Fuar kapsamında, yurtiçi ve yurtdışından 1000’e yakın yayınevi, marka ve sivil toplum kuruluşu ile edebiyat dünyasının birbirinden kıymetli yazarları, okurlar ile bir araya gelecek. 450 kültür etkinliği ve 2000’den fazla imza gününde birbirinden değerli yazar, şair ve akademisyen kitapseverlerle buluşacak.
ONUR YAZARI YALVAÇ URAL
Tüyap Kültür Fuarları Danışma Kurulu kararıyla çocuk ve gençlik edebiyatının önde gelen isimlerinden Yalvaç Ural, 41. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın “Onur Yazarı” olarak belirlendi.
Yalvaç Ural’ın masalsı dünyası ve çocuk ve gençlik edebiyatına yaptığı katkılar bu sene fuarın ana eksenini oluşturacak. Fuar, Yalvaç Ural’ın katılımıyla düzenlenecek kültür etkinliklerine de ev sahipliği yapacak. TÜYAP tarafından yazarın yaşamına ve eserlerine odaklanan bir anı kitabı hazırlanıyor.
41.Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda hayal gücünün ve keşfin altın çağı olan çocukluğun önemi ve değeri kutlanacak. Fuar kapsamında düzenlenecek etkinliklerde, çocukların zihinsel ve duygusal gelişimlerine katkıda bulunacak, onları okumaya teşvik edecek ve hayal güçlerini özgürce kullanmalarına imkân tanıyacak faaliyetler de yer alacak.
41. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı boyunca tematik günler ve temalara özel etkinlikler de fuara renk katacak. Yapay Zekâ ve Robotik Uygulamalar, Fantastik Edebiyat Günü, Polisiye Günü, Manga -Anime -Roman Kahramanları Günü, Yaratıcılık ve Tasarım -Hayal Et gibi başlıklara sahip etkinliklerle zenginleşecek fuarda İş’te Kitap, İçinden Lezzet Geçen Kitaplar adlı tematik söyleşiler, imzalar ve paneller gerçekleşecek. İlk Kitabım TÜYAP’ta etkinliğinde de yeni yazarlar okurlarla buluşacak.
ONUR
Çünkü bu rejim kültür hayatımızın bütün öğelerini içerir.
Yaşama biçimleri kültürel değişimlerle uygulamayı zorunlu kılar.
Cumhuriyet’i anlamak için hiç kuşkusuz ilk çaba Nutuk’u okumaktır.
Nasıl bir başlangıçtan gelindiğinin belgesel öyküsüdür.
Nutuk’tan sonra Atatürk’ün yakınında bulunanların, bir çok siyasal ve kültürel olaya tanıklık edenlerin kitaplarını okumalıyız.
Yenilenmeler önce tespitle başlar, türler içinde edebiyat, müzik, resim yeni rejimin başa konulması gereken yenilikleridir.
Atatürk, sanatı, dil çalışmalarını daima gündelik çalışmaları içine koymuştur. Dil Devrimi için Dolmabahçe’de yapılan toplantının her anını salondan ayrılmadan dinlemiş, not almıştır.
Yeni rejimin temellerini sağlam atmak ve tarihini yazmak için Tük Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu’nu kurmuştur.
Seyit Yöre’nin editörlüğünde hazırlanan kitap bu ihtiyacımızı karşılıyor: 100 Yılın Ötesinde İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı...
Bölümleri ilk elden şöyle özetleyebiliriz:
- Sunuş
- Önsöz
- 1. Bölüm
Konservatuvara dair panel metinleri
- 2. Bölüm
Konservatuvara dair farklı dönemlerden metinler
Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall Binası’nda gerçekleşen etkinliğin açılış konuşmasını yapacaktım ancak sağlık sorunlarım nedeniyle maalesef katılamadım.
Toplantıda Ağaoğlu’nun Boğaziçi Üniversitesi ile olan derin bağları, edebi kişiliği ve Türk Edebiyatı’na katkıları ele alındı. Dört kitaptan oluşan ‘Dar Zamanlar’ serisi kitaplarının yeni baskılarını tanıtan Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ilerleyen günlerde yazarın 28 kitaptan oluşan tüm eserlerinin yayınevi bünyesinde baskısının yapılacağını duyurdu.
Törende konuşan Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Naci İnci, Adalet Ağaoğlu’nun eserlerinin sadece edebi birer yapıt olmanın ötesinde olduğunu ifade ederek “Hepimizin çok iyi bildiği üzere Adalet Ağaoğlu, modern edebiyatımıza damgasını vurmuş, eserleriyle toplumumuzun derinliklerine ışık tutmuş bir yazar. Onun yazdığı eserler toplumsal ve bireysel dönüşümlerimizi anlamamıza yardımcı olan birer rehber niteliğinde. Adalet Ağaoğlu’nun eserlerindeki derinlikli karakter analizleri, toplumsal eleştirileri ve özgün anlatım dili, edebiyatımız için çok özel bir yere sahip” dedi.
KÜTÜPHANESİNİ BAĞIŞLAMIŞTI
Rektör Prof. Dr. İnci, Ağaoğlu’nun 2010’da kendi kitaplığı ve kişisel arşivini Boğaziçi Üniversitesi’ne bağışladığını hatırlatıyor.
2018’de “Türkçe roman alanındaki özgün ve öncü eserleri ile ülkemizin kültürel ve düşünsel dünyasına yaptığı katkılarından dolayı” fahri doktor unvanı verilen Ağaoğlu’nun Boğaziçi Üniversitesi için çok kıymetli olduğunu dile getiren Prof. Dr. İnci, “Üniversitemize bağışladığı kitaplığı ve kişisel arşiviyle Adalet Ağaoğlu Araştırma Odası’nın kurulmasını sağladı. Bu, bizler için çok kıymetli ve büyük bir miras. Bu odada Adalet Ağaoğlu’nun ölümsüz eserlerini kaleme aldığı çalışma masası, daktilosu, kitapları, ödülleri, plakları gibi özel eşyalarının yanı sıra eşi ve arkadaşları ile mektuplaşmaları dosyalanmış bir şekilde yer alıyor. Ayrıca Adalet Ağaoğlu’nun kitaplarının ilk baskıları, eserleri üzerine yapılmış ikincil kaynak çalışmalar, çevirileri, radyo oyunları; çocukluk, aile, gençlik ve diğer yazarlarla olan fotoğrafları da yine bu odada bulunuyor. Kıymetli yazarımız Adalet Ağaoğlu, altı bini aşan kitaptan ve dergiden oluşan kendi kütüphanesini de Boğaziçi Üniversitesi’ne bağışladı. Üstelik yazarın kendisine imzalanan kitaplar da kütüphanede özel bir koleksiyon olarak yer alıyor” diye konuştu.
Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı ve Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi Yayın Kurulu Başkanı Prof. Dr. Berat Açıl da konuşmasında, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi’nin, Ağaoğlu’nun 28 kitaptan oluşan yeni serilerinin yayımlanacağı bilgisini paylaşarak ‘Dar Zamanlar’ serisi ile projenin başladığını söyledi.
ARAŞTIRMA ODASI KENDİ
503 sanatçının 809 eseri Tersane İstanbul’da sanatseverlerle buluşuyor. Contemporary Istanbul’un bu yılki konuk ülke programı İspanya, İspanyolca konuşulan ülkeler ve Latin Amerika ülkelerine odaklanıyor:
- Spain & Latin America Focus programı kapsamında, Andrea Rehder Gallery (São Paulo), Berlin Galleria (Sevilla), Jorge Lopez Galeria (Valencia), Galería Jose de la Mano (Madrid) ve W Galeria (Buenos Aires) galerileri yer alacak.
- Juan Manuel Bonet’nin seçkisiyle Born in the Seventies (Yetmişli Yıllarda Doğanlar) sergisi gerçekleştirilecek. Bu özel sergide, İspanya’nın dört bir yanından 15 farklı galeri tarafından seçilen 21 sanat eseri yer alacak. *Madrid’den 8, Barselona’dan 2, Sevilla’dan 2 ve Valencia, Santander ve İspanya-Portekiz sınırındaki yaklaşık 150 bin nüfuslu Badajoz’dan galerilerin yer alacağı sergide, İspanya Büyükelçiliği’nin özel davetiyle, galerilerin temsil ettiği sanatçılar da bulunacak.
- Fuarın gelenekselleşen The Yard Açık Hava Sergisi, Cenevre’deki Musee d’Art et d’Histoire’ın (Sanat ve Tarih Müzesi) direktörü ve Contemporary Istanbul’un sanat danışmanı Marc Olivier Wahler’in küratörlüğünde gerçekleşecek. The Yard Açık Hava Sergisi’nde katılımcı galeri sanatçılarının yanı sıra Anselm Reyle, Bilal Hakan Karakaya, Bilal Yılmaz, Ebru Döşekçi, Erdil Yaşaroğlu, Etienne Krahenbul, Franco Guerzoni, Giulio Paolini, Georg Herold, Gözde Can Köroğlu, Kazım Karakaya, Kemal Tufan, Metin Alper Kurt, Onur Mansız, Semih Zeki ve Ugo Rondinone’nin 19 eseri, fuar içinde özel olarak belirlenen Haliç kıyısındaki açık alanlarda ve Rixos Hall A terasında sergilenecek.
- Akbank Sanat bu yıl, Hasan Bülent Kahraman küratörlüğündeki ‘Oyun Oyunu Bozar” adlı sergi ile fuarda yerini alacak. Yaratıcılığın ve sanatın bir oyun olduğuna değinen sergi, Mehmet Ali Uysal ve Genco Gülan imzalı heykel eserlerden oluşuyor.
- BMW i5 Flow NOSTOKANA, BMW’nin yenilikçi renk değiştirme teknolojisini Güney Afrikalı sanatçı Esther Mahlangu’nun geleneksel sanat anlayışıyla buluşturan aracıyla BMW’nin en yeni renk değiştirme teknolojisini, arabaların sanat eserlerine dönüşmesini sağlayan teknolojiyi sanatseverlerle buluşturuyor.
- Görsel sanatçı Quayola ve LG OLED, Chaumont-sur-Loire Şatosu bahçelerinden algoritmik olarak üretilmiş gece çiçeklenmelerini betimleyen ‘Jardins d’Été’ (Yaz Bahçeleri) adlı video serisini sunuyor.
-70 yıllık köklü üretim geleneği ile kadim bir element olan demiri zamansızlaştırarak hayatın her alanına sunan Tosyalı, Osman Dinç ile işbirliğine giderek, “Bir Dünya Hikâyesi”: Zamana Demir Atmak sergisi ile çeliği sürdürülebilir sanatla buluşturuyor.
İkisini anımsatayım.
Varlık Yıllığı bir de Aziz Nesin Yıllığı.
Şimdi Zeytinburnu Belediyesi Kültür Sanat Yıllığı bu ihtiyacı karşılıyor.
Sayfa düzeninden başlayalım tanıtımına.
Perspektif
Yorum Portre.
Başkan Ömer Arısoy’un Sunuş’u ilk sayfada.
Kısaca tanıtımı şöyle:
Poyraz Baltacıgil ve Mert Yeşilmenderes, albümde viyolonsel ve piyano repertuarının virtüözite gerektiren eserlerini ustalıkla yorumlarken Schumann’ın tutkulu, ironik, derinlikli ve ateşli müziğini dinleyiciyle buluşturuyor
Arkadaşlıkları konservatuvar yıllarından beri devam eden viyolonsel sanatçısı Poyraz Baltacıgil ve piyanist Mert Yeşilmenderes, kendilerini çok yakın hissettikleri Alman Romantizmi’nin en sevilen bestecilerinden Robert Schumann’ın Opus 70, 73 ve 102 numaralı eserlerini “Schumann” başlıklı albümle dinleyicilerle buluşturuyor.
Mert Yeşilmenderes
Müzisyen bir aileden gelen Poyraz Baltacıgil, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın ardından Freiburg Müzik Yüksekokulu’nda yüksek lisans eğitimini tamamladı. Simón Bolívar Senfoni Orkestrası, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, İstanbul ve İzmir Devlet Senfoni, Cumhurbaşkanlığı Senfoni, Cemal Reşit Rey Senfoni, Türkiye Gençlik Filarmoni ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası gibi topluluklarla solist olarak konserler verdi. Yarışmalarda kazandığı ödüllerin yanında Christian Vasquez, Rengim Gökmen, Sascha Goetzel, Antonio Pirolli, Naci Özgüç, Massimiliano Caldi, Koji Kawamoto, Cem Mansur ve Nikos Haliassas gibi önemli şeflerle çalıştı. Baltacıgil, solist olarak gerçekleştirdiği konserlerin yanı sıra Borusan Quartet üyesi, Borusan Filarmoni Orkestra’nın Viyolonsel Yardımcı Grup Şefi olarak görevini sürdürüyor ve tüm dünyada konserler vermeye devam ediyor.
Poyraz Baltacıgil
10 yaşında müziğe başlayan Mert Yeşilmenderes, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın ardından Almanya’da Lübeck Müzik Yüksekokulu’nda Prof. Konstanze Eickhorst’un sınıfına kabul edildi. Piyanist Gülsin Onay ile özel olarak çalışan, yarışmalarda ödüller alan sanatçı, konser piyanistliği ve piyano pedagojisi eğitimlerinin yanı sıra dünyaca ünlü klarnetçi Prof. Sabine Meyer ile Oda Müziği ve Prof. Dr. Florian Uhlig ile şan eşliği çalışarak 2022’de eğitimini tamamladı. Lilya Zilberstein, Silke Avenhaus, Markus Groh, Ewa Kupiec, Misha Dacic, Julian Gorus, Ilya Itin, Peter Katin, Muza Rubackyte, Ragna Schirmer, Johann Schmidt ve Gilead Mishory gibi önde gelen piyanist ve pedagogların ustalık sınıflarına katıldı. Poyraz Baltacıgil ile birlikte kaydettikleri “Gabriel Fauré: Sicilienne” ve “Vaja Azarashvili: Nostalgie” isimli single’ları dijital platformlarda yayımlandı. Hamburg Devlet Gençlik Müzik Okulu’nda piyano ve Oda Müziği dersleri veren Mert Yeşilmenderes konserler vermeye devam ediyor.
Oda Müziği repertuarına kattığı eserlerle günümüzde de popülerliğini koruyan Robert Schumann, 19. Yüzyıl’ın en önemli müzik dergilerinden Neue Zeitschrift für Musik’in [Yeni Müzik Dergisi] editörlüğünü ve başyazarlığını yapmıştı. Chopin, Berlioz, Brahms ve Schubert gibi çağdaşlarını tanıtmak için büyük gayret gösteren besteci, eleştiri yazılarını bazen Eusebius ve Florestan takma adlarıyla yayımlamıştı. Bu iki hayali karakteri kendi benliğinde de barındıran Robert Schumann, onların dünyasını eserlerine aktarmıştı. Dalgın ve hülyalı Eusebius ile ateşli ve coşkulu Florestan’ı bu albümde yer alan Adagio ve Allegro başlıklı eserde dinleyebilirsiniz. Schumann, 1854’te giderek artan ruhsal sorunları nedeniyle akıl hastanesine yatmış ve yaşamının sonuna kadar izole bir hayat sürmüştü.
Tüm dijital platformlardan dinleyeceğiniz “
Fatih Çavuş’un ‘Taşların Öteki Hikâyesi’ - ‘Osmanlı mezar taşlarından yaşanmış hikâyeler’ kitabı geçmişten bugüne aktardığı bilgilerle ilgimi çekti.
Bakın hangi soruların yanıtlarını bulacaksınız?
- Türklerin ilk sözlüğünü kaybolmaktan kurtaran kimdir?
- Dünyadaki ilk araba vapuru icat eden Şirket-i Hayriye müdürü kimdir?
- Elçilik görevi sırasında yasak aşk yaşadığı hizmetçisinin hamile kalması sebebiyle utancından intihar eden paşa kimdir?
- İdam edildikleri için başı ve gövdesi farklı yerlere gömülen paşalar kimlerdir?
- Kaldırım taşı meselesi yüzünden suikastla öldürülen İstanbul şehremini kimdir?
- Ruam hastalığına tedavi ararken hastalığı kapıp şehit olan askeri hekimlerimiz kimlerdir?