Paylaş
Havayollarındaki liberalleşme en çok İzmir’e yaradı, uçak sayısında büyük artış oldu. Bu önemli, çünkü bölge ekonomisinin büyüme parametreleri arasında “ulaşılabilir olmak” ilk sıralarda yer alıyor. Dün de yazdım; İzmir – İstanbul arasındaki uçuş sayısında bir patlama oldu. Anadolu’nun birçok kentine direkt uçuşlar başladı. Ama bunu bile yeterli görmüyoruz, çünkü asıl hedefimiz yurtdışında direkt sefer sayısında artış yakalamak.
SunExpress Kurumsal İletişim ve PR Müdürü Serdar Alyamaç’ın ilginç tespitleri var.
Diyor ki...
“İzmir - İstanbul sefer sayısının yüksek olması tartışmasız çok iyi bir şey... Ama bunu da doğal karşılamak gerekir. Şu anda neredeyse yarım saatte bir uçuş var. Ancak, eğer İzmir’in gerçekten dış dünya ile direkt bağlantısından bahsetmek gerekirse bu hiç yeterli değil. Zira İzmir en başından beri İstanbul’a ve Ankara’ya bağlıydı. Hatta hem Avrupa’ya, hem Anadolu’ya İstanbul ya da Ankara üzerinden bağlıydı. Havacılık sektöründe yaşanan liberalleşme ve bunun getirdiği rekabet ile bilet fiyatları düştü ve talep arttı. Bu yöndeki potansiyel de günden güne arttı. Peki aynı şeyi, İstanbul ve Ankara ekseninden çıkardığımız zaman görebiliyor muyuz? Yani, hem İzmir’in, hem de İzmirli’nin ticaret, turizm ya da kültürel anlamda ufkunu açacak etkileşimin asıl kaynağı olan yurt dışı direkt uçuşlarında görebiliyor muyuz?”
Serdar Alyamaç; bu soruların cevabını verirken; “Bir noktaya kadar evet...” diyor.
Rakamlardan örnekler veriyor.
2012’de İzmir’den yolcu sayısı (iç / dış) toplam 9 milyon 350 bin. 2011’e göre yüzde 9.5’lik bir artık gerçekleşmiş. Bu rakamın içinde uluslararası yolcu sayısı ise 2 milyon 413 bin. Yurt dışı yolcu sayısında da 2011’e göre yüzde 2’lik düşüş var. SunExpress’in yurt dışı uçuşları ile getirdiği yolcu sayısında ise bir önceki yıla göre yüzde 2’lik artış yakalanarak 2012’de 850 bin olmuş. Yurt dışı uçuşlarında 2011 ile 2012 arasında düşüşü bağlayabileceğimiz herhangi bir olay söz konusu değil.
Sorulması gereken bir soru daha var.
İstanbul üzerinden yurt dışına çıkmak konusunda tercih söz konusu olduğu sürece hava yolları şirketleri İzmir’i, zaten süregelen operasyonlarının olduğu İstanbul üzerinden dünyaya bağlamaya devam etmezler mi?
Alyamaç’ın cevabı şöyle...
“Tam tersine, İzmir her geçen gün daha fazla yurt dışına ve Anadolu’ya bağlanıyor. SunExpress olarak biz geçen kış İzmir’i aktarma merkezi yapma kararı aldık. Şu anda Anadolu’dan 14 kenti, buna İstanbul da dahil, İzmir üzerinden Avrupa’da 21 kente bağlıyoruz. Ve İzmir’den yeni destinasyon arayışlarımız sürüyor. İzmir’den Fransa, İngiltere, İspanya, İtalya ve Ortadoğu’da birkaç noktaya direkt tarifeli uçuş koyma çalışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki yaza bu uçuşları koymayı hedefliyoruz.”
Serdar Alyamaç’ın dediği gibi gerçek büyüme yurtdışına direkt sefer sayısının daha da artmasıyla sağlanacak.
Twitter iyi bir şey aynı zamanda
“İzmir çevirme radar” hesabıyla “Twitter” üzerinden trafik ekiplerinin uygulama noktalarını paylaşanların sayısı 11 bini bulunca, polis ilginç bir yöntem bulmuş. Hesabı izlemeye başlayan polisler, “sahte” uygulama noktası ‘tweet’leriyle, sürücülerin özellikle ‘kör noktalarda’ daha dikkatli araç kullanmasını sağlamaya başlamışlar.
Yani sürücülerin birbirleri için geliştirdikleri yönteme polisler de kendi yöntemleriyle cevap vermişler. “Çakma twett”ler sayesinde sürücüler de hizaya gelmişler. Hangi işi yaparsanız yapın, artık sosyal medyadan uzak kalamıyorsunuz. Sosyal medyanın bu ilginç dünyasında da bir şekilde yer buluyorsunuz. Twitter denen şey; sosyal medya denen yeni gerçek çok da kötü değil anladığınız gibi...
Filmi hobi olmaktan çıkarmak
Dünyada kameranın, ışığın en rahat hareket ettiği coğrafyaların başında Ege gelir. Işık öyle bir yansır ki, öylesine doğal platolar vardır ki, bir benzerini dünyada çok az yerde bulursunuz. O yüzden sinema endüstrisinin burada öne çıkarılmasını hep savundum. Türkiye’nin en iyi sinemacılarının yetiştiği İzmir’de bir film festivalinin olmaması, bunun geleneksel hale getirilmemesi büyük bir eksiklik. Ekim başında “Akdeniz Film Festivali”nin ilki yapılacak.
“Uçan Balık” ödülleri sahibini bulacak. Ve istiyorum ki; şu meseleye biraz iş dünyası da ilgi göstersin. Filmi hobi olmaktan çıkarıp endüstri gibi algılasın...
İzmir Büyükşehir bunun için bir yol açıyor; devamını da getirelim.
Paylaş