Paylaş
Erdoğan, son bir ay içinde, parti yönetim organlarıyla sıkça bir araya gelerek “metal yorgunluğu” diye genellediği temel aksaklıkları not ediyordu. Karadeniz’de ziyaret ettiği illerde ise, hem yönetim toplantılarında duyduğu, hem değişik kaynaklardan kendisine gelen “metal yorgunluğu” göstergelerini yerinde denetleme fırsatı buldu.
GİRESUN DENEYİ
Erdoğan’ın duraklarından biri Giresun’du. Bu kent, belediyesi CHP’de olduğu halde, kabinede bir temsilcisi olan bir kent. Giresunlu Nurettin Canikli, AK Parti içinde hep ön planda olmuş, Grup Başkanvekilliği, Başbakan Yardımcılığı gibi görevlerden sonra şimdi de Milli Savunma Bakanı olmuştu.
Böyle bir kentte, Erdoğan’ın ülkenin Cumhurbaşkanı ve AK Parti’nin genel başkanı sıfatıyla konuştuğu bir toplantıya, AK Parti saflarında görev almış herkesin katılması beklenmez mi?
Ama öyle olmadı.
Örneğin AK Parti İl Danışma Toplantısının yapıldığı salonda, Giresun Belediye Meclisinden sadece dört kişi vardı. Oysa Giresun Belediye Meclisi’nde 17 CHP’li, 12 AK Partili, iki de MHP’li üye bulunuyordu. Yani AK Partili Meclis üyelerinden sekizi gelmemişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ismi anons edip, ayağa kalkanları görme yöntemiyle Giresun’un Merkez ve ilçe teşkilatlarının durumunu yokladı. Şöyle bir sonuç çıktı:
- Giresun Merkez teşkilatından katılım “az”
- Bulancak teşkilatından Merkez İlçeden daha kalabalık katılım
- Çamoluk teşkilatı “çok az” katılım
- Çanakçı teşkilatı da “çok az” katılım.
- Görele teşkilatı “az” katılım.
Erdoğan, karşılaştığı bu tabloyla ilgili tepkisini orada, o anda doğrudan muhataplarına iletti. Mesela MSB Canikli’ye dönerek, “Nurettin arkayı da görüyorum da, yani kusara bakma burada da ciddi eksiklik var” dedi.
“TEVAZU” VE “GÖNÜL ALMA” VURGUSU
Erdoğan’ın son bir ayda parti teşkilatlarına verdiği mesajların ortak noktası “tevazu” oldu. Bunun altında, taşrada bazı parti yöneticilerinin vatandaş için “ulaşılmaz” hale geldiği, geçmişte partinin eleştirdiği uygulamalara imza attığı eleştirisi yatıyor. Vatandaşlar bir yana, partililerden Ankara’ya sıkça “Bakanımıza, milletvekilimize, belediye başkanımıza. il başkanımıza ulaşamıyoruz” yakınması geliyor.
Erdoğan, bu tür yakınmalarla yansıyan kırgınlığın “gönül alma” ile giderilebileceğinin farkında. Bu yüzden 90’ların başında Milli Görüş teşkilatlarının başvurduğu yöntemi yeniden ön plana çıkardı ve teşkilata şu mesajı vermeye başladı: “Öyleyse ne yapmamız gerek? Kapı kapı dolaşacağız, tamam mı? Gurur, kibir bize yakışmaz. Gurur, kibir Allah’a aittir. Tevazu ehli olacağız. Bizim bakanımız, belediye başkanımız, milletvekillerimiz mütevazı olacak.”
RAKİBE DEĞİL KAZANMAYA ODAKLI
Erdoğan’ın bu çabasını görüp, mesajlarını dinleyen muhalefet, her zamanki gibi “İktidarı kaybedeceğini anladı, bu yüzden kolları sıvadı” gibi yorumlara sarıldı. Oysa Erdoğan, bu çabasıyla, mesajlarıyla yeni sisteme, yani yüzde 50 artı 1’e göre bir kez daha kazanmaya odaklandığını çok net gösteriyor.
Kendisinin ve partisinin konumunu, muhalefete değil, kazanma arzusuna göre belirliyor.
Konuşmalarında üç ayrı seçim için hep 2019 tarihini telaffuz ediyor ama partisini, bir yıl sonra 2018 ortasında bir seçim için hazır hale getirmeye uğraşıyor.
MUHALEFETİN ÇIKMAZI
Peki Erdoğan 15 yıldır hiç kaybetmediği halde, siyasete sıfırdan başlamış gibi çalışırken, muhalefet kanadında durum ne?
MHP, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin Genel Merkez’den yaptığı açıklamalarla gündem belirlediği bir siyaset tarzı geliştirdi. Parti tabanının önemli bir bölümünü parti içi muhalefete yönlendiren “kırgınlıklar”, “eleştiriler” ve “tepkiler” şimdilik görmezden geliniyor. Erdoğan’ın deyişiyle “gönül alma” adımları gelecek gibi durmuyor.
HDP, tutuklamalar ve kayyum uygulamaları nedeniyle eli kolu bağlanmış vaziyette. PKK terör örgütünün Suriye ve Irak’taki konjonktürden faydalanarak yaptığı küresel hesaplarla gerçekleştirdiği her terör eylemi, HDP’yi kamuoyu karşısında daha da köşeye sıkıştırıyor.
CHP’ye gelince, “adalet Yürüyüşü”nün yarattığı sinerjiyi korumakta zorlanıyor, halka inmek yerine bol bol konuşulan, tartışılan, genelde de sonuç alınamayan toplantılara başvuruyor.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, mesela Çanakkale’de yöneticilerle kurultay toplamak yerine gitse Ardahan’da, Çorum’da, Trabzon’da, Antalya’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Giresun’da yaptığı gibi bir İl Danışma Toplantısı yapsa, Merkez ve ilçe teşkilatlarını yoklasa nasıl bir manzarayla karşılaşır?
AKŞENER’İN ARAYIŞI
Siyasetin mevcut fotoğrafını değiştirebileceği iddia edilen Meral Akşener de pek ortalarda yok.
İsmini haberlerde pek görmüyoruz. Sadece bir şeylere tepki gösterdiğinde gündeme geliyor. En son “Yeni bir devlet kurduk” diyen AK Partili Ayhan Oğan için “Ciddiye almayın” diye twit atmıştı.
“Çok şey yapıyoruz, medya görmüyor” derler diye, yakınlarına sordum. Kasım ayında ilan edeceği yeni partinin saflarına yeni isimler katmaya çalıştığını söylediler.
Özellikle de gençlere yöneliyor. Geçmişte siyasette adını duyurmuş, yıpranmış, şu sıralar geri planda kalmış isimler yerine, merkez siyasetle ilgilenen, demokrat, liberal, ülkenin geleceğinde söz sahibi olmak isteyen eğitimli, donanımlı gençlerle yola çıkmak istiyor.
İster 2018’de olsun, ister 2019’da... Yapılacak üç seçim de bıçak sırtında. Zafer “Yüzde 50 artı 1” şartı nedeniyle artık kimse için cepte değil.
Ve siyaset arenasından gelen sinyallere bakılırsa, sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan bunun farkında..
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş