Uzmanı söylüyor; İzmir’in kızları çirkinleşiyormuş

Haberin Devamı

Baştan söyleyeyim.
Gülşen Altın’ı çok başarılı bulurum.
Gülşen’e kim gittiyse; bambaşka biri olup çıktı.
Kiloları gitti, daha da önemlisi gidenler kendilerini daha iyi hissetmeye başladılar.
İzmir’de Gülşen Altın gibi iyi diyetisyen sayısı epeyce fazla...
Dün Gülşen Altın’ın bir haberini okuyordum; takıldım.
Diyordu ki...
“İzmir’in kızları çirkinleşiyor...”
“İzmir’in kadınları güzeldir” sözüne çok alışık olduğumuz için bu olumsuzluk hali hemen dikkatimi çekti.
Gülşen Altın neden böyle düşündüğünü şöyle açıklamış.
“İç dünyaları, kalp güzelliklerinde bir değişiklik yok, ama araştırma ve çalışmalar gösteriyor ki özellikle gençlerimiz tehlike altında. Giderek şişmanlıyorlar. Göbek bölgesindeki yağlanma estetik görüntüyü bozuyor. Bu ruhsal çöküntüye ve moral bozukluğuna da neden oluyor. Güzellikleri dillerden düşmeyen İzmir’in genç kız ve kadınları giderek çirkinleşiyor...”

Haberin Devamı

Ben uzman değilim; elimde istatistikler de yok...
Yani kadınlarımızın, erkeklerimizin, gençlerimizin geçmişe göre ne kadar şişmanladıklarını, obeziteye ne kadar eğilimli olduklarını bilemiyorum.
Ama benim fikrim Gülşen’den biraz farklı...
Ben İzmir’in kızlarının daha da güzelleştiğini, erkeklerinin de eskisine göre kendilerine çok daha iyi baktıklarını düşünüyorum.
Elbette bir izlenim...
Ama iyi bir gözlemci olduğumu söylemeliyim.
Etrafımda neler oluyor bakıyorum; yeni açılan mekanları, insanların alışkanlıklarını takip ediyorum.
İlginin nerelere kaydığını izliyorum.
Örneğin spor salonlarının sayısı giderek artıyor, otellerin SPA’larına üyelikler artıyor, dışarıda yürüyüş yapanların giderek kalabalıklaştığını görüyorum.

Kendine dikkat etmeyenler de; işin farkına vardığında profesyonel bir yardım almayı tercih ediyorlar.
Dediğim gibi ben tersini düşünüyorum.
İzmir’in kızlarının daha da güzelleştiğini düşünüyorum.

Uzmanı söylüyor; İzmir’in kızları çirkinleşiyormuş

“Yüzde 100”de yüzde 90 kadın

Ertuğrul Özkök ile geçen gün önce televizyon programına katıldık, sonra da Alsancak’ta yürüyüş yaptık. Kıbrıs Şehitleri’ne gittik, Sevinç Pastanesi’nin önünde biraz oyalandık, Kordon’a çıktık, sonra da son dönemin en popüler mekanlarından biri olan “Yüzde 100” de bir kadeh şarap içtik. Özkök, sık sık yazıyor, “Siyaseti sevmiyorum” diyor; inanın bana da siyaset kuru geliyor, sıkıcı geliyor. Siyaset dışında her şeyi konuşuyoruz. Daha çok hayatı, daha çok İzmir’i, daha çok müziği, daha çok kendimizi, ruh halimizi...
Neden bunları anlatıyorum.
Gülşen Altın’ın “İzmir’in kızları çirkinleşiyor...” sözünü okuyunca, Özkök ile o gün konuştuklarımız aklıma geldi. Cuma öğleden sonraydı; geç öğle yemeklerini yiyenler, bitmekte olan hafta mesaisinin keyfini çıkarmak isteyenler, dost sohbeti yapmak isteyenler etrafımızı doldurmuştu. Alsancak’taki bütün mekanlar doluydu, tek bir sandalye boş değildi.
Ertuğrul Özkök dedi ki...
“İzmir’i farklı kılan bu... İnsanlar sokakta, dışarıda... Farkında mısın; masalarda birkaç erkek var... İzmir’in kadınları hayatın içinde...”
Etrafımıza baktım; gerçekten de “Yüzde 100” de o saatte, oturan erkeklerin sayısı yüzde 10 değildi.
“Yüzde 100” ün, yüzde 90’ı kadındı.
Şunu söylemeye çalışıyorum.
Tartışıyoruz ya, eleştiriyoruz ya, beğenmiyoruz ya...
Bırakın tartışsınlar, bırakın eleştirsinler, bırakın beğenmesinler...
Keşke bütün Türkiye İzmir gibi olsa...

 

 

Yazarın Tüm Yazıları