Paylaş
Kurumu Can Selçuki yönetiyor.
Can; İzmirli, Türkiye’yi çok iyi bilen gençlerimizden...
Her İzmir’e geldiğinde kendisiyle sohbet ediyor ve çok şey öğreniyorum.
Geçenlerde yayınladıkları bir raporda İzmir de vardı.
Korona salgını sürecinde yabancı medyayı çok yakından takip ediyorum.
Ve özellikle de New York’u...
Bir anda salgının merkezi New York olup çıktı.
Bu kentte yaşayanlar, kentle sıkı iletişim içinde olanların sorguladıkları bir konu var.
O da salgın bittikten sonra ekonominin, sosyal hayatın merkezi olan New York’a ilginin azalıp azalmayacağı sorgulanıyor.
Ben de geçen gün böyle bir yazı yazdım.
Aslında İstanbul ile ilgili süreç uzun zamandır yaşanıyor.
İstanbul ilk defa göç vermeye başladı.
İzmir ise göç alır pozisyonda gözüküyor.
“Türkiye Raporu”nda da bu veriler net gösteriliyor.
İstanbul Ekonomi Araştırma’nın raporlarını önemsiyorum. Çünkü anketler Türkiye çapında yapılıyor. Sonuçlar yüzde 95 güven aralığı ve artı, eksi 2.5 hata payına sahip...
Can Selçuki ismine hafızalarınızda yer açın.
Türkiye’nin önemli meselelerini araştıran, kafa yorun, çözümler üreten isimlerden...
İzmir en çok tercih edilen şehir
GELELİM bu rapora...
TÜİK verilerine göre 2018 yılında 136 bin 740 kişi yurt dışına göç etmiş. İllere göre yurt dışına göç oranları diğer illerde ortalama binde 13 olarak gerçekleşirken; Gümüşhane nüfusunun yüzde 10.3’ünün yurt dışına gittiğini gösteriyor.
Raporda yurt içi veya dışında farklı yerde yaşama isteğinin Türk toplumunda nasıl bir dağılım gösterdiği araştırılmış.
Türkiye nüfusunun yüzde 64.1’i maddi koşulları aynı kalmak kaydıyla Türkiye’de hangi ilde yaşamak isteyeceği sorulduğunda aynı ilde yaşamaya devam etmek istediğini söylüyor. Sonraki tercih yüzde 17.3 ile İzmir...
Yani Türkiye’de yaşamak için en cazip il İzmir olarak görülüyor.
Toplumun yurt dışına göçe yaklaşımında da ilk bakışta benzer bir manzara karşımıza çıkıyor. İmkanı olsa yurt dışında yaşayıp yaşamayacağı sorulan katılımcıların yüzde 36’sı “Evet” yanıtını verirken yüzde 64 Türkiye’den gitmek istemediğini ifade ediyor.
Bu salgından sonra Türkiye’de yaşamayı tercih edenlerin yüzdesinde büyük bir artış olacağını düşünüyorum.
Bilimi asla unutmayalım
KORONALI günleri çok dikkatli bir şekilde izliyorum. Elbette hepimiz için çok önemli bir hayat deneyimi bu...
Tarihe meraklı olanlar geçmişteki salgınları okumuş, belki belgeselleri izlemiştir.
Ben de onlardan biriyim.
Geçmişin deneyimleri salgın günlerinde bilim insanlarına, doktorlara olan ilginin arttığını gösteriyor.
Koronalı günlerde tanımadığımız çok sayıda bilim insanıyla tanıştık.
Her biri televizyonlara çıkıp çok özel bilgiler vererek, toplumun bilinçlenmesinde çok önemli bir rol üstlendiler.
Yine hastanelerde binlerce doktorumuz, sağlık çalışanımız çocuklarını görmeden çalışıyorlar.
Bazıları enfekte olup hastalığı geçirdiler, bazıları ise hayatlarını kaybetti.
Müthiş bir özveri, hepimiz için gurur kaynağı olan mesleki bağlılık...
Türkiye’nin bu günleri unutmaması gerekir.
Geçmiş salgınlardaki gibi hatırlanıp unutulmamalı bu insanlar...
Salgın geçse de bilimden uzaklaşmamalı, hayatımızı dizayn ederken bilimin ışığından ayrılmamalıyız.
Türkiye’nin kıymetini bilelim
HERKES gibi Atlas da 23 Nisan töreni için bilgisayarının başındaydı. Çocuklarımız evden çıkamadıkları için okulları yerine online bir tören gerçekleştirdiler. Ben de Atlas’ın yanındaydım. Atlas 23 Nisan’ı çok önemsiyor. Hem çocuklara adanmış bir bayram olduğu için, hem de Türkiye Cumhuriyeti nedeniyle... Doğduğu ilk günden beri ona vatan sevgisi, Atatürk sevgisini vermeye çalışıyoruz. Atlas daha 8 yaşında ve “Türkiye bu dünyanın en güzel ülkesi” diyor.
Haklı...
Bütün dünyayı gezdim, Türkiye gibisini bulamadım.
Bu ülkenin kıymetini bilelim.
Paylaş