EFES Pilsen deplasmanda19 sayı farkla üstünlük sağladığı Alba'yı İstanbul'da yenerken kan ter içinde kaldı.
Bu maç öncesi lacivert beyazlılar Kambala'nın ağabeyinin ölüm döşeğinde olması ve Kerem'in sakatlıktan yeni kurtulmuş olmasının psikolojik handikaplarını yaşıyordu. Buna bir de Abdi İpekçi'ye gelen seyircinin azlığı dezavantajı da eklendi. Bu ortamda Efesli oyuncular normal performanslarını sahaya yansıtamayınca Pesiç'ten yoksun rakipleri karşısında 3 periyot zorlandılar.
Bu periyotlarda 13 top kaybı ve isabetsiz atışlar Alba'nın işine yaradı. Lollis ve Stanojeviç'in etkili oyunları birara Alman takımını 5 sayı da öne geçirdi. Ancak Kerem tüm oyun boyunca istikrarlı bir oyun ortaya koydu. Takımının kötü hücum yüzdesine karşı, Efes'i tıkır tıkır oynattı.
Golemaç faktörü
Brown (17 sayı) ve Kambala (19 sayı) her zamanki gibi lacivert beyazlıların skor gücünü üstlenirken Efes'e maçı kazandıran oyuncu bana göre Golemac'tı. Bu oyuncunun 11 sayı, 3 blok, 7 asist, 2 ribaundluk istatistiği Alba'yı devirmeye yetti. Hem de Alman takımının 33-20'lik ribaund üstünlüğüne rağmen. Kaya'nın ve kenardan gelen Asım'ın formsuzluğu ile Granger'ın istikrarsızlığı Efes Pilsen'i çok etkiliyor. Dün Alper oyuna sonradan girmesine karşın yine takımını ayakta tutan oyunculardan biriydi. Ben Efes Pilsen'in ilk 5'in içine gireceğine inanıyorum, ancak yukarıda saydığım olumsuzlukların bir an önce giderilmesi gerekiyor. Yoksa, Final-Four bu yıl lacivert beyazlılar için hayal olur.