Paylaş
Kötü de olsa iyi de olsa, geçmişe döndürmeyin yüzünüzü. Oraya takılıp kalır, geleceğe bakamazsınız.
Zaten geçen yılın çok iyi olduğu kanısında mısınız bilemem? Bir döküm yapıldığında memleket ölçeğinde, tatsız hadiselerin sayısı mutluluk veren olaylardan daha çok gibi görünüyor...
Sık sık Paul Eluard’ın tekrarladığım dizeleri var, aklımda kaldığı kadar yazacağım. Gecenin asla tam karanlık olmadığını söylemişti. Bizi, karanlığın içinde bir yıldız aramaya çağıran anlamlı bir direnç mesajı.
Yılmamak için, sinmemek için Sisifos efsanesini sık sık anımsayın. Bir kayayı tepeye çıkarır, kaya yere yuvarlanır. Hem de her gün. Ama o gene kayayı yukarı çıkarmayı deniyor. Albert Camus de kitabına bu adı koymuştu.
Rüzgâr Gibi Geçti’nin son karesini hiç unutmam. Ev yanarken, o yangının alevleri arasında, Scarlet Ohara’nın (Vivien Leigh), acıları, yıkımları düşünmeyi yarına ertelemesi beni etkilemiştir.
İyimserliğin pembeliğiyle kötümserliği zihin kazanınızda karın, o rengi kullanın.
Nasihat dinlemeyi sevmem, ama hepimiz nasihat etmeyi severiz. Yazımın üslubundan böyle bir sonuç çıktıysa, bağışlayın.
YILBAŞINA biraz da eleştirel yaklaşalım mı?
İki edebiyat ustasından alıntılar eşliğinde yazmalı.
Biri Nâzım Hikmet*, diğeri de Eduardo Galeano**.
1934 yılında, Orhan Selim takma adıyla Akşam gazetesindeki yazının başlığı şu: Danslı Çay.. Noel Ağacı.
“(...) Yılbaşını ben niye kutlayayım? Yılbaşıyla öteki günlerin, bence bir ayrılığı yok ki... Yılbaşında ne olmuş? Emperyalizm o gün mü denize dökülmüş, yoksa Halifeliğin kaldırılması böyle bir yılbaşı gününe mi rastlar? Belki de büyük bir bilgili adam bundan şu kadar yıl önce böyle bir yılbaşında adamoğullarına verecek bir nesne bulmuştur. Öyle mi? Hayır mı? Öyleyse yılbaşı neyime gerek?”
Galeano, Bugün yazısında, kimi kültürler için yeni yılın ilk gününün bugün olmadığını söylüyor!
“Mayalar, Yahudiler, Araplar, Çinliler ve dünyanın diğer birçok sakini için bugün yılın ilk günü değil. Bugün tarihi Roma tarafından, Vatikan Roması tarafından, kutsanmış ve emperyal Roma tarafından icat edildi ve yılların bu sınır kavşağını bütün insanlığın kutladığını söylemek oldukça abartılı bir ifade.
Ama şunu kabul etmek gerekiyor: zaman bize, yani gelip geçici yolcularına karşı yeterince sevecen ve bugünün günlerin ilki olabileceğine inanmamıza ve onun bir manav gibi neşeli olmasını istememize izin veriyor.”
Bu yıl Çin takvimine göre Yılan Yılı’ymış.
O yılın dolmakalemini kullanmaya başladım, demek ki artık yıl algılamam kalemlere göre olacak.
GÜZEL, sağlıklı, bilgece, herkesin özellikle yazarların özgür olduğu aydınlık dolu, umutlu bir yıl dilerim.
(*) Nâzım Hikmet, Yazılar 2 (1924-1934), YKY
(**) Eduardo Galeano, Ve Günler Yürümeye Başladı, Çev.: Süleyman Doğru, Sel Yayıncılık.
Paylaş