İKİ tarafın da kazanmak için tüm gücünü ortaya koyduğu maçı kazanmayı başaran Ülker, finalde Efes Pilsen'le karşılaşmaya hak kazandı.
Daçka her sezon olduğu gibi sene de çok iyi işler yaptı. Türkiye Kupası'nda final oynadı, ikinci oldu. Play-Off Yarı Finali'nde de Ülker karşısında çok iyi mücadele verdi. Yeşil siyahlıların bu maçı kaybetmelerinin tek nedeni, mutlaka kazanmak zorunda olmalarından dolayı stresli bir oyun ortaya koymalarıydı. Rakipleri kadar uluslararası tecrübeleri de yoktu. Bu stresten dolayı çok kritik anlarda kaybettikleri toplar, Daçka'ya kazanabileceği bir maçı kaybettirdi.
Ülker cephesine gelince... Kadro zenginliği yönünden rakibinden üstün olan turuncu yeşilliler bir kez daha Harun'un süper oyunuyla finalist oldular. Burada hepimiz bir hata yapıyoruz. Basketbol camiası olarak Orhun ve Harun gibi oyuncuların arkalarında duramıyoruz. ‘‘Yaşlandı’’ diyerek, onları psikolojik olarak yıpratıyoruz. Oysa ki, ne kadar büyük yanlış yaptığımıza en güzel örnek ABD'li Michael Jordan'dır. Efsanevi yıldızı basketbola döndürmek için herkes elinden geleni yaptığı sırada bu oyuncunun yaşı 38'di. Ama biz ne yapıyoruz, 33 yaşına gelen oyuncuyu psikolojik yönden yıpratarak, basketboldan soğutuyoruz. Orhun'u kaybettik, ama gelin Harun'u hep beraber destekleyelim ve en az üç sene daha basketbolumuzun içinde tutalım.