Doğan Hızlan: Bayram sevincini bölüşenlere

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Süreklilik, geleneklerin kuralıdır. Kuşaktan kuşağa devredilirken güzelleşir, değişir, bazı yanları kaybolur, bazı unsurları da yenilenir.

Bence bayramlar da bunlardan biridir. Katı, değişmez düşüncelerimize ara verip, duygularımıza bırakmaktır kendimizi.

Sevdiklerimizi memnun etmek kadar, unuttuklarımızı hatırlamaktır.

Sık sık duymuşumdur çocukluğumda. Dargınlar için, bayramda barışırlar, denilirdi. Ben hálá bu geleneğin, düşmanlıkları dostluğa çeviren, dostlukları da pekiştiren bu anlayışın devam ettiğini ummak istiyorum. Böylece hiç olmazsa kin denilen habis tümörün bayramlarda selimleştiğini düşünebilmek, hayal edebilmek...

Hayatımda çok az eski günleri özledim, nostaljiye kapılırken bugünü kaybetmekten korktuğumdan. Her zamanın güzelliğini yaşama tutkumdan...

Eski bayramlar, eski bayram günleri büyük ailelerin evlerinde kurulan büyük sofralar. Zaman bir daha getirmemek üzere aldı götürdü onları. Küçük evler, küçük mutluluklar. Büyük sofraların sadece güzellikleri anlatılır, ya mutsuzlukları... Küçük mutfaklarda telaşlı yenen yemeklerin zamanı.

Konak yaşamı bitti. İmparatorluğun çöküşünün sonbaharı başladı.

* * *

CUMHURİYET yaşam tarzı, toplulukların içine Batı'nın bireysellik ateşini düşürdü. Zaman zaman başına buyruklukla bireycilik akımları birbiri içine girdi. Oda, hayat tarzımızın evrim tarihine yazıldı.

Doğulu aile hevenginden küçük bir salkım üzüm. Hayatlarımızda bağbozumu sonrasının bir tür ayini belki de.

Son günlerde art arda okuduğum iki kitap, büyük ailelerin görünen görkemi arkasındaki insan trajedisini dile getiriyor.

Biri Şirin Devrim'in Şakir Paşa Ailesi, diğeri Ayşe Kulin'in Füreya'sı.

Büyük Ada'daki köşk yaşantılarının, birbirine bağlı hayatların bireysel özgürlüğü kısıtlayan, iç isyanlara yol açan görünmez zincirleri.

Ritüelleri, gelenekleri, törenleri, şölenleri severim ben. Ortaklık duygusunun öne çıktığı zamanlardır.

Çikolata ikram ederim gelenlere.

Çocukluğumun lokumlarını, badem şekerlerini, fondanlarını anımsarım. Güllü, sakızlı, fıstıklı, fındıklı, kaymaklı lokumları hálá severim.

Likör içen kuşağa da bir bayram tebriği atmak içimden geldi.

Hangi likörü çok seversiniz/severdiniz?

Ahududu, nane, altın...

Bayram günlerinde hep bayram yapamayanları düşünürüm.

Tevfik Fikret'in oğlu Halûk'a yazdığı şiiri bir kez daha okurum. Meserret başkalarıyla bölüşülmüyorsa neye yarar? Bencil sevinçlerin girdabında dönmekten bayramda olsun kurtulalım.

* * *

BAYRAMINIZI kutluyorum. Sevindirdiğiniz insan oranında da sevincinizin büyümesini arzuluyorum. Barışı, sevgiyi unutmayın, bunun sadece bayramlara özgü olmadığını da belleğinizin bir köşesine yerleştirirseniz sevinirim doğrusu.

Yazarın Tüm Yazıları