Paylaş
Özgener yaptıklarını açıkladı ve gelecek planlarıyla ilgili bazı detaylar sundu.
Ancak yeni dönemle ilgili programını önümüzdeki günlerde açıklayacak.
Anlattığı bazı konu ve başlıklarını ben de yakından takip ettim.
Örneğin İzQ; kentin geleceğine, vizyonuna katkı koyan bir organizasyon oldu.
Yıllardır yazıyorum.
İzmir gibi bir kentin dijital dönüşümde mutlaka yeri olması lazım. Ve bunu lokal bir anlayışla değil; bu coğrafyanın çekim merkezi gibi kendini konumlandırması gerektiğini düşünüyorum.
İzQ; elbette bir başlangıç... Ama yeni kurumları, organizasyonları çekebilmek için bir mesaj oldu.
Bana göre ikinci başlık da İzmir Ekonomi Üniversitesi’ydi.
Türkiye’deki vakıf üniversiteleri arasında en çok tercih edilen 4. üniversite olmuşlar.
Lisansta yüzde 100, ön lisansta ise 99.08’lik doluluk yakalanmış.
Bence asıl çıkış yeni kampüsle birlikte olacak.
Güzelbahçe’de yapılacak yeni üniversite projesini gördüm ve çok beğendim.
İzmir’in eğitim dünyasına bu kampüs çok şey katacak.
Bir diğer dikkatimi çeken konu Tarıma Dayalı İhtisas OSB’leri...
2018’de imzalanan bir protokol var.
İlki Dikili’de olacak. Bayındır, Kınık arkasından gelecek.
Avrupa’nın en büyük jeotermal ısıtmalı tarıma dayalı organize sanayi bölgesi Dikili’de olacak.
Dikili’de 80 milyon ton yaş sebze meyve üretilecek, 3 bin kişiye istihdam sağlanacak. Burada yatırım hedefi 5 milyar lira...
Kınık’ta ise 1.2 milyon metrekarelik alanda tohum, fide, tıbbi ve aromatik bitki üretimi yapılacak; 2.5 milyar liralık yatırım hedefleniyor.
Bayındır’da da yatırım hedefi 1.2 milyar lira...
Dijitalleşme, tarım ve eğitim bana göre Özgener’in başkanlık yaptığı dönemde öne çıkan üç başlık...
Ve bana göre de Türkiye’nin bu konulara ağırlık vermesi gerektiğini düşünüyorum.
En büyük mutluluk
gençlerin spor yapması
ÇEŞME gibi çok cennetimiz var.
Her tatil bölgemize farklı misyonlar ekleyebiliriz.
Bodrum son yıllarda sanatla, sporla öne çıkıyor ve çok doğru da yapıyorlar.
Çeşme’de spor öne çıkıyor ama daha çok sanat olması gerektiğini düşünüyorum.
Başkan Ekrem Oran’ın önümüzdeki yaza sürprizleri olduğunu biliyorum.
Bence yaz, kış sporla, sanatla anılan adresler olmalı buraları...
Örneğin geçen hafta altıncısı düzenlenen Arkas Aegean Link Regatta yarışları yapıldı.
Çeşme’nin her yerinden yarışlar izlendi, büyük renk kattılar.
Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bernard Arkas’ı yıllardır tanıyorum.
Yelken sporunun toplumda karşılık bulması için büyük çabalar gösterdi.
Voleybolda da büyük başarılara imza attılar.
Ama çok iyi biliyorum ki; Arkasspor’un Avrupa şampiyonluğu kadar onu mutlu eden bir başka ayrıntı daha var.
O da altyapıya gelen yüzlerce gencin spor yapması, voleybol oynamasıdır.
Yelkende de öyle bir vizyon var.
Çeşme’nin en güzel yeri Yıldızburnu’nda yüzlerce genç yelken yapıyor.
Arkas Aegean Link Regatta için elbette teşekkür ediyorum.
Ama en büyük teşekkürüm bu gençlerin spor yapmasına imkan tanıyan o bakış açısına...
En güzel iki ay
KIYILARIN en güzel dönemi eylül, ekimdir.
Ve her yaz sonunda bu dile getirilir.
Okul telaşı ve işi dönüş başlayınca bu plan yine unutulur.
Ben unutmamaya çalışacağım.
Çünkü temmuz, ağustos her zamanki gibi çok yoğun geçti.
Gelenler gidenler, toplantılar, seyahatler derken eylülde birkaç gün, hele ekimde bir hafta uzaklaşmak bana da iyi gelecek.
Benim gibi düşünenler sonbahar programlarını şimdiden yapsın.
En kalabalık şehir
Şanlıurfa olurmuş
HERKES kendi yerinde yaşamış olsaydı Türkiye’nin en kalabalık şehri 2 milyon 972 bin nüfusuyla Şanlıurfa olacakmış.
İkinci 2 milyon 644 binle Konya, üçüncü 2 milyon 596 binle İstanbul, dördüncü 2 milyon 363 binle Diyarbakır, beşinci 2 milyon 43 binle Ankara...
İzmir’e baktım 1 milyon 970 binle sekizinci sırada...
Herkes istediği yerde yaşar hiç itirazım yok. Zaten yıllar içinde Anadolu’dan üç büyükşehre milyonlar taşındı. Bu da normal Avrupa’da benzer bir akım var.
Yine de Avrupa şehirleri bizimkiler kadar kalabalık değil.
Bugün İstanbul 20 milyona dayandı; İzmir ve Ankara 5 milyonu geçti. Nüfus artınca altyapı da zorlaşıyor.
Bu göçü kontrollü yapabilseydik ya da iş imkanlarını Türkiye geneline yayabilseydik belki de nüfus dağılımı başka olurdu.
Şimdi sıra kentlerimizi modernleştirmeye, yatırımları yaymaya geldi.
Paylaş