Paylaş
Gün geçtikçe tüm dünyada ve ülkemizde önemi daha da anlaşılmaya başlanan, milyonlarca yıldır süregelen varlığı ile birlikte insanoğluna pek çok faydaları olan arıların gününden bahsetmek istiyorum sizlere.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 20 Aralık 2017 tarihinde aldığı kararla 20 Mayıs “Dünya Arı Günü” olarak ilan edilmiştir.
Dünya Arı Günü, arı ve yaşam arasındaki bağın önemine dikkat çekmek amacıyla çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.
Bu tarihin Dünya Arı Günü ilan edilmesinde, modern arıcılığın babası olarak bilinen Slovenyalı Apiarist Anton Janša’nın doğum günü olması temel nedeni oluşturuyor. Yapılan araştırmalara göre arılar yeryüzünde en az 300 bin yıllık köklü bir geçmişe sahip. Arıları korumak adına atacağımız doğru adımlarla, sadece onların değil; tüm dünyanın geleceği için daha iyi koşullar yaratmak mümkün!
GIDA HASADI GERİLER
Dünya üzerindeki ekosistemin devam edebilmesi için arılar kritik önem taşıyor.
Dünya mahsullerinin en az yüzde 30’unun ve tüm bitkilerin yüzde 90’nının yayılması ve gelişim göstermesi için çapraz tozlaşmaya ihtiyaçları vardır. Eğer arılar yok olursa ya da arı nüfusu bu hızla azalmaya devam ederse besin çiçekleri polenleşemeyecek ve gıda hasadı şimdikinin yüzde 20’sine kadar gerileyecektir.
Arılar biyolojik çeşitliliğin ve doğanın korunmasında çok önemli bir rol oynuyor. Arılar tozlaşmaya ve bunun sonucunda da meyvelerin ve sebzelerin oluşumuna olanak sağlıyor. Arılar, polenleri bir çiçekten diğerine taşıyarak doğanın sağlığı için çok önemli bir unsur olan farklı bitki türlerinin varlığını garanti ederler. Bu dünyada arıların katkısı olmasaydı, kendilerini tozlaştıramadıkları için birçok bitki türü çoğalamayacaktı.
İnsanların yetiştirdiği bitkiler de dahil olmak üzere birçok meyve ve tohum ortadan kalkacaktı. Çiftlik hayvanlarını beslemek için kullanılan bitkiler bile arıların yokluğundan etkilenecekti.
TEK YAPTIĞI BAL DEĞİL
Arılar birçok faktörden dolayı yok oluyor. İlk ve en önemli faktör, ekosistemin bozulması, ormanların ve tarlaların yoğun ekimler sonucunda doğal ortamın kayıplar yaşamasıdır.
Bir başka önemli faktör de, çeşitli arı gruplarının genetik izolasyonuna neden olan habitatın parçalanmasıdır. Hastalıkların ortaya çıkması da arıların ortadan kaybolmasını destekleyen bir başka faktördür.
İklim değişikliğinin arıların yanı sıra birçok hayvan ve bitki türü üzerinde de güçlü bir etkisi bulunuyor.
Dünya üzerinde 20 binden fazla arı türü olduğu tahmin ediliyor.
Ve bunların içerisinden sadece yedi farklı türde bal arısı insanların yiyebileceği kadar bol miktarda bal yapıyor. Yani bal, arı ile özdeşleşmiş olsa da arının yaptığı tek şey bal değil.
Dünyadaki besinlerin yüzde 75’i, doğadaki bitkilerin de yüzde 90’ı, arılar ve arıların taşıdığı polenler sayesinde oluşuyor. Yani yediğimiz her dört üründen üçü arılar sayesinde oluşuyor.
*
Bal arısı kovanında üç çeşit arı vardır: Kraliçe arı, işçi arı ve toplayıcı arılar.
Kraliçe arı beş yıla kadar yaşayabilir ve bir günde ortalama 1500 yumurta üretir.
Bir arı kolonisinde ortalama 60 bin arı olur.
Bir bal arısı saniyede 230 kere kanat çırpar.
Sadece bir arı kolonisi, tek bir günde 300 milyon çiçeğin polenleşmesini sağlayabilir.
*
İşçi arılar yaklaşık altı hafta yaşarlar.
Bir arı bal toplamak için kovanından yaklaşık 8 km uzağa uçabilir ve saatte 25 km hıza ulaşabilir.
Dünyadaki besinlerin yüzde 75’i, doğadaki bitkilerin de yüzde 90’ı arılar ve arıların taşıdığı polenler sayesinde oluşuyor. Yani yediğimiz her dört üründen üçü arılar sayesinde oluşuyor.
Arıların koku alma yeteneği, insan burnuna kıyasla 100 kata daha kuvvetlidir.
Matematiksel açıdan bir arı 500 gr’lık bir kavanoz bal için dünyanın etrafında bir buçuk tur dönmektedir.
Her arının bir görevi olduğunu ve bunu öğretilmeden yaptığını biliyor musunuz?
“Arı gibi çalışmak” dileğiyle, mutlu hafta sonları.
Paylaş