Bunları ortaya koyamazsanız, başarıyı ‘‘Diyojen'in Feneriyle’’ ararsınız.. Söyleyin bir kaç maç dışında Fenerbahçe'de bu saydıklarımızın hangisi var? Sabah akşam, Mustafa Denizli'nin ‘‘ninnilerini’’ dinliyoruz.. ‘‘Ninni yavrum ninni, uyutayım seni.’’ Benim Mustafa hocayı dinlerken resmen ‘‘uykum’’ geliyor. Uykusuzluk çekenlere tavsiye olunur..
Fenerbahçe'nin bir orta sahası var, evlere şenlik.. ‘‘Pikniğe geldiler’’ desek, bu havada Diyarbakır'a böyle bir amaçla gelmek, çok anlamsız.. Sahanın en kötüsü Yusuf, doğru dürüst bir tek top atamadığı gibi, rakibe arkadan tekmeyi sallıyor. Sarı görmesi, hakemin ona ‘‘jesti..’’ Ali Akdeniz'e, Ali Güneş'e ‘‘kanat oyuncusu’’ demeye bin şahit ister.. Hakan Bayraktar ile Abdullah da ortada gözükmüyor. Andersson ve Serhat, Ömer'le Murat Duman'ın yakın markajında.. Top yüzü göremiyorlar.. Savunması, sarı lacivertlilerin gene de en iyisi.. ‘‘Koyunun bulunmadığı yerde, keçiye Abdurrahman çelebi’’ derler ya, aynen öyle.. Ben, bu yönetimin Mustafa Denizli'ye gösterdiği ‘‘hoşgörüye’’ hayranım. Ama hepsi de ‘‘teskin edici’’ ilaç kullanıyorlardır. Buna, adım gibi eminim.. Sabır taşı olsaydı, çatlardı vallahi..
BRAVO KALPAR
Fenerbahçe'nin isminden ve formasından çekinmese, Diyarbakırspor'un sahadan daha farklı galibiyetle ayrılması işten değil. Rakibinden fazla gollük pozisyona giren, oyunda etkili olan onlar.. Şenol, Ömer, Murat Duman, Deniz ve Bülent kusursuz.. Gaziantep'ten kiralanan Bülent, çok iyi bir kanat oyuncusu olmaya aday.. Gaziantepspor onu nasıl vermiş, hayret..
Yeşil kırmızılılarda gözle görülür bir düzelme var.. Bu Hüseyin Kalpar, ‘‘Ölü takımları diriltmekle’’ şöhret yapacağa benzer. Önce Y.Yozgat, ardından Antalya, en sonunda da Diyarbakır.. Türkiye, ‘‘ninni söylemeyen’’, bulunduğu yere tırnaklarıyla kaza kaza gelen gerçekçi bir antrenörle nihayet tanıştı.. Tebrik ve başarı dileklerimiz, Kalpar'a...