FUTBOLDA beceriyi tarif etmek için, çocukluğumuzdan beri çeşitli şeyler uydururuz..
‘‘Kaleciden aldı, önüne geleni çalımladı, rakip kaleciyi geçti. Kale çizgisinde topu durdurdu, yere yattı, kafayla topu filelere bıraktı’’ deriz.. Veya, ‘‘Korner attı, koştu, kendi ortasına kafayı vurdu, golü attı’’ diye, abartılı, espri yüklü cümleler kullanırız.. Öyle ya da böyle.. Ümit Özat, Gaziantepspor karşısında yukarıda kullandığımız ifadelere yakın şeyler yaptı. Harika bir şut attı, Ömer seyretti, yan direkten döndü. İki dakika sonra enfes bir şut ve top filelerde.. Durun, henüz bitmedi.. 27. dakikada olağanüstü bir vuruş ve Fenerbahçe'nin ikinci golü.. İkinci yarıda bir gol daha.. Sadece bunlar mı? Hayır.. Maç boyunca çalıştı, ortalar yaptı, pozisyonlar yarattı ve deyim yerindeyse tek başına maçı kurtardı. Helal sana Ankaralı.. Bu futboluna devam et.. Zamanında seni överken, ‘‘Devrim'in akrabası’’ diye taş atanları da mahcup et!
Fenerbahçe, takım olarak iyi not aldı. Mücadelesi ve performansı üst düzeydeydi. Ama, sorunları tam anlamıyla bitmiş değil.. Fatih, sağbekte dökülüyor. Bülent Bölükbaşı maç boyunca, ‘‘maden bulmuş’’ gibi Fatih'in üzerine gitti. O kanattan birçok tehlike yarattı. Luciano ile Tomas, ilk toplara müdahalede etkili.. Ne var ki, kestikten sonra topu ileriye rasgele atıyorlar. Mahmut Hanefi de beklenen kalitesini bir türlü ortaya koyamıyor. Yalnız kaleci Volkan'ın performansını unutmamak gerek.. İlk yarıda Johnson'un bir metreden kafa vuruşunu çıkarırken, olağanüstüydü.. Her geçen gün kendisine daha çok güveni geliyor. Kısacası, ‘‘Fenerbahçe iyi bir kaleci kazanıyor’’ diyebiliriz..
İsabetli transfer
Orta sahada Tuncay, bir türlü eski Tuncay olamıyor. Zaman zaman parlıyor ve özlem duyduğumuz Tuncay'a dönüş yapıyor. Bir kendine gelebilse, performansını 90 dakikaya yayabilse, takıma çok şey katar. Kemal, oraya buraya koşturup duruyor. Bal yapmayan arı. Saçma sapan bir kart gördü ve cezalı duruma düştü. Hoş, Galatasaray karşısında bu görüntüsüyle oynamasa da birşey farketmez. Aurelio çalışkan, mücadeleci, ancak hücumda yeterince etkili değil. İleride Hooijdonk ve Nobre ise son derece yararlı. Büyük özveriyle oynuyorlar ve her ikisi de gerçek takım oyuncusu.. Fenerbahçe, Nobre'yi alarak büyük iş yaptı.. Transferleri hep eleştirdik.. Bu sefer Sezar'ın hakkını Sezar'a teslim edelim..
Diğer kulüplerin kağıtları, yerlerde sürünürken, çıkardığı hisse senedi bir günde iki kez tavan yapan, en kötü sezonunda bile ortalama 35 bin seyirciye oynayan, milyonların sevgilisi bir kulübün, kendisine gönül verenleri mutlu etmesi bir vefa borcu.. Bu vefa borcunun ödenme günü, belki yarın, belki yarından da yakın!
Söz vefadan açılmışken, tribünleri cayır cayır yakanlar.. Gaziantepspor'u bugünlere getiren başkan Celal Doğan'ı istifaya davet edenler.. Sizin için vefa, sadece eski bir bozacının adı mı?