Paylaş
Sözgelimi, müzik, sahne dünyasından örneklerle başlamalı yanıtlamaya.
Marilyn Monroe, Frank Sinatra hakkında yazılan kitaplara dair tanıtma yazılarını okuduktan sonra, yeni notlar ortaya çıktı ve yeni sorular sordum kendi kendime.
Münir Nurettin Selçuk’un, Zeki Müren’in Yılmaz Güney’in veya yaşayanlara geçelim Sezen Aksu’nun biyografik romanları neden yazılmaz veya yazılamaz?
Önce ailelerin bilgi ve belge saklama saplantısına değinelim. Babalarının, annelerinin zaaflarından söz etmezler. Anlattıkları, onu yüceltme stratejisine yöneliktir.
Ayrıca aile bireylerinin sınırları içine kapanarak bir biyografik roman yazılamaz. Onun arkadaşlarına dostlarına, düşmanlarına da başvurularak bilgi ve belge toplanmalıdır.
Ancak sorulan sorulara yanıt her zaman bir korumacılık anlayışı içinde verildiğinden, roman çok zor yazılır. Doğruyu söyleyene, düşman gözüyle bakılır.
Hele bu siyaset dünyasından birisiyse bu yüceltme oranı artık dengeyi kaçırarak devam eder.
* * *
ESKİ Amerikan Başkanı Ronald Reagan’ın oğlu Ron Reagan, My Father at 100 adlı kitabında, babasını, babasıyla olan ilişkilerini ve onun siyasal kimliğini anlatıyor.
Oğlunun yazdıkları, yalnız babasını değil, Ronald Reagan’ın babasıyla olan ilişkilerini de anlatıyor.
Okuduğunuzda, bir oğul babasını böyle mi yazmalıydı, diye eleştirebilirsiniz. Ama onları yazmasa gerçek kimliği ortaya çıkamaz ki...
Dokuz-on yaşlarındayken Ron, duyarlı, kırılgan bir çocuk olduğunu, onun babasının yaşamındaki yerini düşündüğünü yazıyor.
* * *
FRANK SINATRA’yı şarkıcı olarak da, aktör olarak da çoğumuz tanıyoruz.
Nasıl biriydi diye sorulduğunda, tam olarak vereceğimiz cevap ne olacaktır acaba?
Gazetelerden, dergilerden okuduğumuz kadar tanıyorum, demeliyiz.
Oysa Frank: The Voice kitabında, onun Buradan Sonsuzluğa (From Here to Eternity) filmindeki rolüyle Oscar’da yardımcı oyuncu ödülünü aldıktan sonraki yükseliş çizgisinden söz ediyor.
Yazar, burada onun başarılarını, mesleki zaferlerini vurgulamaktan çok, iş bağlantılarını, iç dünyasını aydınlığa çıkarmaya çalışmış.
Biyografi çalışmalarında genelden özele yönelen bir tercih de yapılabilir, bu sayede yaşamının belli bir bölümünden bütünü anlatılabilir.
Müzikçi ve oyuncu arkadaşlarının söylediklerine bakarsanız, kimi övüyor, kimi yeriyor, zaten portre bu sayede bütünleniyor.
* * *
BİYOGRAFİK roman, biyografi kitabı yazarken, yazanların da, sorulara yanıt verenlerin de, yakınlarının da, akrabalarının, dostlarının da cesur davranmaları gerekiyor.
Hele en önemlisi, bilhassa biyografik roman yazarlarının işin içine kurmaca unsurlar da dahil edeceklerini hesaba katarak, itiraz eden seslerin yükselmemesi gerekir.
Siz şöyle sorabilirsiniz.
Sen bu cesareti gösterebilir miydin?
Cevabımı açıkça söylemeliyim ki, hayır.
Yazımda aşağıdaki kitap tanıtma yazılarından yararlandım:
* Portrait of the Artist as a Young Man, Geoffrey O’Brien (Frank: The Voice by James Kaplan), The New York Review of Books, 10 February 2011.
* The Real Reagan, Russel Baker (My Father at 100 by Ron Reagan), The New York Review of Books, 10 March 2011.
Paylaş