En kolay şey kaybetmek

YILLAR önce basketbolumuzdaki en büyük sıkıntı uzun oyuncu problemiydi.

Ama şimdi oyun kurucu pozisyonunda büyük problem var. Bu mevkiideki oyuncu sayısı yeterli değil. Olanları da teşvik edeceğimize, anlamsız şekilde eleştirerek kaybetmeye çabalıyoruz. İddialı olmak isteyen her takım yabancı hakkını malesef oyun kurucu mevkiine kullanınca, milli takım açısından da dezavantajlar ortaya çıkıyor.

Elimizde Orhun Ene gibi tecrübeli, Avrupa seviyesinde bir oyuncu var. Onu da harcamak için elimizden geleni yaptık. Yabancı oyuncular için maddi ve manevi açıdan her türlü isteği yerine getiren bizler, Orhun bizim çocuğumuzdur deyip, arkadaşları ve kendisi için tüm fedekarlıkları ondan istedik. Böyle olunca da Orhun'u basketbola küstürdük. Geçen gün Orhun'u İTÜ formasıyla Fenerbahçe'ye karşı oynarken seyretmek, bana büyük zevk verdi. Ama içimin derinliklerinde inanılmaz bir acı hissettim. Büyük zorluklarla yetişen bu büyük oyuncuyu, basketbolumuzun inanılmaz ihtiyaç duyduğu ortamda, göz göre göre kaybetmek bize ders oluyor mu? İşte bunu iyi düşünmemiz lazım.

Yeni bir yıldız doğuyor

Basketbolda
yıldız oyuncu yetişmiyor, diye dertlenip duruyoruz. Elimizdeki yıldız adayı oyuncuları ise en verimli çağlarında kenarda oturtup, bir an önce yetişmesini de önleyen yine bizleriz. Takımlarında istediği dakikaları alamayan, sadece kenardan havlu sallayan, maç kazanıldığı zaman resim karelerinde yer alan bir çok oyuncumuz var. Milli takım seviyesindeki bu oyuncular içindeki Murat Can nasıl olduysa oldu, Galatasaray'da kendisine iyi bir şans buldu. Eğer Murat antrenörünün kendisine güvenine, Ülker maçındaki oyunu gibi karşılık verirse, kısa zamanda takımına ve Türk basketboluna büyük yarar sağlar. Aynı zamanda diğer takımlardaki kenarda oynamayı bekleyen pek çok arkadaşına da iyi bir örnek teşkil eder. Murat Can bu misyonu gerçekleştirebilecek karakter ve yeteneklere sahip olduğunun bilincinde, çalışmalarına yılmadan devam etmeli.

KALBİMİZDESİN AYDAN SİYAVUŞ

Seneler ne çabuk geçiyor. Şöyle bir bakıyorum da Aydan Siyavuş aramızdan ayrılalı beş yıl olmuş. Ayın 11'inde her zaman olduğu gibi mezarı başında onu anacağız. Basketbolumuzun önemli sorunları var. (Özerklik, müessese ile diğer takımlar arasındaki uçurum, 12 DEV ADAM imajı ve takımlarımızın yaşadığı ekonomik kriz.) Bu konuların bir an önce çözüme kavuşturulması gerekiyor.

Sevgili Siyavuş sen de benim gibi hem müessese hem de külüp takımlarında çalışmıştın. Bu yüzden basketbolumuzun ileriye gidebilmesinin tek yolunun müessese takımları ile külüpler arasındaki rekabet gücüne bağlı olduğunu çok iyi bilirdin. Külüp takımlarını özerk bir yapıya kavuşturarak onların ekonomik özgürlük ve gücünü, şu anda gerek milli takımızın, gerekse basketbolumuzda lokomotiv görevini mükemmel bir şekilde sürdüren Efes ve Ülker gibi müessese takımları seviyesine çıkarmak hepimizin görevi. Bu ortamı sağlamanın ne kadar zor olduğu gerçeğinin bilinci içindeyiz. Keşke şu anda aramızda olsaydın. Biz de bu konulardaki engin tecrübelerinden faydalanabilseydik.
Yazarın Tüm Yazıları