‘Acı yeri başka olur’

BEKLEMEK duyguların en kahredicisi.

Haberin Devamı

Belirsizlikler, umutla umutsuzluk arasında gidip gelmeler, bütün bir yaşamda iz bırakan karabasanlar... Buz üstünde yürümek gibi. Nerede inceldiğini bilmeden, kırılıp dibe batacağımız korkusunun verdiği ürperti ile ilerlemek gibi...
Televizyonlarda bekleyenleri gördükçe, bu acının derinliğini hissediyorum.
Uğurlamak bazı mesleklerde dönmemeyi çağrıştırır. Madenciler, süngerciler...
Büyükler ama ille de çocuklar, babalarını beklerken ölüm haberiyle karşılaşmaları ne kadar büyük vurgundur. Onu hangi kuvvet teselli edebilir? İşin en acı yanı, ailenin diğer bireyleri acı denizinde boğulurken, başkalarını teselli etmeyi nasıl düşünsünler.
“Bir cenazesi olan evler şanslılar” cümlesinin ağırlığını nasıl omuzlayabiliriz ki?
Gidenlerin dönmeyişini bir ömür boyu unutamazlar, hele o meslekte başka yakınları çalışmaya devam ederse, her gün bir acının gölgesi düşer günlük yaşamına.
Gidenler-dönmeyenler, insanın en acı yaşantısıdır.
Ne kadar çok işlenmiştir bu konu. Çünkü insanoğlunun kimyasını, dünyaya bakışını değiştiriverir.
Bütün her şey sonuçlandıktan sonra, özellikle çocuklara eğilmelidir psikologlar, onlara her şeye rağmen yaşamaları için destek vermelidir. Dünyanın acılarına direnmenin bütün gizlerini öğretmelidir onlara.
Hiç kuşkusuz bütün maddi kaynaklar seferber olmalıdır onlar için.
Soma’ya gidenler, kim olursa olsun, devlet hükümet büyüklerinden başlayarak her ziyaretçi için geçerli bir uyarıdır bu.
İsyanlarını, eleştirilerini, kuşkularını, güvensizliklerini hoş karşılamalılar!
Olağanüstü bir üzüntüyü yaşayanları normal koşullardaki insanla bir tutmak, insanı anlamak açısından bir eksikliktir!

* * *

Haberin Devamı

SAVAŞLAR, depremler, maden kazaları, bunlar Babasız Evler’in çağlar boyunca lanetlenmiş nedenleridir.
Bugün toplumdaki her meslek sahibi ölenlerin arkasından yas tutarken, yaşayanları düşünmelidir. Acılarını unutturmak diyemem ama hafifletmek, yaşama bağlamak için çaba göstermelidir.
Bir pazar sabahının çok daha üzücü olduğu kanısındayım.
Tatil günleri insanı daha kendi başına bırakır, üzüntüler bütün ruhumuzu sarar. Cevat Çapan’ın çevirisini yaptığı Yannis Ritsos’un biir şiiriyle bitireceğim yazımı.
Duygularımızın ortak sesi bu şiir:

Haberin Devamı

BİR MAYIS GÜNÜ BIRAKIP GİTTİN

Bir mayıs günü bırakıp gittin beni, seni o mayısta yitiriyorum,
o sevdiğin bahar mevsimini, yavrucuğum çatıya çıkıp

güneşler içindeki damdan insan dolu dünyaya baktığında,
gözlerin sağamıyordu bir türlü susadığın o aydınlığı.

O sıcak ve yumuşak erkek sesinle kıyı boyunca serili
o çakıllar kadar sayısız neler anlatmıştın bana

Bütün bu güzellikler bizim olacak demiştin,
oysa ışığın yok artık, parıltımız karardı, ateşimiz söndü.

Yazarın Tüm Yazıları