Yanımdaki koltukta Orhan Kaynar'ın en güzel fotoğrafı.. Etrafı karanfillerle süslenmiş.. Nasıl hüzünlü bakıyor sahaya, bir bilseniz..
O tribünler ki, 5 yıldan beri böylesine dolmamış. İğne atsan yere düşmüyor. Kulakları sağır edecek ölçüde müthiş bir tezahürat da var. Orhan, ‘‘Bu coşkuyu yıllardır yaşamadım.’’ der gibi..
Ben de kötüyüm. Gözlerim dolu dolu, tüylerim diken diken.. Hey gidi Orhan hey.. Trabzonspor maçını seninle birlikte böyle mi seyredecektik? Ne diyelim: ‘‘Yalan dünya, her şey bomboş..’’
Oyun, Trabzonspor açısından ‘‘yürek hoplatan’’ biçimde başlıyor. Gökdeniz'in kaptırdığı topla doğan pozisyonda Hasan, Metin Aktaş'la karşı karşıya iken topu dışarı atıyor. Trabzonspor yavaş yavaş maça ısınıyor. Arka arkaya yakaladıkları fırsatlarda, Ömer engeliyle karşılaşıyor. Da Silva, Somers, Zafer'in vuruşlarına geçit vermeyen hep o.. Sağ dışta oynayan Gökdeniz çok kötü. Her topu ya kaptırıyor, ya kullanamıyor. G.Antep yerden oynadığı zamanlar çok tehlikeli geliyor.
DOKUZ DOĞURDULAR
Havadan etkili olan ve Fatih'le Hasan'ı yakın markaja alan Cem-Macit ikilisi, yerden sık sık gedik veriyor. Orta sahada Marco Aurelio enfes bir futbolcu. Ayağını iyi kullanan, mücadele eden, top kazanan bir oyuncu. Somers'deki ciğer kimsede yok. İki kişilik koşuyor. Da Silva hücumda yalnız kalmasa, daha iyi beslense, Trabzonspor gole erken kavuşacak. Ancak, Karadeniz ekibinde kanatlar iyi çalışmıyor. Bordo mavililer oyunu geniş alana yayamıyor ve çoğunlukla ortada sıkışıp kalıyor.
G.Antep, Krivov'un kırmızı kart görmesiyle 55 dakika 10, Mehmet Polat'ın oyundan atılmasıyla da son 6 dakika 9 kişiyle mücadele ediyor. Tempolu oynanan bir müsabakada 2 kişinin eksikliği çok önemli. Kırmızı siyahlılar buna rağmen oyunun tamamında rakibi ile başabaş boğuşuyor. Trabzonspor 9 kişilik rakibi karşısında iyi oynamamasına karşın sahanın en kötüsü Gökdeniz'in son dakika golüyle 3 puanı ‘‘güç bela’’ kurtarıyor. Ama, Avni Aker'de herkes, tam anlamıyla dokuz doğuruyor!