Paylaş
Bu sözler, son iki yıldır ‘Bağımsız bir Kürdistan’ın zamanı geldi’ diyen Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesud Barzani’ye ait.
The Guardian gazetesine konuşmuştu. Suriye ve Irak’ın bir daha üniter bir devlet olamayacağını iddia edip, “Dünya liderleri kabul etse de etmese de Kürtlerin on yıllardır tutkusu haline gelen ‘Bağımsız Kürdistan’ bir gerçek olarak zemin kazanmıştır” demişti. Barzani, Türkiye’nin tavrı sorulunca da şu ifadeyi kullanmıştı:
“Türklerle bunu kabul edip etmeyeceklerini daha konuşmadık. Karşı çıkacaklarını sanmıyorum. Bu bizim ulusal hakkımız. Kimseye tehdit değiliz ama hakkımızı hayata geçirmek için de izin aramıyoruz...”
İki küçük hatırlatma yapayım:
m Barzani ekibi, 2014’te bir Bağımsız Kürdistan referandumu yapmayı planlıyordu, ancak IŞİD’in Musul’u işgalinden sonra yapılamadı. Barzani, tam bir yıl önce referandumun Ekim 2016’da yapılacağını söylese de hedefine ulaşamadı.
m Barzani’nin Partisi KDP’de bağımsızlığın er ya da geç geleceği konusunda tam bir görüş birliği var ama zamanlama konusunda görüş ayrılığı var. Barzani’nin oğlu Masrur Barzani bir an önce bağımsızlık ilanından yana. Başbakan Neçirvan Barzani ise aceleci değil. Bağımsızlık referandumunun Musul IŞİD’den temizlendikten sonraya bırakılması Neçirvan Barzani’nin kararlı tavrından kaynaklanmıştı.
* * *
Barzani, dün özel bir uçakla Türkiye’ye geldi ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüştü. Bugünkü Ankara programında ise Başbakan Binali Yıldırım var.
Yıldırım ile Barzani’nin geçen hafta Almanya’da Münih Konferansı sırasında görüştüğünü de hatırlatmak isterim. Barzani, Almanya’da ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile de görüşmüştü.
Barzani-Pence buluşmasından sonra Barzani’nin danışmanlarından Hemin Hawrami, görüşmede Kürt heyeti için ana konu başlığının ‘bağımsız Kürdistan’ olduğunu açıklamıştı.
* * *
Bütün bunları alt alta koyunca Barzani’nin Ankara’yı bağımsız Kürdistan’a ikna etmek için geldiği sonucu çıkarılabilir mi?
Dün biraz yokladım. Türkiye’nin bağımsız Kürdistan konusundaki tavrı net. Ankara bağımsızlığın fikrine bile karşı ve ısrarla Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasından yana. O nedenle ‘bağımsız Kürdistan’ konusunun, Ankara ziyaretinin ana ekseni olmak bir yana gündemine bile alınması, ihtimal dışı.
O halde Barzani ile gündem ne?
- Öncelikle ekonomi. Petrol fiyatları düştü. Merkezi hükümetle tahsilat sorunları aşılamadı. Sigara ticareti durdu. Haliyle Kuzey Irak’taki bölgesel yönetim ekonomik bir darboğaza sürüklendi. Bunlar yetmiyormuş gibi, kontrol edilen alan genişledi ve askeri harcamalar nedeniyle giderler arttı. Yani, Barzani Peşmerge’ye maaş ödeyemeyecek hale geldi. Bu arada Türk işadamları da 5.5 milyar dolar alacak için bekliyor.
m İkinci gündem, IŞİD ile mücadele. Türkiye iki açıdan Barzani’ye ihtiyaç duyabilir. Birincisi, ABD Başkan Yardımcısı Pence’le Barzani’nin çok yakın ilişkisi. İkincisi ise PKK güdümündeki PYD ile yaşadığı çıkar çatışması. Barzani, ABD’nin Suriye’de PYD ile ittifakı bitirmesi için ‘anahtar’ rol oynayabilir. Bu Sincar’da, Mahmur’da Şiilerin de desteği ile güçlenen PKK/PYD’ye karşı Barzani’nin de çıkarına.
m Son olarak; Ankara kulislerinde, MHP ile ittifak, bölgedeki belediyelere kayyum atanması, HDP’lilerin tutuklanması gibi gelişmeler yüzünden referandumda Kürt nüfusun hükümete desteğinin azaldığı yorumları var. Barzani’den, aşiret ilişkileri ile bu konuda da destek beklendiği konuşuluyor. Barzani, geçen hafta Eşbaşkan Selahattin Demirtaş ve diğer HDP’lilerin serbest bırakılmasını istemişti.
* * *
2007’de emekli Org. Yaşar Büyükanıt, Peter Drucker’ın “Bugünün sorunları, dünün çözümleridir” sözünü hatırlatıp, “1991 yılında Irak’ta 36’ncı paraleli çizip, ona destek vererek, Kuzey Irak’ta bugünü (PKK’nın yerleşmesini) yarattığımız bir gerçektir” demişti. Konu ne zaman Barzani olsa bu itirafı hatırlarım.
Bugün, yarının sorunu olmayacak çözümler için kılı kırk yarmakta fayda var.
Paylaş