FINAL-four'a girip şampiyon olmak için, hem maddi hem de oyuncu kapasitesi açısından, kurulacak takım Barcelona gibi olmalıdır.
İki yıldır İspanyol ekibine baktığımızda büyük gelişmeler görüyoruz. Dünkü maçta eksik ve liderliğe yerleşmiş olmalarına karşın, çok ciddi bir oyun ortaya koydular. Bunda tabii ki Antrenör Pesiç'in payı çok büyüktü.
Ülkerspor ilk periyotta rakibine verdiği 18 sayılık avantajı maç boyunca dezavantaj olarak yaşadı. Turuncu yeşilliler, kendileri için büyük önem taşıyan Cibona maçında 18 sayı geriden gelip, galibiyete ulaşmayı başarmışlardı. Ama bu kez öyle olmadı. Zaten, sert savunma yapan, her topu hızlı hücumla karşı potaya taşıyan, set oyunununda da 24 saniye süresini en iyi şekilde değerlendiren Barcelona önünde bunu gerçekleştirmeleri mümkün değildi.
Bodiroga farkı
Barcelona'da Bodiroga, gittiği her takımda olduğu gibi, ekibini şampiyonluğa götürecek kapasitede bir oyuncu olduğunu dün bir kez daha gösterdi. Barcelona'nın liderliği, Ülkerspor'un da bir üst tura çıkmayı daha önce garantilemiş olması turuncu yeşillilerde ters etki yaratırken, İspanyol ekibi sanki bir şampiyonluk maçı oynuyormuşcasına oyuna asıldı.
Final-four'un en önemli iki takımı; şu ana kadar gösterdikleri performansla CSKA Moskova ve Barcelona'dır. Ülkerspor'un final-four için kurduğu bu iddialı kadroyu, göreve geldikten sonra mucizevi bir şekilde ikinci tura taşıyan Ergin Ataman'ın da hedefe ulaştıracağını sanmıyorum. Sürpriz olarak girse de, dünkü oyunlarıyla şampiyonluk şanslarının hiç olmadığını düşünüyorum.
Ülkerspor'un final-four hedefinin bir başka bahara kaldığını belirtirken, turuncu yeşillilerde dün, İbrahim'den başka seyredilecek bir oyuncu da göremediğimizi de belirtelim.