Paylaş
Ülkelerin sürdürülebilir kalkınma hedefleri arasında iklim değişikliği ile mücadele kapsamında çeşitli çalışmalar yapıp düşük karbonlu ekonomiye küresel düzeyde geçmek yer alıyor.
Sera gazı emisyonlarının salınımının azaltılmasına yönelik olarak; Paris İklim Anlaşması, Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı bu çalışmalar arasında. Yeşil Mutabakat yol haritasında; temiz enerji, sürdürülebilir sanayi, inşaat ve yenileme, daha sürdürülebilir gıda sistemleri, kirliliğin ortadan kaldırılması gibi pek çok uygulama alanı ve bu alanlar için araçlar bulunmaktadır (European Commission, 2022). Bu araçlardan bir tanesi olan “Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması” (SKDM), karbon emisyonlarını sınırlandırmak ve sıfıra indirmek için oluşturulmuştur.
*
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nı AB Komisyonu ilk kez 14 Temmuz 2021 tarihinde önermişti. Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın önemli bir parçasını teşkil eden Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na (SKDM) ilişkin (AB) 2023/956 sayılı Tüzük AB Resmi Gazetesi’nde 16 Mayıs 2023 tarihinde yayımlandı.
SKDM Tüzüğü, AB’nin emisyon azaltma politikalarını olumsuz etkileyecek şekilde AB üretiminin iklim değişikliği politikaları daha az sıkı olan ülkelere kayması sonucunda oluşabilecek karbon kaçağı riskini önlemeyi amaçlamaktadır.
*
AB, SKDM ile üretim esnasında salınan karbon emisyonları için AB Emisyon Ticareti Sistemi’ni (ETS) yansıtacak şekilde ithal ürünler için ilave ücret getirmekte, böylelikle diğer ülkelerde daha temiz üretim yapılmasını sağlamayı ve AB üreticilerinin rekabetçiliğini korumayı hedeflemektedir.
SKDM’nin kapsamında ilk aşamada, yüksek karbon kaçağı riski taşıyan 6 sektör bulunmaktadır: çimento, demir-çelik, alüminyum, gübre, hidrojen ve elektrik. Bu sektörlere yönelik 42 ürün yönetmeliğe tâbi edilmiş durumda. Sınırda Karbon düzenlemesinden çok etkilenecek ülkeler: Rusya, Türkiye, Ukrayna, Hindistan ve Çin. Türkiye’nin bu sektörlerdeki ithalat payına bakacak olursak çimentoda yüzde 35; demir-Çelik yüzde 33, alüminyum yüzde 5.
*
SKDM tüzüğünün geçiş dönemi 1 Ekim 2023 tarihi itibarıyla başlayacak. 2025 yılının sonuna kadar sürecek olan geçiş döneminde AB ithalatçıları herhangi bir mali yükümlülük altına girmeyecek, SKDM mekanizmasına tabi ithal ürünlerde gömülü emisyonları raporlayacaktır. Emisyonların raporlanmasına ilişkin kurallar ve gereklilikler uygulama tasarrufları aracılığıyla AB Komisyonu tarafından detaylandırılacaktır.
SKDM, 2026 yılında tam olarak uygulamaya geçtiğinde, AB ithalatçıları, SKDM dâhilindeki ithal malları için SKDM sertifikası satın alacaktır. Sertifika fiyatları AB ETS sistemindeki fiyatları yansıtacak şekilde hesaplanacaktır. AB ithalatçıları bir yıl önce ithal ettikleri mal miktarını ve toplam gömülü emisyon miktarlarını her yıl 31 Mayıs tarihinde beyan edecek ve bu miktarlara tekabül eden SKDM sertifikalarını teslim edeceklerdir.
*
İthalatçılar, üçüncü ülke üreticilerinden alınan doğrulanmış bilgilere dayanarak, ithal edilen ürünlerin üretimi esnasında hâlihazırda bir karbon fiyatı ödendiğini ispat etmeleri durumunda bu bedeli nihai ödemelerinden düşürebileceklerdir.
Ülke olarak ihracatımızın yüzde 40’ını AB’ye gerçekleştiriyoruz. Dolayısıyla, AB’nin iç pazarı ve uluslararası ticaretini etkileyecek her türlü düzenleme Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Paris İklim Anlaşması’nı imzalayarak 2053 yılında net-sıfır olacağımızı taahhüt ettik. Uluslararası ticaretin dinamiklerini temelden değiştirecek yeni karbon düzenlemeleri ülkemizin net-sıfır hedefi doğrultusundaki performansına bağlı olarak gelecekte küresel ticarette alacağı pay ile yakından alakalı.
Bu nedenle, Türkiye’nin etkin bir iklim diplomasisi yürüterek küresel emisyonları azaltacak yönde adımlar atması, gelecekte kendisini bekleyen çevresel felaketlere karşı korunması için de hayati derecede önem arz ediyor.
Paylaş