Paylaş
Verdiği bilgilerden benim için can alıcı olanı, Tahran’da Beethoven’ın 9. Senfoni’sinin çalınmasıydı.
Yazıdan bir bölümü anımsatma amacıyla köşeme alıyorum:
“Tahran’ın gözbebeği Vahdet Salonu tıklım tıklım dolu. 40 yıl sonra ülkesine dönen şef Alexander Rahbari batonunu kaldırıyor ve Humeyni resminin altındaki orkestra Beethoven çalmaya başlıyor.”
Rahbari’yi Cumhurbaşkanı Ruhani davet etmiş.
Oskay’a söylediği kulak ardı edilmeyecek bir öneri: “Bir Türk orkestrasını Tahran’a davet etmek istiyorum.”
Orkestra Çin’e ve Berlin’e gidecek. Barenboim de Tahran’a gelecekmiş.
İlber Ortaylı da Çınar Oskay’ın röportajını kaynak göstererek daveti destekliyor yazısında: “İranlı ünlü şef Alexander Rahbari, ‘Sizinkiler de buraya gelmeli’ diyor. Katılıyorum. Orkestramız Tahran’da İranlı meslektaşlarıyla birlikte çalmalı.”
Ortaylı, benim de katıldığım bir repertuvar taslağı sunuyor:
“Rahmaninov’u Rahbari yönetmeli, orkestra çalmalı ve solist de Fazıl Say olmalı.”
Şef olarak da Gürer Aykal’ın adını telaffuz ediyor.
* * *
BAŞTA Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası olmak üzere, birçok devlet senfoni orkestraları var, Tahran’a gidebilirler, onlar da buraya gelebilir.
Artık çağımızda siyasetçilerin karne notları sanata verdikleri önemle doğru orantılı. Çünkü uluslararası ilişkilerde siyaset tanıtıcı bir unsur olmuyor. Sanat en geçerli hüviyet. Ulusları aşan küresel bir sanat anlayışı dünyaya egemen.
Kanaatimce İranlı müzikçilerle, solistlerle Türk orkestraları birlikte konser verebilirler. Vermeliler de...
İnanıyorum ki, iki halk birbirlerini müzik aracılığıyla tanımalılar. Çünkü bu sayede daha doğru ve samimi tanıyacaklardır. Yoksa, siyasal rejimlerin birer kısırdöngü halini alan enerji, ekonomi veya askeri anlaşmaların dışına çıkmadığını görüyoruz. Bu da halkları tanıma konusunda belirleyici bir etki taşımıyor.
Daniel Barenboim, İsrail’de Wagner çalmış, tepkiler almıştı, evet. Ancak, tartışmalar, fanatiklerin protestoları unutuldu gitti, oysa o muazzam konser hâlâ hatırlanıyor.
Bir başka girişimi de bütün müzikseverler biliyor. Gene Barenboim’in yönettiği Doğu Batı orkestrasının müzisyenleri, İsrailli ve Filistinli müzisyenlerden oluşuyor. Yıllardır hükümetlerin sağlayamadığı birlikteliği sanat uzun zamandır başarıyor!
Ülkeyi yönetenler, sanatın uluslararası gücünü unutmasınlar. Buradaki bir Türk yazarı dışarıda okunuyorsa, bir ressam dışarıda sergi açıyorsa, bir müzikçi dışarıda herkesin ilgi gösterdiği konser verebiliyorsa, ülkenin tanınması için görevlerini yapmış olur.
Niye kabul etmiyorlar? Siyasetçilerden oluşan gruplar, hiçbir ülkede kalıcı etki bırakmıyor. Ben yurtdışı gezilerimde, gittiğim yıllarda o ülkede hangi isim cumhurbaşkanıydı, başbakandı, çoktan unuttum. Ama gittiğim konser, sergi veya karşıma çıkan diğer sanatçılar belleğimde bütün tazeliğiyle duruyor.
* * *
UMARIM bu öneriye katılanların sayısı artar. Çağdaş bir kimlik taşıyan herkesin bunu destekleyeceğinden kuşkum yok.
Paylaş