Hasan Saltık, gerçekten ihtiyaç duyduğumuz CD’leri çıkardı. Çıkardığı 600’e varan CD’ler Türkiye’nin bütün renkliliğini seslerle bize aktardı. Kurulduğunda iki kişiydiler, şimdi on yedi kişilik bir kadroları var. Müzik endüstrisinin gidişine uygun planlar yaparak ayda en az üç CD çıkarıyorlar. CD satışlarının azalması yüzünden, Kalan Müzik yurtiçi ve dışında, dizi ve film müzikleri alanında da çalışmalar yapıyor. Arşivleri bugüne taşıdı, yurtdışındaki fuarlara da katılarak bizim müziğimizi tanıttı. Türkiye coğrafyasında çalınan, söylenen bütün müziklerle ilgilendi, yoğun çalışmalarla onları bugün bize dinletti. Türk müziğinden halk müziğine, etnik müziğe kadar, yankılanan her sesi kayda geçirdi. Değişik ülkelerden ödüller aldı. Eğer bu ülkede yapılan müzik çeşitlerini öğrenmek isterseniz, onun arşiv dizilerini edinmek zorundasınız. Osmanlı Saray’ından başlayıp Anadolu’nun en ücra köşelerinde bugün artık yaşamayan dillerde yapılan müziklere kadar, her katın, her sınıfın müziğini dinlememizi mümkün kıldı. * * * HASAN SALTIK’la TRT Türk’te Açık Şehir programında yaptığımız konuşmada, CD’lerin satıldığı coğrafyayı konuştuk. Bugünlerde en çok talep Japonya’dan geliyormuş. Programda ayrıca Hasan Saltık bir müjde verdi. 7-8 Haziran tarihlerinde Kalan Müzik etiketiyle albüm çıkaran bütün sanatçılar Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde iki gün boyunca konserler verecekler... Yabancılar bizim müziğimizin her türünü dinleme isteği duyuyormuş. Bir ülkeyi, insanını tanımak için müziğini dinlemenin gereğini biliyoruz. Çünkü müzik sadece müzik zevkinin niteliğini yansıtan bir sanat değildir. Toplumsal verileri, yaşama biçimini de anlatır. Dertlerini, acılarını, mutluluklarını, yaşama bakışlarını, geleneklerini, düğünden ağıtlara kadar geniş bir izleme alanını bize sunar. Arşivlerde kalan birçok sesi, bulup onları teknolojinin yardımıyla, dinlenilir kıldı. * * * ŞİMDİ TRT ve eski plak şirketleri, arşivin değerini algıladılar. Bugünün müziğini anlayabilmek için bugüne kadar yaşanan müzikal serüveni de bilmek gerekir. Kalan Müzik sayesinde, Türkiye’deki halk hareketlerinden eğlence anlayışına kadar nasıl bir yaşam tavrı taşıdığımızı bu eski kayıtlarda bulduk, başka şirketler de birçok eski kaydı CD’ye geçirdiler. Yıllar önce arşivlerde kalan, eski aletlerle yapılmış birçok kayıt, yok olup gitmekten kurtarıldı. Eski sesler, eski sazları bugün dinleyerek, özellikle genç müzikçi kuşağı önemli müzik tavırlarını bu kayıtlardan öğrendiler. Konservatuvarlar, eski kayıtların CD’ye geçirilmesi sayesinde birçok kişiyi tanıdı, öğrendi. Sarayda ne çalınırdı? Hangi tür müzikler dinlenirdi? Sultanların müzikle ilgisi nasıl ve ne seviyedeydi? İmparatorluğun kültür anlayışını bu kayıtlardan öğrendik. Sadece ses CD’leri değil, büyük bir araştırma neticesinde hayata geçen CD’lerin kitapçıklarında uzman araştırmacıların yazdıkları yazılar da bizi daha donanımlı hale getirdi. * * * KALAN MÜZİK’e yeni çalışmalarında başarılar diliyorum. Tarzını, tavrını, felsefesini sürdürsün.