Paylaş
Hatta hem dinlenmek, hem de eğlenmek isteyenlerin sayısı da hiç fena değil.
Çeşme’de durum neyse Bodrum’da da, Kuşadası’nda da, diğer yerlerde de aynı.
İbiza’ya gidin, Cannes’da tatil yapanlara da sorun aynı cevapları alırsınız.
Ama bizdeki gibi her sezonda kriz olur mu, sanmıyorum.
Okullar tatil olunca Çeşme sezonu açılıyor.
Tabii bizim telefonlarımız da susmak bilmiyor.
Örneğin Alaçatı’da oturanlar eskisi gibi huzurlu ve mutlu olmadıklarını söylüyorlar.
Ayayorgi Koyu’nda olanlar malum, Yıldızburnu’nda olanlar açılan mekanlardan dolayı rahatsız olduklarını anlatıyorlar.
Çiftlikköy öyle, Pırlanta, Altınkum tarafı öyle...
Bir de madalyonun diğer tarafı var.
Yani işletmeler...
Zaten 8 haftaya sıkışmış bir tatil döneminde mekan sahipleri iş yapamadıklarını, maliyetlerinin çok yüksek olduğunu söylüyorlar.
Herkes haklı...
O zaman bir yerde buluşmamız lazım.
Bunu yapacak elbette biz değiliz.
Ama bu durum gösteriyor ki, geçmişte çok büyük hatalar yapılmış.
İmar planları yapılırken eğlence bölgeleri yaratılabilir, herkesi memnun edebilecek formüller geliştirilebilirmiş.
Örnek mi?
Partileriyle ünlü Mikanos’u anlatabilirim.
İbiza’yı, Saint Tropez’yi ekleyebilirim.
Miami’yi, Rio’yu sayabilirim.
Nasıl mı yapmışlar?
Dediğim gibi eğlence bölgelerini önceden planlayarak...
Bizde geç kalındığını söyleyebilirim.
Ama hala çözüm üretmek mümkün.
Yoksa biz her sezon öncesinde şikayetleri dinler, yazmaya da devam ederiz.
Rakiplerimizde hayat nasıl akıyor
ÇEŞME’de müzik izni 03.00’e kadar bu yıl devam edecek.
Dinlenmek isteyenler için berbat bir haber, eğlenmek isteyenler için ise sevindirici.
03.00’ü bile yetersiz bulanlar olabilir.
Yunan adalarından örnek vereyim size...
Akdeniz kıyılarında akşam yemeği geç yenir.
Gece 9’da bir restorana gittiğinizde boş bulabilirsiniz, genellikle de 10.00–11.00 arası dolmaya başlar.
Yemek gece, daha doğrusu 1 gibi bitse, insanların eğlence mekanlarına gidişi 2’yi bulur.
Buralardan çıkmak da 5, 6’ları...
Yaz akşamları sadece adalarda hayat böyle geçmiyor.
İspanya, İtalya’da da benzer bir eğlence anlayışı var.
Sonuç itibariyle...
Çözüm eğlence adaları yaratmaktan geçiyor.
Zamanın ruhunu okumak gerekir
BU ara, Avrupa, özellikle de İngiliz medyasını takip etmenizi tavsiye ederim.
Nedeni şu:
İngiltere, daha doğrusu Birleşik Krallık referandumda “AB’ye hayır” kararı alınca bütün Avrupa kendini sorgulamaya başladı.
İngilizlerin Google’da hangi sorunun cevabını aradığını okumuşsunuzdur.
Soru şu:
“Avrupa Birliği nedir?”
Birliğin en önemli temel taşlarından biri olan İngiltere’de bile ve çok tarihi bir referandumdan sonra aranan soru buysa herkesin oturup bir kez daha düşünmesi gerekir.
Anlaşılıyor ki, İngilizler bir pişmanlık içinde.
20’li yaşlardaki gençler annelerine, babalarına, büyüklerine, “Geleceğimizi elimizden aldınız” diye isyan ediyorlarmış.
İngiliz gençler serbest dolaşım hakkı, çalışma izni gibi temel meselelerde zorluk çekebileceklerini düşünüyorlar.
Sadece Türkiye değil, bütün dünya tarihi bir dönem yaşıyor.
O yüzden Türkiye’nin bazı sorunlarını tartışırken daha geniş bir fotoğrafa bakma ihtiyacı doğuyor.
Türkiye için risk gibi görünen birçok konu aslında fırsatlar da getiriyor.
Yine avantaj diye gördüğümüz bazı ayrıntılar önemli gelişmelerle önemsizleşiyor.
Zamanın ruhunu iyi okumamız gerekiyor.
Paylaş