Antalya'da sonbahar papağanları

Doğan HIZLAN

Yağmurun eli kulağında bir sonbahar sabahı. Kalabalığın terk ettiği Antalya. Enis Batur'un ödül kazanan şiir kitabı, çok sevdiğim Opera üzerine düzenlenen bir sempozyum için, yağmurlu bir gecede, sessiz bir otele indim, arkadaşlarımı bekliyorum.

Gece yarısı, tek tük ışıklar, güneyin başkenti Antalya'dan çok, bir taşra kentinin kış manzarasını aydınlatan ölgünlükte.

Floresan lambalarının soğuk ışığı altında, kırk yıl önceki gelişmemiş İstanbul'un Sirkeci otellerini düşünüyorum.

Onun için de gün doğumunu bir müjde gibi bekledim.

Gri gökyüzülü bir sabah. Ressam Tülay Börteçene, Ahmet Oktay, Mehmet H.Doğan, panelin yapılacağı binanın önünden denize doğru yürüyoruz.

‘‘Biliyor musunuz diye’’ lafa başlıyor Börteçene, ‘‘İstanbul'da devrilen bir TIR'dan uçup kurtulan papağanların bir bölümü de burada.’’

Göztepe'de her akşam güneş batarken onları seyrediyormuş, onun, papağan saatiymiş.

Sesleri çirkin, görüntüleri güzel, yemyeşil kolyeli papağanlar.

Palmiyeler, kaktüsler ve kırmızı çiçekler. Gene terk edilmiş şehirlere duyduğum tutku depreşiyor.

* * *

İLGİ çekici bir paneldi, Enis Batur'un Opera kitabını, çeşitli yönleriyle değerlendirdik. Üniversiteden birçok dostla birlikte, eleştirmenler, yazarlar, şairler, bir kitaba çokgen bakmanın şiirsel hazzını yaşadık.

Bursa Uludağ Üniversitesi öğretim üyesi Mustafa Durak düzenledi bu sempozyumu. Tebliğler kitap halinde yayınlandı, Enis Batur okurları, onun şiirine yaklaşım konusunda zengin yorum malzemesine kavuştular.

Akademik ve farklı bakışların kesişip ayrıldığı yollarda bizim yaptığımız şiir gezisine eşlik edecekler. Belki de zaman zaman ayrı bir yol seçecekler.

* * *

BİZ paneldeyken, mutlaka dışarıda papağanlar palmiyelere konuyorlardı. Biz ise salonda dönenip duran, Enis Batur'un E/Babil Kuşları'nın sırrını arıyorduk.