Oynatalım kazanalım

Bir oyuncunun yıldız statüsüne erişebilmesi için genç takımlarda aldığı şansı A takımlarında devam etmesi kuralını biliriz. Ama bu gençlerimizin senelerdir A takımlarında oynatılmama hastalığı dayanılmaz bir konuma geldi.

BUNDAN 4 yıl önceye gidelim. Nihat İziç, alt yapının başına getirildiğinde geleceğin planları yapılmıştı. İziç, bugünün 1987 jenerasyonunu eline aldı, 2010 Dünya Şampiyonası için hazırlamaya başladı.

Bu dört yıl içinde yıldızlarda 1 Avrupa ikinciliği ve 2 defa da gençler de gümüş madalyanın sahibi olurken, uluslararası Albert Schweitzer Turnuvası’nda ilk kez altın madalya kazandık.

Büyük aşama kaydettik

Sırbistan&Karadağ’da yapılan son şampiyonada takımımız finalde evsahibi ekibe boyun eğerken, kaçan altın madalyaya kahrolurken, Avrupa basketbolunun iddialı takımı İtalya’nın üçüncü olduğunda gösterdiği sevinç gösterisi Türk basketbolunun gençler seviyesinde Avrupa’da geldiği noktayı açık ve net olarak gösteren önemli bir faktördü. Ancak gözlemlediğim en önemli konu bu gençlerin A takıma çıkma aşamasına geldiği anda kendi yaşıtlarına sağladıkları üstünlüğü bir anda kaybetmelerine neden olan facia. Ve ben bundan söz etmek istiyorum.

Bu genç oyuncularımız A takıma çıktıklarında, hedefleri yüksek olan Efes Pilsen ve Ülker gibi takımlarımızda dakika alamamaya başlıyor. Bir oyuncunun yıldız statüsüne erişebilmesi için genç takımlarda aldığı şansı A takımlarında devam etmesi kuralını hepimiz biliriz.

Ama senelerdir yaşadığımız bu gençlerimizin A Takımları’nda oynatılmama hastalığı artık dayanılmaz bir konuma geldi.

Geçen yıl Bogdan Tanjevic’in şans verdiği Cenk Akyol (115 kez milli), Fatih Solak ve Semih Erdem’e bakalım. Cenk, sakatlığını da katarsak ortalama Efes Pilsen de 6.54 dakika oynadı. Fatih, Ülker’de istediği şansı hiçbir zaman bulamadı.(9.02 dakika). Semih de oynamama kaygısıyla kendisini Avrupa’ya attı.

Gençlere kulak verin

Genç Milli Takımımız’ın yıldız seviyesindeki oyun kurucusu Mehmet Yağmur (74 kez milli) ise 2 senedir K.Yaka takımında kenarda çürüyor ( 5.03 dakika). Yine Avrupa ikincisi olan takımımızın temel direği Oğuz (113 kez milli), Ülker’de oynamak için çırpınıyor. Eğer bu oyuncularımız liglerde en az 15-20 dakika süre almazsa şu anda Avrupa’da üstün oldukları yaşıtlarının çok gerisinde kalacak. Alt yapıda yapılan yatırımlarımız bir anda bir bir yok olacak.

2010’da ülkemize aldığımız Dünya Şampiyonası’nda 2001’de olduğu gibi final oynamak istiyorsak bu gençlerimizin sesine kulak vermek lazım. Takımlarımızın idarecilerinin ve antrenörlerinin sağ duyulu yaklaşıp, kariyer korkusu olmadan bu oyuncularımıza şans vermesi ve destek olması gerekir.

Tüm kalbimle inanıyorum ki; bu gençler kendilerine şans tanındığı taktirde Türk basketbolunu alt yapıda olduğu gibi A Takım seviyesinde de başarıdan başarıya koşturacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları