Çanakkale Savaşı’nın belleğimde çağrıştırdığı, beni etkileyen iki edebi metin vardır. Biri Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Savaşı şiiri, diğeri de Ruşen Eşref Ünaydın’ın Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülákat adlı röportaj şaheseri.
Çanakkale Savaşı’nın 90. yıldönümünde önemli kitaplar yayınlandı.
Ali Fuat Bilkan - Ömer Çakır’ın yayıma hazırladığı Harp Mecmuası, Harbiye Nezareti tarafından yayımlandı. ‘Harp Mecmuası’ başlıklı giriş yazısında derginin özelliği, içeriği hakkında bilgi veriliyor:
‘Harp Mecmuası zamanın Harbiye Nezáreti tarafından yayınlanmıştır. Mecmuanın ilk sayısı Teşrin-i sáni 1331 (Kasım 1915) tarihinde çıkmıştır.
On beş günde bir yayımlanan mecmua yayın hayatını Haziran 1334/1918’e kadar sürdürmüştür.
Görsel yönü ön planda olan Harp Mecmuası fotoğraf açısından oldukça zengindir. Kapak fotoğrafından başka mecmuanın hemen her sayfasında bir veya birkaç fotoğraf bulunmaktadır. Çoğu değişik cephelere áit olup her biri bir film şeridi gibi cephelerin manzarasını okuyucunun gözü önüne getirmektedir.’
Birinci Dünya Savaşı’ndan itibaren cephenin fotoğraflarla, yazılarla, şiirlerle, anılarla havasını bu dergi yansıtmış. Dergide şehit subayların bazılarının, ‘yaşayan ölüler’ veya ‘mübarek şehitlerimiz’ başlığı altında fotoğrafları var. Anafartalar Grubu Kumandanı Miralay Mustafa Kemal Bey’in de kapakta fotoğrafları görülüyor.
Harp Mecmuası, bugün çok önemli bir belge niteliği taşımaktadır. Ayrıca o dönemde yazılmış yazılar, büyük ölçüde savaşın sebep olduğu kızgın bir ruh halini, bireylerin kaleminden bize ulaştırıyor.
Şiirleri bugün okuduğunuzda, onu edebiyat ölçütlerine vurduğunuzda zayıf bulabilirsiniz, ama onu yazanın o gün acılara tanıklığının nice okuru yönlendirdiğini unutmamalısınız.
Ben bunları bir edebiyat antolojisinde okusaydım etkilenmeyebilirdim, Harp Mecmuası’nda başka bir ruh haliyle okudum. Edebiyatımızın önemli adlarının savaş hakkında yazdıkları, aydınların savaş zamanında nasıl devletinin, ordusunun yanında bulunduğunun da bugün örnek alınacak bir göstergesi.
Harp Mecmuası, Çanakkale Savaşı’nı ve savaş günlerini bütün canlılığıyla bize öğreten, yaşatan çok önemli bir toplam.
Çanakkale, Acı İláç 18 Mart 1915 - 9 Ocak 1916 Şadan Maraş Öymen İ. Edip Emil Öymen
Notlandırarak Günümüz Diline Hazırlayan: Muzaffer Albayrak. Yeditepe Yayınevi
Çanakkale Savaşı klasik ifadeyle bir yabancının gözünden nasıldı?
Bir İngiliz gazeteci neler yazdı?
Savaşı izlediğinde yaptığı uyarılar neden kaale alınmadı?
Basın aracılığıyla doğruları halka ileteceklerine neden sansürü tercih ettiler?
Ellis Ashmead Bartlett’in Çanakkale Gerçeği’nde bunları, bir savaşın cephe arkasını, dışarıya uzanan yönünü öğreneceksiniz.
SAVAŞ NASIL KAZANILIR
Mustafa Kemal Arıburnu Savaşları
Günümüz Türkçesi:
Nurer Uğurlu
Örgün Yayınevi
Mustafa Kemal-Arıburnu Savaşları da yalnız Çanakkale Savaşı için değil, Mustafa Kemal’in bu savaştaki yönünü daha iyi anlayabilmek için de önemli bir başvuru kitabı.
Savaşların nasıl kazanıldığı kadar, bunu kazanma sürecini, zekásını öğrenmek yalnız askerler için değil hepimiz için önemli.
Mutlaka okunması gereken bir kitap.
Çanakkale SavaŞI’na meslekİ bİr yaklaŞIm
Harp Mecmuası Hazırlayanlar: Dr. Ali Fuat Bilkan-Ömer Çakır Kaynak Kitaplığı
DEVA’nın çıkardığı Çanakkale Acı İláç - 18 Mart 1915 - 9 Ocak 1916 savaşa özel bir açıdan yaklaşıyor.
Önsöz’de Dr. Vasıf Topçu kitabın özelliğini şöyle açıklıyor:
‘Bir sağlık kuruluşu olarak, Çanakkale Savaşı’nın bugüne kadar pek az değinilen bir noktasını aydınlatmayı görev biliyoruz. En az savaş kadar öldürücü olan bulaşıcı hastalıklardan başlayarak, tedavi yöntemlerini, ameliyatları, iláç ve malzemeyi, hastaneleri, doktorları, kısacası savaşın sıhhiye cephesini ortaya çıkartmak hedefimizdir. Bu konudaki eksiklikler, yokluklar, katlanılan zorlukların gündeme getirilmesi, Çanakkale Savaşı’nın, aynı zamanda iláç ve malzeme yokluğuna karşı verilen bir savaş olduğu gerçeğini ve milli ilaç sanayiinin savaştaki önemini tüm yönleriyle anlamamız için öğretici olacaktır.’
Gerçekten de Çanakkale Savaşı’nın askeri yönünü, kahramanlıkları birçok kitaptan yıllarca okuduk. Ama orada savaşanların, düşmanla değil hastalıkla, zor sıhhi koşullarla mücadelesinin altını çizmedik.
Bu çalışma o açıdan o kahramanlıklara yeni bir mücadele boyutu getiriyor. Yayın danışmanı olarak İ. Edip Emil Öymen yazmaktadır. Ancak metin için bir ad verilmemiştir, ben bunu ortak bir çalışmanın ürünü olarak anladım.
Acı İláç’ın başında savaşın nedeni, savaşa gelinen nokta tarihi bir özetlemeyle anlatılıyor.
Benim ve birçok okur için, kitabın en ilgi çekici bölümlerinin 43. sayfada başladığını belirtmeliyim.
Başlıkları yazsam, içeriğin ürperticiliği hemen ortaya çıkar.