Robotik Cerrahi ya da diğer adıyla Da Vinci Robotik Cerrahi, doktor ve hastaya sağladığı özel ayrıcalıklar ile ön plana çıkan, günümüz tıp dünyasında cerrahinin ulaştığı en ileri teknolojilerden birisidir. Bu sistemde laparoskopik cerrahi esas alınarak çalışılmaktadır ancak kullanılan enstrümanların hareket kabiliyeti oldukça hassas ve yüksektir ve cerrah tarafından bir konsol yardımıyla yönetilmektedir.
Robotik Cerrahi ilk defa 1994’te kullanılmaya başlandı ve en yaygın kullanım alanı üroloji ameliyatları oldu. 2001 yılından bu yana tüm dünyada en fazla prostat kanseri cerrahisinde kullanılan da Vinci; böbrek, mesane ve testis kanserlerinde de kullanılmaktadır.
Laparoskopi yöntemi ürolojide hangi ameliyatlarda uygulanmaktadır?
Laparoskopik cerrahinin ürolojide kullanıldığı alanlar;
İşlemde öncelikle prostata ait çok kesitli MR görüntüleri incelenerek kanser açısından şüpheli odaklar işaretlenmektedir. Daha sonra MR görüntüleri özel bir yazılım yardımıyla işlenerek ultrason görüntüleri ile birleştirilmekte, görüntüler 3 boyutlu hale getirildikten sonra biyopsi iğnesi işaretlenmiş şüpheli noktalara yönlendirilerek hedefe yönelik biyopsi işlemi yapılmaktadır.
Hassas örnekleme yapmaya olanak sağlayan bu yöntem prostat kanseri tanısında oldukça yüksek doğruluk oranına (%95’in üzerinde) sahip olup, standart biyopsilere göre kanser atlanma riski ve tekrarlayan biyopsi ihtiyacı çok daha düşük oranda olmaktadır.
Prostat biyopsisi neden yapılır?
Prostattan salgılanan ve kana belli oranda geçen “PSA” dediğimiz bir proteinin kandaki düzeyinin ölçülmesi ve prostatın makattan parmakla muayenesi tanıda ilk basamağı oluşturan yöntemlerdir. Bu iki teşhis yönteminde prostat kanseri şüphesi uyandıracak bulgular tespit edilirse, önce çok kesitli MR ile prostat dokusu haritalandırılmakta, MR ile şüphe durumunun devam etmesi durumunda kesin tanı konulması amacıyla prostat biyopsisi ile doku örneklemesi yapılması gerekmektedir.
Prostat biyopsisi nasıl yapılır?
Klasik prostat biyopsisi ultrason eşliğinde makattan girilerek yapılmakta olup, prostatın 10-12 noktasına körlemesine atış yapılarak doku örnekleri alınmaktadır. Ancak bu yöntemle prostat kanseri olgularının sadece %70-75’e tanı konulabilmekte, kanser olgularının önemli bir kısmı atlanmaktadır. Biyopsi sonrası kanser tanısı konulmayan ancak kanser şüphesi devam eden olgulara tekrarlayan biyopsiler yapılması önerilmekte bu da hastalarda enfeksiyon, kanama ve ağrı gibi riskler oluşturmaktadır.
Füzyon biyopside ise MR görüntüleri ile ultrason görüntüleri birleştirilerek şüpheli alanlardan hassas örnekleme yapılmaktadır. İşlemde öncelikle prostata ait çok kesitli MR görüntüleri incelenerek kanser açısından şüpheli odaklar işaretlenmektedir. Daha sonra MR görüntüleri özel bir yazılım yardımıyla işlenerek ultrason görüntüleri ile birleştirilmekte, görüntüler 3 boyutlu hale getirildikten sonra biyopsi iğnesi işaretlenmiş şüpheli noktalara yönlendirilerek hedefe yönelik biyopsi işlemi yapılmaktadır.
MR füzyon prostat biyopsisinin avantajları nelerdir?
Varikosel nedeniyle kirli kan ters akımla testise geri dönmekte, testisler bir nevi kirli kanla da beslenmektedir. Bunun sonucunda, spermlerin sayısında azalma, hareketlerinde bozukluk, fonksiyon kaybı ve sonuçta dölleme yeteneğinde azalma ile kısırlığa yol açabilir.
İnfertilite nedeni olabilen varikosel tedavisi sadece cerrahi yolla mümkündür. Varikosel tedavisinde mikrocerrahi yöntemde klasik yöntemlere göre hem başarı oranı yüksek hem de komplikasyon oranı daha düşüktür.
Varikosel tedavisinde mikrocerrahi yöntemin uzman ve deneyimli ürolog tarafından yapılması gerekir. Kasıktan yaklaşık 2-3 cm'lik kesi uygulanır. Spermatik kord adı verilen yapıya ulaşılır ve kord içindeki kirli kanı toplayan venöz damarlara tek tek bağlama ve kesme işlemi yapılır. Bu işlem yapılırken arter adını verdiğimiz atar damar, sperm kanalı ve lenf damarları mikroskop altında tanınır ve bu yapılara dokunulmaz.
Genel olarak tüm varikosel ameliyatlarında temel amaç varisleşmiş venlerin tümü tek tek ayrılmalı ve iptal edilmelidir. Bu yapılırken de spermatik arter, sperm kanalı ve lenfatik yapılar da korunmalıdır. Bunun en iyi biçimde yapılması ile ameliyatın gerçek başarısının göstergesi olan doğal doğurganlık ihtimali artacaktır.
Prostat bezinin salgıladığı sıvılar spermlerin çevresel faktörlerden korunması, beslenmesi ve vajina içerisinde hayatta kalabilmesi için son derece önemlidir.
Prostat hastalıkları nelerdir?
Prostatın erkeklerde oldukça sık olarak izlenen 3 hastalığı vardır;
1. İyi Huylu Prostat Büyümesi (BPH)
2. Prostat Kanseri
3. Prostat İltihabı (Prostatit)
İyi huylu prostat büyümesi nedir?
Prostat bezinin yaşla birlikte büyüyerek ortasından geçen idrar kanalını sıkıştırmasıyla ortaya çıkan bir sağlık sorunudur. İyi huylu ifadesi bu durumun kanserojen yani kötü huylu bir oluşum sonucu meydana gelmediğini ifade eder.
Bu yazımızda vazektomi ameliyatı hakkında bilmeniz gereken temel bilgileri ve risk faktörlerini bulacaksınız.
Vazektomi Ameliyatı Nedir?
Vazektomi, erkeklerde uygulanan cerrahi bir sterilizasyon yöntemidir. Bu işlem, sperm taşıyan kanalların (vas deferens) kesilmesi veya bağlanması yoluyla gerçekleştirilir.
Böylece spermler testislerden çıkış yolu bulamaz ve boşalma sırasında sperm içermeyen sıvılar salgılanır. Sonuç olarak da gebelik oluşma olasılığı ortadan kalkar.
Mesane Kanserinin Görülme Sıklığı Nedir?
Hastalık kadınlara oranla erkeklerde daha sık izlenmekte ancak kadınlarda daha agresif seyrettiği bilinmektedir. Diğer ürolojik kanserler gibi mesane kanserinin de görülme sıklığı yaşla orantılı olarak artmakta ve genellikle ileri yaşlarda izlenmektedir. Ancak çocukluk çağı dahil her yaşta görülebileceği unutulmamalıdır.
Mesane Kanserinde Erken Teşhis Önemli Midir?
Her kanser türünde olduğu gibi mesane kanserinde de erken tanı hastalığın seyri ve prognozu açısından oldukça önemlidir. Erken tanı alan hastalarda TUR ameliyatı ile tümör çıkarılmakta ve kemoterapi, radyoterapi gibi sistemik tedavilere ihtiyaç olmadan kişi kendi mesanesi ile yaşayabilmektedir.
Kimler Mesane Kanseri Taraması Yaptırmalıdır?
Sıklıkla cinsel yolla bulaşan enfeksiyon ajanlarına bağlı oluşsa da cinsel temas dışı oluşan enfeksiyonlar, alerji, travma, tümör, kimyasal tahriş gibi durumlarda bu hastalığa yol açabilmektedir.
Bu hastalığa en sık yol açan etkenler; gonore (bel soğukluğu), klamidya, mikoplasma, ureoplasma ile çeşitli viral ve paraziter ajanlardır.
Üretrit belirtileri nedir?
Bu hastalığın tipik belirtileri genital bölgeden (penisten veya vajinadan) akıntı, sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, idrar yapmakta güçlük ve idrar kanalında kaşıntıdır. Bel soğukluğunda oluşan akıntı yoğun, irinli ve yeşil renkli iken, diğer tiplerde şeffaf ve daha az miktardadır.
İdrar kaçırma görülme sıklığı yaşla birlikte artar ve kadınlarda erkeklere oranla daha sık izlenir.
İdrar Kaçırma Toplumda Ne Sıklıkla Görülür?
Kadınların %20-30'u yaşamlarının bir döneminde idrar kaçırma sorunu yaşar. Erkeklerde ise bu oran %10-20'dir. Altmışbeş yaş ve üzeri kadınların %75'i, erkeklerin ise %50'si idrar kaçırma problemi yaşamaktadır.
Yetişkinlerde İdrar Kaçırma Neden Olur?
Yetişkinlerde idrar kaçırma, pelvik taban kaslarının zayıflaması, sinir hasarı veya mesane işlev bozukluğu gibi birçok nedenden kaynaklanabilmektedir.