Doğan Hızlan

Cemal Süreya ve Papirüs

22 Nisan 2025
Türk edebiyat dergiciliğinde iyi şair Cemal Süreya’nın yayımladığı Papirüs’ün ayrı bir yeri vardır.

Benim şairler için yazdığım yazıların çoğu onun dergisinde yayımlanmıştır. Ayrıca dost olarak da yaşamımda ayrı bir yeri vardır. Benim çıkardığım dergilerde de onun adı öndedir.

Onunla ilgili her çalışmadan mutlaka söz ederim. Şiiri dışındaki yazıları, onun başta şiire, daha çok edebiyata, topluma bakışını yansıtan yazılardır.

Papirüs’ten Başyazılar - Cemal Süreya’ kitabındaki yazılardan o günün edebiyat dışı düşünce dünyasını da izlemeniz mümkün.

Muzaffer Buyrukçu ne yazmış?

Türk edebiyatına çeşitli açılardan bakan, o açıdan gördüklerini değerlendiren, sorunlara bir düşünür, bir denemeci, bir şair olarak yaklaşan ve çözüm arayan, çözüm getiren önemli yazılardır Cemal Süreya’nın yazıları.”

Yazıların taşıdığı zaman dilimi 1966 - 1980 arası. Değişenle değişmeyen arasındaki edebî ve düşünsel serüveni, insanların tanıklığını okuduğumuzda sorumluluk kavramı üzerine de düşüneceksiniz.

Yazıların arkasındaki kişilik yazıyla hayatın nasıl tutarlı bir bileşimde olduğunu da kanıtlıyor.

Aydın ve yazar üzerine çeşitleme için gerekli malzemeyi burada bulacaksınız. Edebiyatı edebiyat olarak yorumlama üzerine yeniden düşüneceksiniz.  Batının önemli adlarıyla Türkiye’deki fikir hareketlerini de mukayese edeceksiniz.

Yazının Devamını Oku

Müzik üzerine bir başvuru kitabı

20 Nisan 2025
Ögrenciler ve eğitimciler için kuramsal kitapların önemini biliyoruz.

Emel Çelebioğlu’nun ‘Müzik Kuramı’ kitabı bu açıdan bu gereksinimleri karşılıyor.

Kitabın tanıtım bilgileri içeriğini açıklıyor:

“Tüm bilim ve sanat dallarının bir felsefi temeli olduğu kadar bir de kuramsal dayanağı vardır. Müzikte her ne kadar yetenek (müzik kulağı), beceri, bellek gücü ve mizaç gerekli koşul olsa da bilimsel usavurma ve belleğin sırasında kullanılabilme özelliklerinin de sanatçıda, daha doğrusu yorumcuda bulunması yadsınamaz ve yeterli bir koşul olarak kabul edilmelidir. İşte bu yeterli koşul bilimsel kuramdan başkası değildir.

Bu kitabın amacı müzik kuramını genel hatlarıyla ele almak ve temel konularda müzik eğitimine katkıda bulunmaktır. Bu bağlamda, müzik eğitimi alan öğrenciler kadar müziğin temel kurallarını öğrenmek isteyen tüm okurları aydınlatmak hedeflerinden biridir.

Kitabın birinci bölümünde müziğin asli öğelerinden olan notalar, esler, anahtarlar, ritim, ölçü, gamlar gibi müziği oluşturan temel konular ele alındı.

Kitabın ikinci bölümünde müzik yazımında kullanılan işaretler, süs notaları ve terimler; üçüncü bölümünde armoniyi oluşturan öğeler; dördüncü bölümünde çalgılar, çalgıların yapıları ve teknik özellikleri; beşinci bölümünde müzik formlarının kısa açıklamaları sözlükçe şeklinde ve son bölümünde de 20. yüzyıla ait olan müzik yazımı (notasyon) ana hatlarıyla yer almaktadır.

Ana konuların anlatımına dayanan çalışmalar da okurun kendisini kitapta sunulmuş olan bilgiler konusunda sınaması amacıyla kitabın en sonuna eklenmiştir.”

İNSANLIK TARİHİ KADAR

Yazının Devamını Oku

Nuri Pakdil’in mektuplaşmaları

18 Nisan 2025
Mektup türünün ayrı bir edebî lezzeti vardır. Mektup bir edebiyatçının eserine girmeyen özellikleri yansıtır.

Bu türün seçkin bir kitabı yayımlandı:

Necip Evlice’nin hazırladığı kitabın adı şöyle:

Koca Adam Merhaba! Nuri Pakdil’e Mektuplar

Kitabın içeriği üzerine Necip Evlice’nin Sunusu var:

Adı nereden geliyor:

“Fethi Gemuhluoğlu, 28 Mart 1961’de İstanbul’dan Maraş’a gönderdiği mektubunda Nuri Pakdil’e “Koca adam, merhaba!” diye yazmış.

Nuri Pakdil: “Ben, mektup almayı, mektup yazmayı çok seven bir yazarım. Hepinizden bana mektup yazmanızı bekliyorum. Mektuplarınızı mutlaka cevaplandırırım” derdi, yaşadığı sürece yaptığı konuşmalarda. Sıklıkla da mektubun öneminden bahseder.

Yazının Devamını Oku

Elginkan Vakfı 7. Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Kurultayı başlıyor

17 Nisan 2025
Elginkan Vakfı’nın iki yılda bir düzenlediği Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Kurultayı’nın yedincisi 21-22-23 Nisan günlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek.

Bu yıl 40. kuruluş yıldönümünde olan Elginkan Vakfı’nın kuruluş amaçlarından biri de kültür değerlerimizi, tarihimizde bizi büyüten örf, âdet ve manevi değerlerimizi ve Türkçemizi araştırmak; araştırmaları desteklemek, korumak, yaşatmak ve tanıtmaktır. Vakıf bu kuruluş ilkesi gereğince tek yıllarda Türk Dili ve Edebiyatı Kurultayları düzenlenliyor. Çift sayılı kurultaylar Türk edebiyatı konularına, tek sayılı kurultaylar da Türk dili konularına ayrılıyor. 

Düzenleme Kurulu, kurultayın konusunu ‘Geçmişten Günümüze Türkçe Dil İlişkileri ‘olarak belirledi. Bu konunun seçilmesinde hem Türkçe’nin tarihi boyunca diğer dillerle olan etkileşimini ortaya çıkarmak hem de internetin, sosyal medyanın, kitle iletişim araçlarının yaygınlaştığı günümüzde Türkçe’nin diğer dillerle etkileşimine ışık tutmak amaçlanıyor.

DÜZENLEME KURULU

Düzenleme Kurulu’nda Doğan Hızlan, Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın, Prof. Dr. H. Dilek Batislam, Prof. Dr. S. Dilek Yalçın Çelik, Ali Erköse, Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, Filiz Okumuş, Prof. Dr. Kâzım Yetiş ve Prof. Dr. Gülden Sağol Yüksekkaya’nın bulunduğu kurultaya yurtiçinden ve yurtdışından 84 bildiri özeti gönderildi, bildiri tam metinlerinin değerlendirilmesi sonucunda 33 bildirinin sunulması ve tartışılması kabul edildi. Bunlardan 14’ü Almanya, Arnavutluk, Azerbaycan, Hırvatistan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Polonya ve Rusya Federasyonu’ndan olmak üzere yurtdışından katılıyor. Kurultay, 21 Nisan 2025 Pazartesi günü saat 10.00’da saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Elginkan Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Gaye Akçen ve Kurultay Düzenleme Kurulu adına Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın’ın açış konuşmalarıyla başlayacak.

ALMANYA VE POLONYA’DAN İKİ KONUŞMACI

- Kurultay’ın iki çağrılı konuşmacısı var. Bunlardan ilki Almanya’dan Prof. Dr. Martine Robbeets son yıllarda disiplinler arası bilim dallarından oluşan ekibiyle yaptığı araştırmalar sonucunda Türkçe’nin tarih öncesi dönemlerde Kuzeydoğu Asya’da şekillendiği ve burada Japonca, Korece, Tunguzca ve Moğolca gibi dillerle ortak kültür ortamında etkileşim içinde olduğu görüşünü geliştirmiştir. Prof. Robbeets, Türkçe’nin Transavrasya Dil Ailesi içinde tarih öncesi bir katman olarak varlık göstermiş olabileceği ve bu varlığın tarım terimleri, bazı temel fiiller ve biçim bilimsel ögeler üzerinden izlenebileceği düşüncesini bilimsel temellere dayandırarak Türk dili tarihi araştırmalarında yeni bir düşünce önerisinde bulunmaktadır. Prof. Robbeets, Türkçe ve Transavrasya dilleri arasındaki ilişkiler üzerine konuşacak.

İkinci çağrılı konuşmacı Polonya’dan Prof. Dr. Henryk Jankowski ömrünü Türk dili araştırmalarına adamış, uluslararası üne sahip bir Türkologdur. Eski Türkçe, Kıpçak Türk yazı dilleri, özelde de Kırım Türkçesi üzerine değerli çalışmaları bulunan Prof. Dr. Jankowski bildirisinde dil ilişkileri açısından Türk dillerinin sınıflandırılması konusunu ele alacak.

İLGİ ÇEKİCİ BİLDİRİLER

Yazının Devamını Oku

Gölgenin ardındaki güneş

13 Nisan 2025
AKADEMİK kariyerinde ve sanat üretiminde geleneksel halk sanatlarının özel bir yeri vardır Prof. Hüsamettin Koçan’ın. Kurucusu olduğu Baksı Müzesi’nde bu anlamda önemli işler yaptı.

Sanatçı, 2024 yılında gerçekleştirdiği “Gel Zaman Git Zaman” sergisinde, yaratıcılığın hiyerarşik bir alan olmadığı görüşünü açıklamış ve halk sanatlarını küçümseyen, insanı sanatın ve kültürün gerçek üreticisi olarak görmeyen pazar odaklı bakış açısını tartışmaya açmıştı. Aynı sergide, Baksı Müzesi koleksiyonuna kazandırılan hapishane işleri üzerine yoğunlaşan Koçan, hapislik, zaman ve boncuk arasındaki anlamlı yolu keşfederek bu işleri “Bitmeyen Zaman Saatleri” olarak adlandırmıştı.

Prof. Hüsamettin Koçan, Piyalepaşa’daki Galeri Merkür’de açtığı “Gölgenin Arkasındaki” adlı yeni sergisinde yolculuğuna Bayburtlu kadınlarla birlikte devam ediyor. Koçan, onların boncuk örgü tekniğini çağdaş bir yorumla yeniden ele alıyor. Sanatçı tığ işlerin yerleştiği saçları, Anadolu’da ekmek ve yemek pişirilen bu formu hem kadınların ekmek ve yemek yaptıkları, hem de bu tığ örgüler vasıtasıyla ekmeklerini kazandıkları bir form olarak yeniden yorumluyor. Bu nedenle malzeme herhangi bir müdahale yapılmadan olduğu gibi kullanılıyor. Bayburtlu kadınların kendi arzuları doğrultusunda boncuk örgülerinden “güneş” motifleri yaratmak istemesiyle, ortaya rengârenk ve ışıldayan bir güneş senfonisi çıkardıklarını vurguluyor. Koçan, bu üretimleri kadının kendini doğrudan ortaya koymadan ifade ediş biçimi olarak okuyor ve kendi sanat diliyle birleştirerek “Gölgenin Arkasındaki” adını veriyor.

Serginin kavramsal çerçevesinde gölge, kadının mahremiyetini; arkasındaki ise bu mahremiyetin iç dünyaya yansıyan izdüşümlerini simgeliyor. Bayburt’ta kurduğu Baksı Müzesi’nde her zaman yerel kadın gücüne ve yaratıcılığına alan açan Hüsamettin Koçan, bu sergide de kadın dünyasına bir erkek eli olarak katkıda bulunuyor ve boncuk işçiliğinin bir sabır yolculuğu olduğunu vurgulayarak bu anlayıştan yola çıkan bir sergi ortaya koyuyor.

GÜNEŞİN ANLATICILARI SANATSEVERLERLE BULUŞTU

Gölgenin Arkasındaki” sergisi için güneşi anlatan Bayburtlu kadınlar serginin yarattığı heyecanlı ortamı paylaşmak için geçen hafta İstanbul’a geldiler. Katılımcılar, kendi eserlerini tek tek izlerken, tığla fırça arasındaki barış ortamıyla karşılaştılar ve bu deneyimlerin ardından düşüncelerini paylaştılar. Ziyaretin ardından gelecekteki projelerine odaklanmak için Baksı Kültür Sanat Vakfı Hüsame Köklü Kadın Eğitim Merkezi’nin Bayburt’taki atölyelerine geri döndüler. Ziyaret sırasında, Baksı Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Oya Koçan, katılımcılara teşekkür plaketleri sundu.

Ziyarete Katılan Bayburtlu Kadın Zanaatkarlar:

Yazının Devamını Oku

Bursa’da kitap zamanı

11 Nisan 2025
TÜYAP Fuarcılık Grubu tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile hazırlanan Bursa 22. Kitap Fuarı yarın Merinos AKKM Fuar Alanı’nda başlıyor.

Bursa ve çevre illerdeki kitapseverlerin heyecanla beklediği Bursa 22. Kitap Fuarı, düzenlendiği ilk günden bugüne kadar yüzlerce yayınevi ve yazarı, Bursa ve çevre kentlerden gelen 4 milyondan fazla okurla buluşturdu. Bu yıl yeni bir mekânda, Merinos AKKM Fuar Alanı’nda düzenlenecek olan fuar, kitap tutkunları için kaçırılmayacak bir kültür şöleni vadediyor.

500’E YAKIN YAZAR VE ŞAİRLE 95 ETKİNLİK

Bölgenin kültürel yaşamına önemli katkılar sağlayan Bursa Kitap Fuarı bu yıl 300’e yakın yayınevi, marka ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla düzenlenecek ve panel, söyleşi, şiir dinletisi ile çocuk etkinliklerinden oluşan 95 kültür etkinliğine ev sahipliği yapacak.

Bu sene edebiyat ve yayıncılık dünyasını Bursa’da 22. kez bir araya getirecek olan fuarda, Ahmet Ümit, Alişan Kapaklıkaya, Anooshirvan Miandji, Atilla Dorsay, Aytül Akal, Bahadır Yenişehirlioğlu, Birsen Ekim Özen, Burcu Ural Kopan, Dilek Cesur, Senai Demirci, Ümit Aktaş, Elçin Poyrazlar, Emre Alkin, Emre Kongar, Engin Alan, Enver Aysever, Eray Hacıosmanoğlu, Erdem Atay, Ergün Kazanır, Faruk Dilaver, Fatih Duman, Halit Ertuğrul, Hidayet Karakuş, Miyase Sertbarut, Murat Menteş, Mustafa Balbay, Nedim Gürsel, Saygı Öztürk, Seray Şahiner, Şebnem İşigüzel, Talha Uğurluel, Tarık Tufan, Ünal Güner, Üstün Dökmen, Yalvaç Ural, Yavuz Ekinci, Yekta Kopan, Zülal Kalkandelen ve daha birçok birbirinden değerli 500’e yakın şair ve yazar yer alacak. Şair ve yazarlar dokuz gün boyunca düzenlenecek etkinlikler ve imza günlerinde başta Bursa olmak üzere çevre illerden gelen okurlarıyla buluşma fırsatı yakalayacak.

Fuarda Tüyap tarafından düzenlenen “Selim İleri’yi Anıyoruz” söyleşisinde ise yakın zamanda kaybettiğimiz ve 37. İstanbul Kitap Fuarı onur yazarı olan usta yazar Selim İleri’yi anma etkinliği gerçekleştirilecek.

Fuar kapsamında İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Bursa Büyükşehir ve ilçe belediyeleri ile yapılan çalışmalar kapsamında, öğrenciler hafta içi günlerinde fuarı ziyaret edecek, kitaplarla bir araya gelerek kendi yaş gruplarına göre düzenlenmiş etkinliklere katılacak.

Girişin ücretsiz olduğu fuar, 20 Nisan tarihine kadar 10.00 – 19.30 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.

 

Yazının Devamını Oku

Pen Şiir Ödülü İyi Şair Hilmi Yavuz’un

8 Nisan 2025
Ödül Gerekçesi:

“Türkçenin önde gelen şairi, düşünce insanı ve deneme yazarı Hilmi Yavuz’un şiir ve yazı birikimi edebiyatımız için benzersiz bir hazine. İşlek bir düşüncenin, imgelem gücünün ürünleri olan her yapıtıyla gündeme yeni konular, yeni yorumlar getiren, tartışmalar açan ve ateşleyici kıvılcımlarıyla ilgi uyandıran Hilmi Yavuz yeni şiir kitabı Rüya Şiirleri’yle 2023 PEN Şiir Ödülü’ne değer görüldü. Hilmi Hoca’nın başta sayısız şiir kitabı olmak üzere tüm düşünce, deneme kitaplarını da mart kitabı olarak seçmekten ve sizlerle paylaşmaktan onur duyuyoruz. Ödülünü kutlarken nice yeni kitaplarıyla buluşmayı diliyoruz.”

Hilmi Yavuz’un ödül konuşması:

“Adorno, Ausschwitz Toplama Kampı’nı soykırımın simgesi olarak görmekte haklıydı: Auschwitz’den sonra şiir yazılamaz sözü bunun için söylenmiştir:  Adorno, Nazilerin Avrupa’daki soykırımıyla, insanlık adına değer verilip yüceltilen ne varsa, tümüyle yok ettiklerini ima eder. Güzellik, iyilik, doğruluk koyu bir karanlıkta görünmez olunca nasıl şiir yazılabilir ki? Doğrudur: Auschwitz, tarihi iblisleştirmiştir. 

Tarihin acımasız ironisi: Nazi soykırımının gaddarlarına dönüştürdü mağdurlarını, bu kez bir soykırımın gaddarlarına dönüştü mazlumlar zalim, acınasılar acımasız oldular. 

Soralım şimdi Gazze’den sonra şiir yazılamaz mı?

Ama yazılmalı: Dünyamızın iğrenç çirkinlikleri, iblisçe kötülükleri ve budalaca yanlışları şiirin lirik varlığını arındırmıştır, çünkü ve arınmayı elbette sürdürecektir. 

Eluard ne demişti: Gece asla kör karanlık değildir. Bir yerlerde bir kibrit alevi varsa o alev şiirdir, o ilk alev ki dünyayı aydınlığıyla arındırır.” 

Yazının Devamını Oku

Müzikle resim birleşince

6 Nisan 2025
MEHMET ERGÜVEN müzik ve resim alanında kalıcı yazılarıyla tanınan biri.

Kimdir?

Münih’te şan ve sahne yönetmenliği eğitimi gören Mehmet Ergüven’in görselliğe odaklı olarak yazdığı denemeler arasında Yoruma Doğru, Sırdaş Görüntüler, Görmece, Pusudaki Ten vb. kitaplar yer alıyor. Ayrıca 1982 yılından sonra Ahmet Adnan Saygun, Nevit Kodallı ve Sabahattin Kalender’in yapıtları başta olmak üzere Handel’den Mozart’a, Beethoven’dan Wagner’e kadar birçok bestecinin eserini sahneledi.

1982’de Hürriyet Gösteri Dergisi’nin Deneme Yarışması’nda birinci oldu.

Yeni yayımlanan ‘Söylerken Görmek’ kitabının girişindeki yazılar:

“Sanatı, azmi ve kişiliğine saygı duyduğum Erdoğan Zümrütoğlu’na sevgiyle.“

“Her şey olduğunu sandığın şeydir (Marcus Aurelius).”

“Bugünlerde sık sık sözcüklerin hastalığından söz ediliyor, hatta bundan söz edenlere kızılıyor, onların bu konuda konuşabilmek için sözcükleri hastalıklandırdıklarından şüpheleniliyor. Olabilir. İşin kötüsü, bu hastalığın aynı zamanda sözcüklerin sağlığı da olması. Anlam belirsizliği mi parçalıyor onları? Bu anlam belirsizliği iyi ki var, o olmasa diyalog da olmazdı. Yanlış anlama mı çarpıtıyor onları? Ama bu yanlış anlama anlaşmamıza olanak sağlıyor. Boşluk mu giriyor içlerine? Bu boşluk onların anlamının ta kendisi (Maurice Blanchot).”

Yazının Devamını Oku