Hükümette ‘yenilenme’ haftası

Dışişleri Bakanı’nın değiştiğini varsayalım; Mevlüt Çavuşoğlu’nun yerine gelecek başka bir AK Partili, Türkiye’nin dış politikasında köklü değişikliklere mi gidecek?

Diyelim Çevre ve Şehircilik Bakanı değişti. Mehmet Özhaseki’den daha deneyimli bir yerel yönetim uzmanı mı bakan yapılacak? Velev ki yapıldı. Gelecek olan bakan, kentleşme ve çevre siyasetinde ülkeye çağ mı atlatacak?

Adalet Bakanlığı’nda değişikliğe gidildiğini varsayın. Bekir Bozdağ’ın yerine gelecek bakan, yargı sistemindeki temel sorunları sihirli değnekle mi çözecek?

Kalkınma Bakanlığı’nda değişim olursa, AK Parti’de, kalkınma stratejilerinin kalbi olan Devlet Planlama Teşkilatı kökenli olan Lütfi Elvan’dan daha deneyimli bir kalkınmacı isim mi bulunacak?

Bu soruyu her bakan için ayrı ayrı sorabilirsiniz?

Yanıtlarınızı, özellikle de AK Parti’ye oy veren yurttaşların yanıtlarını merak ediyorum.

DEĞİŞİMİN ÜÇ ÖLÇÜTÜ

Ankara’da konuştuğum birçok siyasetçi, kabinede bazı isimlerin değişmesinin AK Parti hükümetinin çizgisinde bir değişikliğe neden olmayacağını vurguluyor.

Bir AK Partili, benim sizlere sorduğum soruya, şu soruyla karşılık verdi:

“MYK için de benzer konuşmalar yapılıyordu. Siyasi işler ve teşkilattan sorumlu isimler aynı kaldı. Sadece üç değişiklik oldu. Ne değişti?”

Düşündüm...

Gerçekten de sarsıcı, büyük bir değişim yaşandığı hissiyatı içinde değiliz hiçbirimiz.

Zaten Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın genel başkan seçildiği kongre öncesindeki son MKYK da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım tarafından belirlenmişti.

Buradan yola çıkarak, mevcut kabinenin de Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından oluşturulduğunu hatırlamakta yarar var.

Peki o halde Ankara’dan yayılan, piyasaların, yabancıların sürekli yanıt aradığı ‘Kabine ne zaman yenilenecek’ sorusunu doğuran asıl unsur nedir? Hangi bakanlar, neden değişir?

Gördüğüm kadarıyla üç ölçüt var.

Birincisi, şehir ve özgül ağırlığı olan isim dengesinin ortadan kalkmış olması...

Mevcut kabinede, “Kritik şehirlerden mutlaka bakan olsun” dengesi aranmıştı. Bir başka ayrıntı da Ahmet Davutoğlu hükümetinden bazı isimlerin kabinede kalması arayışıydı.

Örneğin, kabinede değişikliğe gidilirse, artık “Malatya’dan ille de bakan olsun” ya da “Ahmet Davutoğlu, Abdullah Gül’e yakın bir-iki isim kabinede olsun” gibi bir etken hesaba katılmayabilir.

İkincisi, referandum başarısızlıkları...

Antalya’da, Denizli’de, Mersin’de, Adana’da, Eskişehir’de referandum ‘hayır’ın üstünlüğü ile sonuçlandı. Bu sonuçların bir faturası kesilebilir.

Üçüncüsü, FETÖ ile bağlantı söylentileri...

Şaban Dişli’nin, MYK dışında kalması, kardeşi darbeci general Mehmet Dişli’ye bağlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Yıldırım, “Darbe girişiminin siyasi ayağı çıksın” diyen muhalefete sert tepki göstererek, AK Partililerin FETÖ ile bağlantılı gösterilmesine karşı dursa da bakanlık koltuğunu kaybedecek isimlerle ilgili ‘FETÖ etkisi’ söylentilerinin önünü kesmek zor olacak.

BU HAFTA OLABİLİR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine değişikliği sorulunca Başbakan Yıldırım’ı işaret etti. O da konuyla ilgili soruları gülümseyerek geçiştirdi.

Önemli bir kaynağımdan öğrendiğim kadarıyla, eğer bir kabine değişikliği olacaksa, bu hafta olacak. Ancak, MYK değişikliği gibi sınırlı kalacak.

Benim kişisel tahminim şu: Üç bakan kabine dışında kalacak, bir-iki bakanın da yeri değişecek. Kabineye yaş ortalamasını etkileyecek gençler girebilir.

MHP’Lİ BAKAN OLMAZ

Kritik bir soru, olası bir değişiklikte kabineye bir MHP’linin girip girmeyeceği sorusu. Bahçeli, böyle bir teklifin Cumhurbaşkanı’ndan gelmesi halinde kapıyı aralayabilirdi. Ancak, Cumhurbaşkanı topu Başbakan Yıldırım’a attı ve değişiklikleri Yıldırım yapacak. Bu nedenle, kabine yenilenirse, MHP’li bir bakan görmemiz, yok denecek kadar düşük bir ihtimal.