2000 yılında göreve geldiğimizde kontratımızın süresine göre bazı hedefler koymuştuk.
Neydi bu hedefler; 2001 Avrupa Şampiyonası'nda final oynamak. Dolayısıyla Dünya Şampiyonası'na katılmak ve ilk sekiz içinde yer almak. 2003 Avrupa Şampiyonası'na girmek için Litvanya, Ukrayna, Bulgaristan, İsviçre ve Hollanda grubunda en az 7 galibiyeti elde etmek. Bu şampiyonada mücadele edip, ilk dört içine girerek 2004 Atina Olimpiyatlarına katılmak.
2001 Avrupa Şampiyonası'nda İspanya maçında Orhun'un sakatlanmasıyla, Hırvatistan, Almanya ve Yugoslavya maçlarında oynamaması şampiyonluğu kaçırmamıza neden oldu. Ancak Yugoslavya'ya yenilip, Avrupa ikincisi olmamız hedeflerden ilkine ulaşmamızı sağladı. Böylece milli takımımız üzerindeki beklentiler de arttı.
Haklı tepki
Bu arada 2003 elemelerin ilk devresini tek yenilgi ile kapattık. Deplasmanda Litvanya önünde aldığımız farlı yenilgi (Mirsad, Hüseyin ve İbrahim sakatlığı dolayısı ile oynayamamıştı) savaşmadan rakibe boyun eğdiğimiz için haklı olarak büyük tepkiye yol açtı.
Hazırlık döneminde İbrahim (burnu kırık) ve Hüseyin'in (eli kırık) önemli sakatlığı, Amerika'da Aydın Örs'ün kardeşinin vefatı ve Dünya Şampiyonası'na ilk defa katılmamız nedeniyle tecrübesizliğimiz, Indianapolis'te bazı sorunları da beraberinde getirdi. Dünya Şampiyonası'nda oynadığımız İspanya ve Yugoslavya maçlarında ortaya konulan ruhsuz oyun ve kenardaki istenmeyen görüntüler, tüm basketbolseverlerin eleştirilerine neden oldu.
2003 Avrupa Şampiyonası ikinci devresi öncesi idari, teknik heyet ve oyuncular kendi aralarında yukarıda saymaya çalıştığım olumsuzlukları gidermek için toplantılar yaptı. Bulgaristan galibiyeti ile başlayan yeni süreçte Ukrayna ve Litvanya'ya yenilmemize karşın oyuncularımızın sahada varlarını yoklarını ortaya koyarak mücadele etmeleri hepimizi sevindirdi. Ayrıca göreve geldiğimiz günden beri yazılı-görsel basınla birlikte yurt dışında ve içinde bize güvenen basketbolseverler, bu sıkıntılı dönemi atlatmamızda inanılmaz destek verdiler. Son Hollanda ve Litvanya maçlarında Apdi İpekçi'deki binlerce gerçek basketbol seyircisinin coşkusunu ise ömrüm boyunca unutmam mümkün değil.
Vedat'ı kazanmak...
Bu arada Litvanya maçında neden genç ve tecrübesiz oyuncularımızdan Vedat Koruk'un sahaya sürüldüğüne yönelik eleştirilere değinmeden edemeyeceğim. Vedat, Ukrayna vatandaşıydı. Teknik heyet onu ileride A Milli Takıma büyük hizmetler verecek yetenek olarak görüyor. Daha önce hiçbir resmi maçta formamızı giymediği için Ukrayna Milli Takımı'nda oynaması söz konusuydu. Teknik heyetimiz, Hollanda galibiyetiyle Eurobasket 2003'ün garantilenmesinin ardından Litvanya maçında ona görev vererek Ukrayna'nın bir tercih olması olasılığını ortadan kaldırdı. Vedat'ın Türk basketboluna kazandırılması, Litvanya maçından daha önemli bir başarıdır. Azerbaycan vatandaşı olan Rasim Başak da ilk fırsatta milli takımımıza kazandırılacaktır.
Litvanya maçı sonrası aşırı stres nedeniyle geçirdiğim rahatsızlık sırasında zor günlerde beni yalnız bırakmayan tüm dostlarıma, aileme ve sevenlerime teşekkür ediyorum. Sanıyorum bir kaç gün içinde yeniden işimin başında ve sizlerin arasında olacağım.