Paylaş
Bu hafta Türk piyanistlerinin severek çaldığı piyano konçertolarını öğreneceksiniz. Sıralamayı alfabetik yaptım...
***
Özgür Aydın - Richard Strauss’un piyano ve orkestra için Re minör Burleske’si:
“Strauss’un henüz Brahms ve Schumann’ın etkisindeyken genş yaşta bestelediği bu eser, onun ilk büyük eseri kabul edilir. Bir yandan rüyalara dalan eşsiz romantizmi, hüzünlü valsleri, öte yandan matraklığı, bin bir renkli orkestrasyonu, Chopin veya Liszt’i aratmayan ustaca yazılmış piyano partisi ile harika bir eserdir.”
İdil Biret - Brahms’ın 1. Piyano Konçertosu:
“Konservatuvarda okuduğum yıllarda, yalnız ikili bir müzik yaşamı sürmekle kalmadım, üçlü, hatta dörtlü bir yaşamım oldu. Tam anlamıyla, ‘yarışmaya çıkarılmış bir sevimli hayvan’dım sanki. Halkın ya da jürinin önünde, elimden ne geliyorsa onu vermeye çalışırdım. Ama halkın önünde olmaktan çok, soluk almak için geniş alanlar gerekliydi bana. Dinleyicilerimin piyanoya elli santim kadar yakın oturdukları, küçük odalarda çalmaktan nefret ederdim. Piyanonun sesi sağırlaşmış gibi olurdu öyle yerlerde. Sıkıştırılmış gibi hissederdim kendimi, kötü çalardım. Tam o sıralarda (Paris Konservatuvarı’nda hocam) Bay (Jean) Doyen, beni çok sevindiren bir jest yaptı. Bir gün bana, hangi eseri çalmak istediğimi sordu. Hemen yanıtladım: ‘Brahms’ın Birinci Konçertosu’. 13 yaşında bu konçertoyu coşkuyla çaldım.”
Toros Can - Bartok No.1 Sz.83:
“İlk dinlediğimde vurulduğum, ilk saniyelerinden başlayan tüyler ürpertici bir güzellik; süsten uzak, kaba olmaktan korkmayacak kadar da içten bir konçerto... Bu eseri Bartok’un öğrencisi György Sándor ve daha sonra da Bartok uzmanı Peter Frankl ile çalışmıştım.”
Hande Dalkılıç - Beethoven’ın 5. Piyano Konçertosu:
“Bu konçerto tema zenginliği, orkestra ve piyanonun bir bütünü oluşturan diyalogları ve o güne dek ilk kez kullanılan form anlayışı açısından en sevdiğim konçertolarından biridir. Farklı karakterlerde kullanılan piyano özellikle tiz seslerde can bularak Beethoven’ın o ihtişamlı senfonik müziğinde adeta ikinci bir senfoni gibi tınlamaktadır.”
Emre Elivar - Mozart’ın Si Bemol Majör Piyano Konçertosu, KV 595 No. 27: “Mozart’ın piyano için yazdığı son konçerto olan bu eserde, bestecinin hem neredeyse tüm eserlerinde hâkim olan aydınlık, sadelik ve zarafet ortaya çıkıyor; hem de -sanki Mozart hayatının son demlerine geldiğini hissetmiş gibi- baskın bir burukluk fark ediliyor.”
Şevki Karayel - Brahms’ın Op. 83 Si Bemol Majör 2. Piyano Konçertosu:
“4 bölümlü bu görkemli konçerto bir insanın müzikten bekleyebileceği her şeyi içinde barındırıyor. Brahms’ın müziğinde her zaman bulunan tınısal doyum bu eserde de her yerde. Bütün bunların yanında başlangıçta kornonun lirik melodisinin, piyanonun da girmesiyle oluşturduğu büyülü atmosfer, eserle ilk tanıştığım andan itibaren beni kendine bağladı ve bir daha hiç bırakmadı.”
Gülsin Onay - Rachmaninov 3. Piyano Konçertosu:
“Henüz 13 yaşındayken Byron Janis kaydını dinleyerek âşık olmuştum bu dev esere. ‘Ellerim büyüsün o zaman çalışabilirim’ demiştim hocam Pierre Sancan’a Paris Konservatuvarı’nda. Bekleyemedim, her notasını içer gibi kendi kendime çalıştım... Kendimi en iyi ifade edebildiğim, tüm duygularımı notalara dökebildiğim, çalarken bambaşka bir dünyada kendimi kaybettiğim muhteşem bir konçerto.”
Güher Pekinel: Chopin’in 2. Piyano Konçertosu.
“Chopin’in kendine özgü son derece yoğun şiirsel duygusallıkla işlenmiş virtüozitenin had safhada olduğu 19 yaşında yazılmış bu eser zamanının en önemli dehalarından olduğunun kanıtı.”
Süher Pekinel: Brahms’ın 2. Piyano Konçertosu:
“Bu eser ise aynı şiirsel duygu yoğunluğunu gayet dramatik öğelerle işleyen daha karmaşık bir strüktüre sahip, virtüozitenin had safhada olduğu bir eser. Her iki eser insanı ilk notalardan itibaren tamamiyle kendi dünyasına çekip götürüyor.”
Fazıl Say - Çaykovski’nin 1. Piyano Konçertosu.
Emre Şen - Prokiev’in 2. Piyano Konçertosu:
“Duyduğum en sert, absürt, dâhiyane ve çıldırtıcı modern eser. Birinci bölüm kadansın sonunda orkestranın, isterikleşmeye başlayan ve etrafa çirkinlik saçan piyanonun üstüne yığılıp kıyamet günü gibi bir ortamı getirerek, darmadağın ettiği o giriş başka hiçbir müzikte yok. ‘Canavarlaşmak’ ve bundan haz duymak gibi bir şey bu...”
***
DİSKOTEĞİNİZE CD seçerken bu bilgilerin yararlı olacağı kanısındayım.
Soruşturmanın gerçekleşmesinde yardımlarından ötürü Serhan Bali ile Onur Aydın’a teşekkür ederim.
Paylaş