Belediyelerin girişimlerini destekliyorum

Uzun süredir belediyelerin iki girişimini yürekten destekliyorum.

Haberin Devamı

Birincisi kütüphane açmaları, ikincisi de beldelerinin tarihini yazdırmaları.

Belediyelerden gelen konuşma taleplerinin hepsine katıldım, konuştum, çekim yaptılar.

O semtte yaşayanların bilgisine başvurmak elbette gerekir ama bunun yanında kitapları da okumak, onları bütünlemek gerekir.

Semtlerin tarihinin içinde orada yaşayanlar kadar gündelik hayat da yazıya getirmeli.

İstanbul’un her semti aynı zamanda kozmopolit kavramının da örneklerini oluşturur.

Adı semtle anılan kişilerin bireysel tarihleri bu çalışmalarda yer almalı. Arşiv çalışmalarının buradaki önemine değinelim. Ne yazık ki bu alanda koruma duygumuz, alışkanlığımız zayıf.

İstanbul’un her semtindeki yaşam farklıdır. Evler, apartmanlar, eski pazarlar bile önemli birer ayrıntıdır.

Beyoğlu’nu anlatanlar hep İstiklal Caddesi’ndeki görkemi, lüksü okurlarına iletirler.

Haberin Devamı

Bir sokak sonrasındaki batakhaneler pek gündeme gelmez.

Lokantalardan pastanelerden söz edildiğinde burada oturanlar çoğu zaman dikkate alınmaz. Oysa mekânlar oraya gidenlerle yaşar.

KİTAPLAR NASIL HAZIRLANMALI

Hazırlanan kitaplarda ya da belgesellerde kuşak değişimine de mutlaka yer verilmeli. Ağız tadı tarihinin bilinmediği bir belgeselde ya da kitapta insan unsuru eksik kalır.

Beyoğlu’nu anlatırken buranın mimari yapısının tarihi mutlaka incelenmeli ve insanlarla birlikte kayda geçirilmeli.

Her kuşağın buluştuğu yerler, gündelik haberleşmenin yanı sıra edebi ilişkilerin de tarihidir.

Semtlerin monografisi yazılmadan, İstanbul’un doğru tarihi oluşturulamaz.

Eski semtlerden tarih çıkar ama yeni semtlerden de değişen kentin fotoğrafı çekilir.

Ayrı ayrı dükkânların bulunduğu semtlerde şimdi AVM’ler bir toptancılığı hayatımıza soktu.

Günümüzün hızlı yaşamında her ihtiyacınızı karşılayan AVM’leri uzun bir başlık altında anlatmak gerekiyor.

İstanbul’da yazlık semtleri bugün kaç kişi biliyor?

Festivallerin olmadığı İstanbul’da insanlar nasıl eğleniyorlardı?

Beyoğlu’nun mimarisi nasıldı? Ünlü Türk ve yabancı adların oturduğu apartmanların tarihi yazıldı, yabancılar çoğunluktaydı.

Haberin Devamı

Kenar semtleri yazarlar edebiyata getirirlerdi, gidip gezilen yerler değildi.

SEMTLERİ İNSANLARLA TANIMAK

Cerrahpaşa’da Kâmuran Şipal ile Ali Tanyeri yaşamasaydı, oradaki kahve nereden bilenecekti?

Narlıkapı’da onlara Behçet Necatigil de katılırdı.

Ara Güler kenar semtleri çekmeseydi bugünkü kuşak oraların geçmişini bilmeyecekti.

Fener, Balat ziyaret edilen bir semt değildi, yıllar sonra tanındı, ziyaretçilere açıldı.

Belli bir semti seçip orada yaşayan edebiyatçıları yazarken semtin tarihi de incelenmeli.

Hüseyin Rahmi Gürpınar olmadan Heybeli’yi anlatmak mümkün değil.

Sait Faik Abasıyanık olmadan da Burgazada yazıya getirilemez.

Kınalı ise şair Fazıl Ahmet Aykaç ve grafiker İhap Hulusi’siz anlatılamaz.

Haberin Devamı

Sokak tabelalarında adları var ama onlar için de bir önerim var.

Sadece ad yazıyorlar. Kimdir, hangi alanda tanınmıştır, bu yok. Bence adın altına biyografisinden bir kesit konulmalı.

Ne yazık ki sanatçı evleri bizde korunmuyor, oranın belediyesi bu görevi üstlenmeli.

Her şehir insanıyla bilinir. Ben İzmir’i iki ziyarette tanıdım, Bodrum’un ne olduğunu ise bana Halikarnas Balıkçısı anlattı.

Ankara’ya gitmiştim ama aydınların, edebiyatçıların ‘Ankara’sını Türk Dil Kurumu üyesi olduktan sonra tanıdım, derinlemesine bir bilgim oldu.

Yazı kadar fotoğraflar da önem taşıyor.

Yaşadığımız kenti, beldeyi tanıyalım, tanıtalım.

Yazarın Tüm Yazıları