Bir avuç tuz, 1 milyon kişi

Bugünden sonra, günde ortalama 15 kilometre yürüyecek ve 8 Temmuz Cumartesi akşamı 400 kilometreyi tamamlayacak.

Bu rakam, Mahatma Gandi’nin 12 Mart 1930 – 6 Nisan 1930 günleri arasında (24 günde) yürüdüğü 388 kilometreden 12 kilometre daha fazla.

Kılıçdaroğlu, 9 Temmuz Pazar günü Maltepe’deki miting alanına da 3 kilometrelik bir yürüyüş ile girecek ve Gandi’den 15 kilometre fazla yürümüş olacak.

CHP’Yİ BİRLEŞTİRDİ, HAYIRCILARI BİR TUTTU

CHP’nin Genel Başkanı olduğu günden itibaren, sık sık “masaya yumruğunu vurmadığı”, “parti içinde tek sesliliği sağlayamadığı”, “iktidar karşısında etkili muhalefet yapamadığı”  ve “pasif kaldığı” için eleştirilen Kılıçdaroğlu, belkide ilk kez bu eleştirileri duymadığı bir dönem geçirdi.

Geride kalan 20 günde parti içinde aykırı sesler, liderlik tartışmaları, kurultay çağrıları duyulmadı.

Yürüyüşün bir başka etkisi de 16 Nisan referandumunda “Hayır” cephesini oluşturan bütün kesimlerden destek alması.

Yürüyüş boyunca Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında bir süre yürüyüp fotoğraf veren insanların siyasette ve sosyal yaşamdaki yelpazesi oldukça geniş oldu.

Yürüyüşe destek vermeyen, hatta eleştirenler bile Kemal Kılıçdaroğlu’nun giriştiği eylemin zorluğunu kabullendi ve takdirlerini ifade etti. 

POLİS VE JANDARMANIN HAKKINI TESLİM ETMELİ

Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü, en çok polisi ve jandarmayı meşgul etti, endişelendirdi. Üst düzey bir güvenlik yetkilisi, güvenlik risklerine dikkat çekerken, durumu “diken üstündeyiz, bir an önce kazasız belasız tamamlanması için elimizden geleni yapıyoruz” diye özetledi.

Kılıçdaroğlu her daim partililere ve yürüyüşçülere provokasyon uyarısı yapıyor ama kutuplaşmanın bu kadar yoğun yaşandığı bir ülkede, bu kadar kitlesel ve bu kadar uzun süreli bir eylemi olaysız, sorunsuz tamamlamak gerçekten en az 400 kilometre yürümek kadar zor.

Bu yürüyüş, Türkiye siyasi tarihine geçtiğinde, bir kenara da polis ve jandarma teşkilatının 25 günlük özverili çalışmasını not etmek gerekecek. Aynı şekilde Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Gürel’in hakkını da teslim etmeliyiz.

AK Parti’nin köklerini oluşturan muhafazakar taban, şiddeti tasvip etmeyen, makul  bir taban. Yürüyüşçülerin yanından geçerken rabia işareti yapmak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın resmini göstermek gibi barışçı yollara başvuranlar çoğunlukta.

Ancak, yürüyüş güzergahına kurşun bırakan, hayvan dışkısı döken, saatte 5 kilometre hızla ilerlerken yolda yürüyen insanların üzerine araba süren, galiz küfürler eden protestocular da çıkmadı değil.

Polis ve Jandarmanın bu tür protestoculara yönelik müdahaleleri hep yerinde ve zamanındaydı. Geri kalan 5 günde, metropol kentlerde yürüneceğinden gerilim riski büyüyecek ama güvenlik güçleri de önlemlerini artıracak gibi görünüyor.

CHP TEŞKİLATI 1 MİLYON KİŞİ BEKLİYOR

Kılıçdaroğlu, yürüyüşü kazasız belasız tamamlayıp, görkemli bir final yapmak istiyor. Bu amacına ulaşmasında en büyük görev CHP teşkilatlarına düşüyor.

Evet, CHP teşkilatı, bütün zorluklara rağmen 400 kilometre yürüyen Kılıçdaroğlu’na, kendisini 9 Temmuz’da 1 milyon kişi ile karşılama sözü vermiş.

İngilizlerin Tuz Yasası, Hindistan halkına yönelik adaletsizliklerin sembolüydü. Mahatma Gandi, 388 kilometrelik yürüyüşünün sonunda Dandi’ye varmış, okyanus kıyısında  avuç içine aldığı çamuru yıkayıp içindeki tuzu ayıklayıp yasayı ihlal etmişti. Onbinlerce Hintli, tutuklanmayı göze alıp aynı hareketi tekrarlayınca 170 yıldır yürürlükte olan yasa fiilen işlevsiz hale geldi. Gandi’nin yürüyüşü ve sivil itaatsizliği dünya siyasi tarihine geçti

Eğer, teşkilatlar verdikleri sözü tutar da 9 Temmuz 2017 günü, 1 milyon kişi, sadace “adalet” talebiyle, barışçıl bir şekilde Maltepe’deki 120 hektar alanı (ki bu 171 futbol sahasına eşdeğer) doldurursa, Ankara’nın bu talebe kayıtsız kalması zorlaşabilir.

Bu gerçekleşmezse ne mi olur?

Yürüyüş boyunca pek ortalıkta görünmeyen Genel Başkanlık adayları, 24 günlüğüne ara verilen kurultay ve liderlik tartışmalarını yeniden başlatır.