Paylaş
Her fırsatta yazıyorum.
Türkiye’nin acil olarak bu sektörlere destek vermesi gerekiyor.
Biliyorum devletler vaka sayılarını yönetirken ekonomileri de ayakta tutmaya çalışıyor.
Bazen dengeler de bozuluyor.
Ancak pandemi sonrasında sevdiğimiz bu mekanlara gidebilmemiz için bu işletmelerin yaşıyor olması gerekir.
İşletmelere HES koduyla girebilmeliyiz.
Ve herkes devletten bir adım atmasını bekliyor.
Bu arada küçük işletmeler için çok beğendiğim projeler de oldu.
Metro Türkiye “Küçük İşletmem İçin” projesini hayata geçirdi.
Aslında Metro uzun bir süredir yereli destekliyor.
Sadece ürünlerle, lezzetlerle değil; her bölgenin hayatını renklendiren o işletmelerin de yanında oluyor.
Yerelin güzel, doğal olduğuna inanıyorum.
Ve bu çabaları bir gazeteci olarak destekliyorum.
Hedef şu;
Türk mutfağına sahip çıkarak mutfak kültürünün gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak ve Türk şeflerinin gelişimine katkıda bulunarak dünyada hak ettikleri yere gelmelerini sağlamak...
Ben Türk mutfağının zenginliğini, lezzetini iyi bilenlerdenim.
Ama dünya ne kadar biliyor?
Türk lezzetlerini daha çok insan bilmeli...
Gastronomi giderek yükselen bir trend ve genç şeflerimiz dünyanın her yerinde yemek yapmalılar, restoranlar açmalılar.
Tıpkı İtalyanlar gibi...
Metro’yu ve yereli zenginleştiren herkesi tebrik ediyorum.
Bu bir dayanışma dönemi
METRO Türkiye CEO’su Sinem Türüng, pandemi döneminde özellikle küçük işletmeleri desteklediklerini söylüyor ve dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor.
Ve ekliyor;
“#kücükisletmemicin hareketine İzmir’de depremden zarar gören küçük işletmeleri de dahil ettik. Sektörde bir farkındalık yaratmayı hedefliyoruz. Kendilerine sunduğumuz hediye çekiyle paket servisi yapan işletmelere can suyu, henüz kapılarını açmamış işletmelere ise en verimli faaliyetlerine yeniden başlayabilmeleri için destek olmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda böylesine zorlu bir süreçten geçerken işletmelere daha fazla destek olabilmek için herkesi paket servis ile sipariş vermeye davet ediyoruz.”
Bu konuda birçok yazı yazdım.
Paket servis elbette önemli ancak işletmelerin bir an önce açılması gerektiğini düşünüyorum.
HES kodu önerisini de o yüzden yapıyorum.
Bu örnekler küçük işletmeler için
METRO Türkiye’nin bazı uygulamalarını örnek olması açısından sizlerle paylaşıyorum.
Örneğin Horeca’nın yani otel, restoran, kafelerin ödemelerini ertelemişler, taksit imkanlarıyla finansal destek olmuşlar.
Örneğin Gıda Kurtarma Derneği, Dude Table işbirliğiyle başlatılan projeye birçok üretici firma destek vermiş. 55 ilde 1.500 işletmeye, işletme başına 5.000 TL değerinde olmak üzere toplam 8 milyon TL ürün ve servis desteği sağlanmış.
Proje, 10 bini aşkın istihdamın korunmasına ve 3 milyar TL’lik yerel ekonominin canlandırılmasına katkı sağlamış.
Örneğin Gastronometro web sitesi üzerinden “Kovid-19 ile Mücadele ve Hijyen Önlemleri” eğitim programları yapmışlar. 30 bin kişi bu eğitimleri almış.
Örneğin restoranlar sadece paket servisi yaptıkları bu dönem için operasyonlarını için 600’den fazla ürün çeşitliliği sunulmuş.
Pandemi eninde sonunda bitecek.
Bence aşılar yaygınlaştıkça bu yaz başına doğru normal hayatımıza döneceğiz.
Ama geçen bir buçuk yıllık zaman içinde gerçekten de küçük işletmeler telafisi zor yaralar aldılar.
Bazı devletler kendi olanakları içinde yardımcı oldular.
Yine de destekler yetersiz kaldı.
Ben bu çabaları önemli buluyorum.
Ve büyük kurumların küçüklerin yanında yer alması gerektiğini düşünüyorum.
O yüzden bu örnekler çoğalmalı, pandemisiz günler için hazırlık yapmalıyız.
Bir dostu daha uğurluyoruz
GAZETECİLİK bana çok güzel, değerli dostluklar kazandırdı. Geriye dönüp bakıyorum da, ne anılar var, ne güzel günler...
Gerçekten de çok genç yaşlarda başladığım gazetecilikte beraber büyüdüğümüz bir nesil oldu.
Ve onların büyükleri; anneleri, babaları...
Her zaman kendimi şanslı hissetmişimdir.
Kendi çekirdek ailem dışında yarattığım büyük bir aile de oldu.
İşte dostlar hepsi bu geniş ailenin içinde yer aldılar.
Kemal Baysak da onlardan biriydi.
Hem çocukları, hem yeğenleri, hem ailenin diğerleriyle hep güzel günler geçti.
Kemal Baysak iyi bir iş insanıydı.
Her zaman doğaldı; çok sevdiği ve yaşadığı yerin belediye başkanlığını yaptı.
Bazı yerlerin başkanlığı çok önemlidir.
Karşıyaka da onlardan biridir.
Ben bu makama oturan herkese bunu hatırlatırım.
Bosna Hersek’ten Karşıyaka’ya göç eden bir ailenin oğlu olduğunu hiç unutmamıştı.
Ve iki devletin iyi ilişkiler kurması için birçok projeyi hayata geçirmiştir.
Bosna Hersek Türkiye Fahri Başkonsolusluğu, Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Kurucu ve Onursal Başkanlığı, Dünya Bosna Hersek Göçmenler Birliği Yönetim Kurulu Büyükelçiliği ve İzmir Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Onursal Başkanlığı gibi görevleri vardı.
Kemal Baysak tanıdığım en iyi sivil toplumculardan biriydi.
Hepimize, topluma çok şey kattı.
Nurlar içinde uyusun...
Paylaş