Cumhuriyet kızlarını sevgi ve saygıyla anarak

11 Ekim 2016, “Dünya Kız Çocukları Günü” toplantısının mottosu da şu: “Güçlü Kızlar Güçlü Yarınlar”.

11 Ekim sabahı etkileyici bir görüntü vardı sahnede, kızlar ve erkekler; “Kız Çocuklarının Güçlenmesi ve Sosyal Uyum Çalıştayı - Gençlerin Sonuç Bildirgesi”ni okudular.

8-9 Ekim 2016’daki sonuçlardı bunlar.

Hanzade Doğan Boyner, Geleceğe Yürüyüş başlıklı yazısını şöyle noktalıyor:

“Hiçbir kız çocuğunun eğitim hakkından mahrum edilmediği, kadınların iş hayatı başta olmak üzere hayatın tüm alanlarında eşit temsil edildiği bir Türkiye ve dünya dileğiyle.”

Kitapta seçme karikatürler de yer alıyor.

Bu dileğin doğrultusunda bazı düşüncelerimi aktarmalıyım.

Gazetelerimiz, televizyonlarımız zaman zaman ekonomi alanında, iş dünyasında başarı kazanan kadınlarımızdan söz ediyorlar.

Haberlerde geçiyor adları.

Ancak sanat, edebiyat, müzik dünyasındaki başarılı kadınlarımızın hayatını, başarılarını gazetelerde, televizyonlarda göremiyorum. Çünkü reyting alamayacaklar, çünkü seyirci ve okurun ilgisini çekmeyecek diye.

Pozitif ayrımcılık sözünü çok kullanıyoruz. Doğrusu da bu. Ancak erkekleri de eğitmenin gereğini vurgulamalıyız. Erkek egemenliği de eğitimsizlikten kaynaklanıyor. Dünyayı, eşinde, sevgilisinde gören erkek anlayışı sonucunda zulümler, öldürmeler ortaya çıkıyor. Karma okulların bu uygarlık anlayışını pekiştireceğini, karşı cinse nasıl davranılacağını erkeklerin bu sıralarda öğreneceği kanısındayım.

Bu soruna eğilenlerin, genç kızların, genç erkeklerin mutlaka edebiyat yapıtlarını okumaları şartını kimse söylemiyor. Kadın kahramanları öğrenerek, kızların, kadınların dünyasını, duyarlılığını anlayacaklarını uzmanların da, sosyologların da söylemesi lazım.

Böyle günlerde, özellikle kadın yazarların, kadın sanatçıların da konuşma yapmalarını, yaşamlarından örnekler vermelerini tavsiye edeceğim. Diğer anma gününde bu eksiği gidersinler.

Bir kadın sanatçının kızlığından beri neler yaşadığını, neler çektiğini, ailesi, toplumu ile ilişkilerinin niteliğini onlardan öğreneceğiz. Bence yarının kızları da onları okuyarak bilinçle konumlarını tayin edecekler.

Hiç kuşkusuz bilim insanlarında kadınlara da ayrı bir parantez açmak gerekiyor.

Neden bu zorunlu?

Çünkü genç kızlar örnek alacakları insanları severler, erkekler de. Sanatın kalıcılığı sayesinde düşünceler yerleşir.

BİLDİRGENİN ilk cümlesi şöyle başlıyor:

“Toplantımızı hem kızlar, hem erkekler bir arada yaptık. Çünkü kız çocuklarının güçlenmesi, kızları olduğu kadar erkekleri de ilgilendiren bir konu.
Çalıştayı izleyenler, gençlerin düşüncelerinin sağlamlığını, savunmaktaki yeteneklerini özellikle belirttiler.

Bildirgenin ana başlıkları:

- Çocuk yaşta yapılan evlilikler.

- Üzerinde durduğumuz ikinci önemli konu: İstismar ve güvenlik problemleri.

- Tespit ettiğimiz önemli sorunlardan biri de eğitimsizlik.

- Bir başka önemli sorunumuz yoksulluk kaynaklı sorunlar.

- Çocuklar ve gençler olarak karşılaştığımız en önemli sorunlardan biri de şiddet.

- Toplumdaki cinsiyet ayrımcılığı da biz çocuklar ve gençlerin karşısındaki en önemli sorunlardan biri.

Bildirgenin sonunda öneriler toplamı var.

* * *  

ÖNEMLİ bir gün ama burada söylenenler burada kalmasın. Dilerim hepsi hayata geçsin.