Bir cumhuriyet kızı

Pakize Türkoğlu’nun ‘Kızlar da Yanmaz - Genç Cumhuriyet’te Köy Çocuğu Olmak’ kitabı cumhuriyetle nereden nereye geldiğimizin köy bağlamında anlatılması. Bu kitap çok önemli çünkü cumhuriyetin ne yaptığını, nasıl bir rejim olduğunu anlamak için özellikle başarılı cumhuriyet kızlarının yaşamını bilmek gerek

Cumhuriyet kızlarının biyografileri benim için çok çekicidir.
Birkaç açıdan...
Birincisi, köyden çıkıp bir mücadele vererek doruğa tırmanırlar. Çünkü inançları onları başarıya götürür. Bu başarının hikâyesini öğreniriz.
İkincisi, cumhuriyet rejminin öğrenim eşitliği sayesinde, köylü çocukların, özellikle kızların okumasını tüm serüveniyle öğreniriz.
Üçüncüsü, Köy Enstitüleri’nin köy çocuklarına okumak için tanıdığı imkânları birinci kaynaktan öğreniriz.
Dördüncüsü ise, bilgili, donanımlı olabilenler için halkevlerinin yaşamlarındaki rolünü bir kere daha gösterir.
Pakize Türkoğlu’nun ‘Kızlar da Yanmaz - Genç Cumhuriyet’te Köy Çocuğu Olmak’ kitabı işte yukarıda saydığım bütün öğeleri içeriyor.
Türkoğlu’nun kitabı iyimser bir anlayışla yazılmış.
Bu emeği verenlerin, bu çabayı gösterenlerin, çalışırlarsa nasıl yükselecekleri umudunu veriyor.
Ne yazık ki bu umudun gerçekleşmesi için bugün koşullar elverişli değil.
Ne Köy Enstitüleri var, ne Halkevleri, ne de herkesin eşit olarak okuma fırsatı...
Türkoğlu’nun kitabını sadece bir mesaj kitabı olmadığı, kuru bir cumhuriyet övgüsü olmadığından çok sevdim.
Çünkü 1927 doğumlu Türkoğlu’nun o yıllarda anlattığı köy ve köylüler beni bilgilendirdi.
İnsan ilişkileri, komşuluklar, akraba münasebetleri, bize köydeki hayat konusunda önemli bilgiler veriyor.
Asıl bir başka çekici yanı, köyde kadınların işlevi, yeri ve verdikleri mücadeleyi tüm yönleriyle aktarıyor olması. Çünkü bir köy kızı olan Pakize Türkoğlu, köyden çıkıp şehirde okumanın hem zorluğunu, hem de o dönemde kolaylığını anlatıyor.
“Okuyan kızlar da yanar” korkutmasının; kızların okumasını önleyemediğini, birçok babanın ananın bu söze inanıp kızlarını okutmaktan çekinmediklerini gösteriyor.
Yaşamından notları okurken, adeta köy hayatı üzerine bir roman okuduğum duygusuna kapıldım. Çünkü hepsi de cumhuriyet rejiminde bir şeyler yapmak istiyorlardı.
Ayrıca cumhuriyetle nereden nereye geldiğimizin de köy bağlamında anlatılması, bu kitap.
Cumhuriyetin ne yaptığını, nasıl bir rejim olduğunu anlamak için özellikle başarılı cumhuriyet kızlarının yaşamını bilmek gerekir.
Çünkü onlar ilerlemenin, köyden çıkmanın, kentlere ulaşmanın, kentin ve sosyal hayatın muasır medeniyet seviyesine çıkarılmasının simgesidirler.

İNANÇ VE ÇAĞDAŞLAŞMA

Ayrıca, öğretmen olduklarında yeni kuşaklara o başarı inancını, cumhuriyetin önemini aşılarlar.
Hiç kuşkusuz bu yazılar ve kitaplar, inancın, çağdaşlama duygusunun nasıl başarıya götürdüğünü kanıtlar.
Belki de, kitabın özelliklerini sıralayacağımıza, onun yaşamöyküsünü yazmak, bu dediklerimizi az ve öz biçimde size iletir:
“1927’de Antalya - Gazipaşa’nın Göksenir yaylasında doğdu. Köyü Çile’de okul olmadığı için Gazipaşa’da başladığı ilkokulu Alanya’da tamamladı. 1944’te Aksu Köy Enstitüsü’nü, 1947’de Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nün yüksek bölümünü bitirdi. 1962’de Çapa Eğitim Enstitüsü pedagoji bölümünü tamamladı. İlk, orta ve yüksek öğretim kurumlarında öğretmen ve yönetici olarak çalıştı. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi’nin eğitim bilimleri bölümünden 1985’te emekli olduktan sonra, özel okullarda eğitim danışmanı ve rehberlik uzmanı olarak çalıştı. Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın (TÖS) kuruluşundan kapanışına dek üyesiydi, bir dönem yönetim kurulunda da bulundu. Tonguç ve Enstitüleri kitabıyla 1998’de Türkiye İş Bankası’nın verdiği ‘Toplum ve İnsan Bilimleri Büyük Ödülü’nü kazandı. Dergi ve gazetelerde eğitim bilimi konularında yazmayı sürdürüyor.”
Pakize Türkoğlu’nun kitabını okuyun, cumhuriyet tarihini ve Atatürk’ü gerçekçi bir platforma oturtmanızı sağlar.

KİTAPTAN
ASIL OKUMAZSAM YANARIM

O gün anamın beni savunmasına karşın ‘okuyan kızlar yanacak’ denmesi aklımı karıştırmıştı. Üstelik Zekiye biliyordu nasıl yanılacağını. Ne de olsa benden büyüktü. Ya doğruysa söyledikleri? Okumaya gitme düşüm bozulmuş, örselenmişti sanki. Gece uykum kaçtı. Yatakta tam dalacağım sırada kendimi alevler içinde yanarken düşünüp güçsüzlüğümü duyumsadım. Anamın sözü ve Münevver’in de okuması beni rahatlatıyordu ama daha da emin olmak, sevinmek istiyordum. Zaten yaşamda çok korktuğum şeylerden biriydi yarın ahrette cayır cayır yanmak. Bunu sık sık duyardık. Birçok şey için böyle söylenirdi ve ben o söylenenleri yapmamaya çalışırdım korkumdan. Ama okumaya gitmekten vazgeçmek aklıma gelince... Asıl o zaman yanıyordu içimde bir yerler. Bu işin doğrusunu bilmek kolay değildi. Anamın söylediği doğruydu belki, erkekler değil de niçin kızlar yansındı? Ama kimi zaman anamın söyledikleri de birbirini tutmazdı.

DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTiKLERi

Ayfer Tunç Suzan Defter Can Yayınları
Grimm Kardeşler Grimm Masalları 2 cilt Pinhan Yayınları
Sina Akyol Vadedimveylaya Yasak Meyve
William Blake Kaplan! Kaplan! Helikopter Yayıncılık
Robert Silverberg İçerden Ölmek İthaki Yayınları
Yazarın Tüm Yazıları