Şimdi, ‘‘Niye bugüne kadar Hakan Bayraktar ile Ceyhun'u kulübede tuttun’’ diye sorsak, yanıtı hazırdır: ‘‘Demir tavında gerek. Yeterince pişirdim, öyle sahaya sürdüm..’’ Kardeşim, zaten bunlar iyi pişmiş bonfile.. İkisinin de tadına doyum olmuyor. Bizi şu ana kadar neden böyle bir lezzetten mahrun bıraktın? Şu Ceyhun'a bir bak.. Pas, şut, dripling, zeka, yaratıcılık, hepsi var.. Enfes bir gol attı. Hakan Bayraktar çok iyi mücadele eden, topa basan, sakin, kapasitesini sonuna dek sahada kullanan bir futbolcu.. Attığı gol, akıl ve beceri dolu.. Bu ikisi, G.Birliği maçının ikinci yarısında oyuna girip, müsabakanın kaderini değiştirdi. Aynısını, Göztepe maçında tekrarladılar..
SAKATLIKLAR YARAMIŞ!
Şunu kabul etmek gerekir ki, sakatlıklar F.Bahçe'ye zarar değil, yarar getirmiş.. Bir tek Oktay'ı arıyorsunuz.. Revivo'ya belki haksızlık olacak ama, hiçbiri fark etmiyor. Çünkü F.Bahçe, bu gençlerle savaşıyor. İyi de oynarsa, ne ala.. O zaman ‘‘çifte kavrulmuş’’ oluyor. Hele hele, Mustafa Denizli, ‘‘dediğim dedik, çaldığım düdük’’ demeyip, dünkü gibi ideale yakın bir tertip sahaya sürerse, sarı lacivertlileri izlemenin keyfine doyum olmuyor.
F.Bahçe'nin tek problemi forvette.. Kennet Andersson, yakında ‘‘zorunlu emekli’’ olacak. Kenarlardan orta gelmezse, boğuşmaktan başka bir icraat yapamıyor. Savunması ve orta sahası oturmuş bir F.Bahçe, forvet sorununu da çözerse, göğsüne üçüncü yıldızı takmaya, Denizli'nin tabiriyle rakiplerinden ‘‘yüzde 51’’ daha yakındır.. Bu, herkesçe böyle biline...