Varikosel nedeniyle kirli kan ters akımla testise geri dönmekte, testisler bir nevi kirli kanla da beslenmektedir. Bunun sonucunda, spermlerin sayısında azalma, hareketlerinde bozukluk, fonksiyon kaybı ve sonuçta dölleme yeteneğinde azalma ile kısırlığa yol açabilir.
İnfertilite nedeni olabilen varikosel tedavisi sadece cerrahi yolla mümkündür. Varikosel tedavisinde mikrocerrahi yöntemde klasik yöntemlere göre hem başarı oranı yüksek hem de komplikasyon oranı daha düşüktür.
Varikosel tedavisinde mikrocerrahi yöntemin uzman ve deneyimli ürolog tarafından yapılması gerekir. Kasıktan yaklaşık 2-3 cm'lik kesi uygulanır. Spermatik kord adı verilen yapıya ulaşılır ve kord içindeki kirli kanı toplayan venöz damarlara tek tek bağlama ve kesme işlemi yapılır. Bu işlem yapılırken arter adını verdiğimiz atar damar, sperm kanalı ve lenf damarları mikroskop altında tanınır ve bu yapılara dokunulmaz.
Genel olarak tüm varikosel ameliyatlarında temel amaç varisleşmiş venlerin tümü tek tek ayrılmalı ve iptal edilmelidir. Bu yapılırken de spermatik arter, sperm kanalı ve lenfatik yapılar da korunmalıdır. Bunun en iyi biçimde yapılması ile ameliyatın gerçek başarısının göstergesi olan doğal doğurganlık ihtimali artacaktır.
Prostat bezinin salgıladığı sıvılar spermlerin çevresel faktörlerden korunması, beslenmesi ve vajina içerisinde hayatta kalabilmesi için son derece önemlidir.
Prostat hastalıkları nelerdir?
Prostatın erkeklerde oldukça sık olarak izlenen 3 hastalığı vardır;
1. İyi Huylu Prostat Büyümesi (BPH)
2. Prostat Kanseri
3. Prostat İltihabı (Prostatit)
İyi huylu prostat büyümesi nedir?
Prostat bezinin yaşla birlikte büyüyerek ortasından geçen idrar kanalını sıkıştırmasıyla ortaya çıkan bir sağlık sorunudur. İyi huylu ifadesi bu durumun kanserojen yani kötü huylu bir oluşum sonucu meydana gelmediğini ifade eder.
Bu yazımızda vazektomi ameliyatı hakkında bilmeniz gereken temel bilgileri ve risk faktörlerini bulacaksınız.
Vazektomi Ameliyatı Nedir?
Vazektomi, erkeklerde uygulanan cerrahi bir sterilizasyon yöntemidir. Bu işlem, sperm taşıyan kanalların (vas deferens) kesilmesi veya bağlanması yoluyla gerçekleştirilir.
Böylece spermler testislerden çıkış yolu bulamaz ve boşalma sırasında sperm içermeyen sıvılar salgılanır. Sonuç olarak da gebelik oluşma olasılığı ortadan kalkar.
Mesane Kanserinin Görülme Sıklığı Nedir?
Hastalık kadınlara oranla erkeklerde daha sık izlenmekte ancak kadınlarda daha agresif seyrettiği bilinmektedir. Diğer ürolojik kanserler gibi mesane kanserinin de görülme sıklığı yaşla orantılı olarak artmakta ve genellikle ileri yaşlarda izlenmektedir. Ancak çocukluk çağı dahil her yaşta görülebileceği unutulmamalıdır.
Mesane Kanserinde Erken Teşhis Önemli Midir?
Her kanser türünde olduğu gibi mesane kanserinde de erken tanı hastalığın seyri ve prognozu açısından oldukça önemlidir. Erken tanı alan hastalarda TUR ameliyatı ile tümör çıkarılmakta ve kemoterapi, radyoterapi gibi sistemik tedavilere ihtiyaç olmadan kişi kendi mesanesi ile yaşayabilmektedir.
Kimler Mesane Kanseri Taraması Yaptırmalıdır?
Sıklıkla cinsel yolla bulaşan enfeksiyon ajanlarına bağlı oluşsa da cinsel temas dışı oluşan enfeksiyonlar, alerji, travma, tümör, kimyasal tahriş gibi durumlarda bu hastalığa yol açabilmektedir.
Bu hastalığa en sık yol açan etkenler; gonore (bel soğukluğu), klamidya, mikoplasma, ureoplasma ile çeşitli viral ve paraziter ajanlardır.
Üretrit belirtileri nedir?
Bu hastalığın tipik belirtileri genital bölgeden (penisten veya vajinadan) akıntı, sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, idrar yapmakta güçlük ve idrar kanalında kaşıntıdır. Bel soğukluğunda oluşan akıntı yoğun, irinli ve yeşil renkli iken, diğer tiplerde şeffaf ve daha az miktardadır.
İdrar kaçırma görülme sıklığı yaşla birlikte artar ve kadınlarda erkeklere oranla daha sık izlenir.
İdrar Kaçırma Toplumda Ne Sıklıkla Görülür?
Kadınların %20-30'u yaşamlarının bir döneminde idrar kaçırma sorunu yaşar. Erkeklerde ise bu oran %10-20'dir. Altmışbeş yaş ve üzeri kadınların %75'i, erkeklerin ise %50'si idrar kaçırma problemi yaşamaktadır.
Yetişkinlerde İdrar Kaçırma Neden Olur?
Yetişkinlerde idrar kaçırma, pelvik taban kaslarının zayıflaması, sinir hasarı veya mesane işlev bozukluğu gibi birçok nedenden kaynaklanabilmektedir.
Beş yaşın altındaki çocuklarda geceleri idrar kaçırma anormal bir durum olarak kabul edilmemektedir.
Geceleri altını ıslatma erkek çocuklarda daha sık izlenmekte, sıklıkla ailesel geçiş göstermekte ve görülme oranı yaşla birlikte azalmaktadır. Çocuğa ve aileye sorunun anlatılması, konu hakkında detaylı bilgi verilmesi tedavinin başarısında çok önemlidir.
Sıvı alımın kontrolü ve diyet
Çocukların öncelikle gece yatmadan 2 saat öncesinden itibaren sıvı alımı kısıtlanmalıdır. Ama sağlık açısından gün içerisinde sıvı kısıtlamasına gidilmemeli ve gün içerisinde eşit olarak dağıtılmalıdır. Akşam yemeğinde tuzlu gıdaların tüketiminden kaçınılmalıdır. Kabızlık problemi varsa mutlaka çözülmelidir. Bunun için bol lifli gıdalar ve yeterli miktarda sıvı alımı şarttır.
Sıvı alımını arttırmak idrar hacmini arttırmakta, bu da idrar içerisinde taş oluşturan kristal yoğunluğunu azaltarak taş oluşumunu engellemektedir.
Hava sıcaklığına göre sıvı alımı günlük en az 2.5 – 3 L arası olmalıdır. Başka bir ifadeyle kişinin günde 2 L idrar yapacak kadar sıvı tüketmesi sağlanmalıdır.
Sıvı tüketiminin sıvı kaybının arttığı zamanlarda (sıcak hava, egzersiz vb.) arttırılması ve gün içine yayılarak (sirkadiyan tarzda) yapılması önemlidir. Günlük sıvı tüketimini yalnız yarım litre arttırmak taş oluşma riskini %80 azaltmaktadır.
Limon, portakal ve greyfurt suyu gibi sitratça zengin sıvıların tüketiminin taş oluşumundan koruduğu bilinmektedir. Sıvı çeşidi olarak kalorisiz ve nötral PH’ya sahip içecekler tercih edilmelidir. Genel olarak tüketimi önerilen sıvı sudur. Suyun sertlik değerinin taş oluşumunda etkili olmadığını birçok çalışma göstermiştir.
Dengeli olmak kaydıyla fiberden (liften) zengin ve sebze ağırlıklı beslenme tarzı böbrek taşı oluşumundan korunmada esastır.
Kalsiyumdan zengin peynir, süt ve yoğurt gibi gıdalar aşırı kaçmamak kaydıyla düzenli olarak tüketilmelidir. Ancak aşırı tuzlu peynir gibi çok tuzlu süt ürünlerinden uzak durulmalıdır. Bağırsakta oksalatı bağlayarak atılımını sağlayan kalsiyumun gereğinden az alımı taş oluşumuna zemin oluşturmaktadır.
Böbrek taşı olan insanlar ne yememeli?
Özellikle oksalat atılımı fazla olan kişilerde oksalatça zengin pancar, fındık, kakao, ıspanak, çikolata, soya ve buğday gibi gıdaların aşırı tüketiminden kaçınılmalıdır.