12 Mart’ta Jean-Paul Sartre yüzünden emniyette sorgulandım

BİZİM kuşağın düşünsel ve edebi dağarcığında mutlaka Jean-Paul Sartre’dan satırlar vardır.

Sartre’ın doğumunun üzerinden 100 yıl geçmiş. (21 Haziran 2005)

Varlık Dergisi’nin (Kasım 2005) kapağında Postmodern Dönemde Sartre 100 Yaşında yazısını görünce, okuma anılarım tazelendi. Dergi özel bir bölüm hazırlamış. Yücel Kayıran, Cem Deveci, Robert Bernasconi, Zeynep Direk, Serdar Rifat Kırkoğlu, Önay Sözer, İsmail H. Demirdöven, Mehmet Rifat, Yaşar Güneş’in yazıları, soruşturma yanıtları yer alıyor özel bölümde.

Varoluşçuluk, hayatımızın sihirli bir sözcüğüydü.

a dergisi, Varoluşçuluk Özel Sayısı yayınlamıştı. Hepimizin bu sayıya katkısı oldu, Varoluşçuluk sayısı hazırlanırken, ben de Nietzsche, Varoluşçuluk üzerine kitapları olan felsefe profesörü Walter Kaufman ile epey süre mektuplaşmıştım.

Dostoyevski’den Sartre’a (From Dostoyevsky to Sartre) kitabından bir bölümü de çevirmiştik.

O sırada Iris Murdoch’un Romantik Rasyonalist Sartre kitabını okuyordum.

Bugün Sartre ne kadar okunuyor?

Bizde bazı kitapları satıyor, hiç kuşkusuz eskisi gibi değil.

Yalnız bizde mi?

Yücel Kayıran’ın yazısından öğrendim. Taner Timur’un verdiği bilgiye göre, Fransa’da bugün etkin olan filozoflar anketinde Sartre yer almamış. Felsefeciler, onun felsefeci değil romancı olarak yaşama şansının daha yüksek olduğu kanaatindeler.

Birçok düşünürün, yazarın başına gelen unutulmaktan o da kurtulamamış! ‘Tarihsel düzlemden arşivsel düzleme çekilmiş.’

KISA KES SARTRE!

MEHMET RİFAT
’ın Okumadan Hayran Olmak ya da Okumadan Kara Çalmak yazısındaki bazı notlar, kuşaktan kuşağa okunurluğun, tapınan düşünürlerin nasıl değiştiğini göstermesi bakımından ilgimi çekti.

Kısa Kes Sartre!: 1968 yılından hemen sonra Fransız gençliğinin ona karşı tavrını belirleyen söz. 1960’ların sonunda yirmi yaşında olanlar onu değil, Althusser’i, Lacan’ı ve Foucault’yu okurlardı: Modernlik!

Altın Kitaplar Yayınevi’nin yönetmeniyken, 12 Mart’tan sonra bir gün yayınevine haber bırakmışlar, yayınevi yöneticilerini emniyet müdürlüğüne çağırmışlar.

Ertesi günü sorgulanmaya gittiğimde karşıma Sartre’ın kitabı çıktı:

Sartre’ın Özgürlük Yollarında üçlemesinden birinin adı Uyanış’tı.

Sorgu sırasında öğrendim ki, Uyanış adında Erzurum’da yayınlanan Kürtçe bir dergiyle karıştırılmış.

Seláhattin Hiláv’ın da bir Sartre anısı vardı.

Hiláv, ‘Edebiyat Nedir?’ kitabını çeviriyor, yanlış hatırlamıyorsam uzun bir bölümü Türk Dili dergisinde yayımlanacak. Çeviriyi alıp Ankara’ya götürüyor.

Lokantada yemeğini yiyip çıkarken, vestiyere bıraktığı çeviriyi bulamıyor. Şimdi ‘Edebiyat Nedir?’, Bertan Onaran’ın çevirisiyle vitrinlerde.

* * *

MEHMET RİFAT
’ın yazısının sonuna koyduğu Sartre’ın sözleri bence her düşünür, her yazar için geçerlidir.

‘İşte kitaplar, bir adam bunları yazmış. Ne anlama geliyor bütün bunlar? Kim bu adam? Nedir bütün bu kitaplar?’

Bu soruların yanıtını istemek her kitap sahibinin hakkı.
Yazarın Tüm Yazıları