Paylaş
Atillâ Dorsay’ın ‘O Güzel Atlara Binip Gidenler’ kitabı özellikle sinema dünyasında aramızdan ayrılanlarla ilgili anılardan oluşuyor. Bazı kitaplar var ki sözü edilen kişileri tanıyorsam onlara daha büyük bir ilgi gösteriyorum. Çünkü onların yakından tanıdım, filmlerini gördüm, haklarında kitaplar okudum...
Dorsay kitabını üç ana başlıkta yazmış:
Birinci bölüm: ‘Yönetmenler: Tam Bir Yaprak Dökümü’.
İkinci bölüm: ‘Yüzleri Hiç Unutmayacağız’.
Üçüncü bölüm: ‘Değişik Alanlara Damga Vuranlar’.
Kitabın başında iki alıntı var: “Ne kervan kaldı ne at, hepsi silinip gitti / İyi insanlar iyi atlara binip gitti.” Necip Fazıl Kısakürek. “O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler.” Yaşar Kemal.
O Güzel Atlara Binip Gidenler - Atillâ Dorsay - Remzi Kitabevi
5 üzerinden 4 yıldız
Tartışmalara açıklık getiren satırlar
Sunuş’ta kitabın bölümlemesinden içeriğine, yazış biçimine kadar bazı notlar okuyacaksınız. Polemiklere, tartışmalara da açıklık getiren satırlar bulacaksınız.
Dorsay’ın yazıları bir tür çeşitliliği gösteriyor. Yer yer biyografik notlar, yer yer sinemamızdaki yeri, yer yer çektiği filmler hakkında bilgi. Filmlerinin ardındaki dünya görüşü de bu yazıların içeriğini oluşturuyor. Karma bir yazı stili.
Ben önce tanıdığım yönetmenlerden söz etmeliyim. Onları bir seyirci olarak değerlendirebilirim. Bu öznel bilgiye Dorsay’ın yazdıklarını da ekleyince, onları daha yakından tanıyorum.
Lütfi Akad’ın filmlerini seyrettim, kitabını okudum.
Metin Erksan da filmleri yanı sıra görüşlerine de değer verdiğim, özgün bir sinemacı, iyi bir dosttu.
Tanıdıklarım, dostlarım...
Halit Refiğ’i de sineması dışında düşünceleriyle, ulusal sinema anlayışını iyi bilirim. Eşi Gülper Refiğ’i de yakından tanıdım.
Yılmaz Güney’i okudum, tanıdım, setinde bulundum.
Zeki Ökten’in, Ömer Kavur’un filmlerini gördüm. Kavur’la tanışıp konuştum da...
Erdoğan Tokatlı’nın yapıtlarını seyrettim, dostluğumuz da oldu.
Başar Sabuncu’yu oyunlarıyla, dostluğuyla anımsıyorum. Aktörler arasında en çok tanıdığım, dostluk ilişkileri kurduğum hiç kuşkusuz Tuncel Kurtiz’di. Engin Cezzar’ı da tiyatrodan ve dostluk buluşmalarından anımsıyorum.
Tanıdıklarımın, dostlarımın çoğunluğu ‘Değişik Alanlara Damga Vuranlar’ başlığını taşıyor.
Bu tür kitapların önemini ve işlevini hep savunmuşumdur. Çünkü ileride yazılacak biyografiler, tarih kitapları için bu bilgilerin yararlı olduğu kanısındayım. Özellikle bir sinema eleştirmeninin çizdiği portreler, onların filmlerinin ardındaki kişiliklerini de ortaya koyduğu için ayrı bir özellik taşıyor. Bana da bazı tanışmaları anımsattığı için ayrı bir yeri var.
Paylaş