Ülkemizde spor ve eğitim birbirini tamamlaması gereken ayrılmaz iki unsur olması gerekirken, maalesef profesyonelliğin ağır mesai gerektirmesi eğitimin ikinci plana atılmasına neden oldu.
Bizim zamanımızda Milli Takımı teşkil eden oyuncularımızın neredeyse tamamı üniversite mezunuydu. Onlar arasında doktor, mühendis ve ekonomistler hatta profesör olanlar vardı. Şu anda ise Milli Takım oyuncularımızın eğitim düzeyinin lise seviyesinde olması sistemin değişmesi gerekliliğini apaçık ortaya koyuyor.
Ülkemizde spor ve eğitim birbirini tamamlaması gereken ayrılmaz iki unsur olması gerekirken, maalesef profesyonelliğin ağır mesai gerektirmesi, eğitimin ikinci plana atılmasına neden oldu.
Alt yapılara kadar uzanan profesyonellik kavramı, ailelerin geçim sorunları dolayısıyla çocuklarını ağırlıklı olarak spora yönlendirmeleri, bunun doğal yansıması olarak eğitimi ikinci plana itmiş durumda. Bir kısım aileler çocuklarının eğitiminin daha önemli olacağından hareket ederek üst düzeyde sporcu olma şansına sahip çocuklarını lise ikinci sınıftan itibaren spordan kopardılar. (Üniversite sınavlarına hazırlık kursları için) Bu ikilem eğitim ve spor arasında kaos yaratıyor. Size ailemden vereceğim misal her şeyi daha iyi anlatacak.
Benim Burcu ve Deniz isminde iki kızım var. İkisi de profesyonel anlamda voleybolcu. Orta öğretimlerini başarıyla tamamladılar. Burcu, Bilgi Üniversitesi'ni kazanırken, Deniz, Spor Akademisi'ni seçti. İkisi de Eczacıbaşı Spor Kulübü'nde yetişip, A takımda yer almaya başladıkları andan itibaren sporla eğitimi bir arada götürme şansları kalmadı.
Burcu Amerika'dan voleybol bursu aldı. Üç senedir New York Teknik Üniversitesi'nin en iyi oyuncusu olmasının yanı sıra, eğitimini mükemmel bir şekilde sürdürüyor. Deniz ise Beşiktaş'a transfer oldu. Üst düzeyde voleybol oynayıp, profesyonel bir oyuncu olma yolunda hızla ilerlerken, eğitimini devam ettirmesi neredeyse tüm gün boyu süren antremanlar dolayısı ile imkansız hale geldi. Sistemden kaynaklanan bu sorunun mutlaka çözülmesi lazım.
Önce bölgesel
Yani Burcu'nun bulunduğu ABD'deki gibi spor alt yapısının okullara kaydırılması, üniversite bitene kadar eğitim ile sporun beraberce yürütülmesi gerekiyor.
Üniversite bittikten sonra ise isteyen profesyonel sporculuğu seçer, isteyen de mesleki kariyerine yönlenir. Buradaki en önemli nokta ister spora yönlenilsin, isterse iş hayatına, mühim olan ülkemizin eğitim düzeyi belli seviyede bir nesle sahip olması.
Tabii ki, sporun okullarda yürütülmesi o kadar kolay değil. Bu sistemin tam manasıyla oturması için her okulun spor salonu olması yanında profesyonel kadrolar da oluşturması lazım. Daha da önemlisi mali kaynağa ihtiyaç var. Ama bir yerden başlanması gerektiğini, en azından bölgesel olarak bir kaç okulun birleşerek, tercihen salonu olan okuldan tek bir takım çıkarılmasını başlangıç noktası olarak düşünüyorum. Bu benim fikrim, tabii ki, daha değişik projeler de olacaktır. Bir an önce bu konuda kapsamlı bir beyin fırtınası yapılırsa, sağlıklı çözümlere de ulaşacağımıza inanıyorum.