini sevdim. Bu kadınlar ancak böyle davranabilirlerdi, geldikleri konumun sınırları çizilmemişti. Atatürk de başkasını yapamazdı, birilerine ayıracağı vakit sınırlıydı.Halide Edip hariç, hepsi, bir inkılapçının tavizsiz, köşeli yaşamı içinde aşırı bir duyarlığı, olağanüstü ilgiyi, gerçekleşemeyecek bir aidiyeti aradılar.Cumhuriyeti hep rejim olarak, siyasal kimliğiyle tartıştık, bireysel plandaki ayrıntıya inmedik. Bireysel dramların da bir rejimi tasvir edebileceğini bu oyun gösteriyor.Sahneye koyan Aliye Uzunatağan, oyunu anlamış ve bize aktarabilmiş.Çolpan İlhan da, Köksal Engür de, Nurseli İdiz de, Aytaç Öztuna da bu bireysel fırtınaları bize ulaştırdılar.