Paylaş
Devlet, iade iitibar kavramını geçmişte eziyet çekenlere uygulamalı. Ne yapmıştı Ahmet Kaya?
Kürtçe bir türkü söylemek istedi.
Ah bu siyasetçiler, sanatçıların ileriyi gördüklerini bir kabul etseler. Eğer ona Kürtçe türküyü söyletselerdi, bugün nice kan döküldükten sonra varılan anlaşmalar çok daha önce gerçekleşecekti.
Dil meselesi her zaman insanlar arasına bir engel olarak konulmuştur. Ne zaman bir ülke ile aramızda bir gerginlik çıksa, burada o dili konuşanlara ambargo uygulanmıştır.
Gençliğimde anımsarım. Toplu taşıtlarda kültürünün, ana-babasının dilini konuşanlara, “Vatandaş Türkçe konuş” uyarısı yapılırdı. Bir ülkeye bağlılık ile, o ülkeyi sevmekle dil arasındaki bağlantıyı anlayamazdım, hâlâ anlayamıyorum.
Çünkü o dili ailesiyle konuşuyor, o dilin kültürünü, edebiyatını biliyor, hayatını, düşünce yapısını o dilin pratiğine göre şekillendirmiş... Tekrar sormalı, tüm bunları nasıl terk etsin?
* * *
DİL meselesini düşünürken OT* dergisinde Mehmed Uzun’un yazısını gördüm. Onu yazıma aldım: “İsmim Mehmed, soyadım Uzun. Doğum tarihim 01.01.1953, herkes beni böyle biliyor. Ama bunların hiçbiri gerçek değil; ismim Mehmed değil, soyadım Uzun değil, doğum tarihim bu rakamlar değil.
Siverek’te ilkokulun birinci günü bir tokat yedim, bugün bile aklımdan çıkmaz. Okul bahçesinde sıraya girmeye çalışırken aramızda Kürtçe konuşuyorduk. Bir tokat attı İstanbullu yedek subay öğretmen, Türkçe konuş diye. Ama Türkçe bilmiyordum ki... Ben de bir tokatla tanıştım Türkçeyle. Benim anadilimle bağım böyle koptu.”
Kürt edebiyatının dünya ölçeğindeki yazarı Mehmed Uzun ile tanışmamı Yaşar Kemal sağladı. Perşembe Pazarı’nın olduğu yerde, çevre esnafın taşınması düşünülen yeni yapılmış binada bir kitap fuarı düzenlenmişti. O fuarda tanıştım Uzun’la. Sonra kitaplarını okudum, bir dilin edebiyatının kurucuları arasında bir ustaydı.
Yazıdaki acı anısını okudunuz. Böyle travmalar ömür boyu devam eder.
Bütün bunlara rağmen, bu davranışın kinini sürdürmedi.
Onun gibi usta edebiyatçıları herkes tarafına çekmek ister! Çünkü onlar için edebiyatın gücü bir siyasal anlayışta kullanılmalıdır, fanatizm edebiyatın önüne geçmelidir. Ne yazık!
Mehmed Uzun bu davranışı benimseyenler tarafından hep rahatsız edildi. Yaşamak istediği ülkesini terk etti. Onun güvenini kazandığım için de hep sevgiyle anarım, en önemli açıklamalarını, düşüncelerini benim aracılığımla iletti. Kamuya ben duyurdum. Anadil tartışmalarının yaşandığı bugünlerde iyi edebiyatçı, dostum Mehmed Uzun’un anlattığı öykü, herkesin hafızasına kazınmalı!
OT dergisinde bir başka bölümden de söz etmek isterim.
Çizgilerle Murat Uyurkulak Romanlarından Parçalar. Rewhat çizmiş.
Bir edebiyatçının ürünlerinin bir çizer tarafından yorumlanması, türler arası etkileşim açısından beni her zaman ilgilendirmiştir.
Çizerin seçtiklerinden birkaç örnek alırsak, çizerin yazarı nasıl anladığını öğreniriz.
* * *
ARTIK sanatçıların görüşüne, diline saygı duymayı, sevgi göstermeyi Ahmet Kaya’ya verilen ödül bize bir kez daha hatırlatır umarım.
(*) OT, Ekim 2013, Sayı: 8
Paylaş