İZMİR’deki 120 tekne sahibinin kurduğu bir organizasyon var. Adı Denizmir...
Denizmir üyeleri düzenli toplanıyor, sektörün sorunlarını ele alıyor, yarışlar düzenliyor, keyifli projelere imza atıyorlar. Bazen de bir konuk davet edip, sohbet ediyorlar, Türkiye’nin siyasete boğulmuş o gündeminden çok farklı konuları ele alıyorlar. Ben gruba dahil değilim, ama birçoğu dostum, arkadaşım. Dediler ki... “Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, sektörün gelişmesi için büyük çaba sarfediyor. Ama bizim de önerilerimiz var. Kendisini davet edip sohbet etmek istiyoruz...” Neler söyleyeceklerini öğrendim, notlar halinde alt alta yazdım. Ve o dostlara dedim ki... “Bunları ben yazayım; Bakan Binali Yıldırım da size geldiğinde kendisinin çözüm önerilerini ve bunları hangi yol haritasıyla çözülebileceğini aktarır...” Bir anlamda grubun sözcülüğünü ve bu öneriler paketinin sıralanmasında Alkim Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ferit Kora’dan yardım aldım. Liste şöyle: 1 – Sektörle ilgili geçici süreyle kanun çıkarılırsa da süre bitiminde muhakkak sonuçları, yaptırımları olması gerekir. 2 - Önceden belirlenecek bir üç aylık dönem için daha önceki uygulamalardaki gibi sigorta değeri üzerinden yüzde 1 ila 3 şeklinde uygun görülecek oranda KDV alınmalı. Bu süre sonuna kadar alınacak yabancı bayraklı tekneler dahil olmak üzere bunların Türk bayraklı yapılmasına müsaade edilmeli. 3 - Bu süre zarfında Türk bayrağına geçmeyen yabancı bayraklı ve sahibi Türk olan tekneler için yıl içerisinde Türkiye’de en fazla 3-6 ay kalma izni verilerek “Transit Log” (o ülkede kalma izin belgesi) düzenlenmeli. Böylece off shore şirketlere kayıtlı vergisi ödenmemiş yabancı bayraklı ve sahibi Türk olan tekneler de Türk bayrağına geçme mecburiyeti taşır. Avrupa Birliği ülkelerinde off shore şirketlere kayıtlı, vergisiz teknelerin sahiplerinin kaydı olduğu ülke pasaportu olmaması halinde artık sadece bir ay kalmalarına müsaade ediliyor. 4 - Gerçek yabancı olan ve ülkelerinde teknelerinin vergisi ödenmiş kişiler (Türkiye’de birçok Hollandalı, Alman, İngiliz bu şekilde yaşıyor) eskiden ve şimdiki uygulamada olduğu gibi her yıl senelik transit log alarak beş yıla kadar Türkiye’de kalabilirler. Yani uygulamanın kapsamı sadece Türkler olmalı ve turistleri etkilememeli. 5 - Yeni tekne alımlarında yüzde 18 KDV ve yüzde 8 ÖTV uygulanıyor, toplam masraf 26-28’e çıkıyor. Bu yüzden 1-2 milyon Euro’luk tekneler gibi daha düşük tekneler bile bu oranı ödememektedir. Devlet vergi oranı yüksek olduğu için hiçbir tahsilat yapamamaktadır. Bir de mazot üzerinden alınan vergiden kayıp vardır. Çünkü, yabancı bayraklı Türk sahipli tekneler mazot depoları boşaldığı zaman yakındaki bir Yunan adasına Türkiye’den bir gün için dahi olsa çıkış alıp ülkeyi terk ederken, hakkı olan gümrüksüz mazotu doldurup Türkiye kıyılarında dolaşıyor. Teknelerin Türk bayrağına geçmesi bunu da ortadan kaldıracak. 6 – Üç ay süre ile sağlanacak Türk bayrağa geçiş uygulamasından sonra Türkiye’de geçici süre ile kalma izni verilmesi halinde ikinci el tekne getirmek cazip olmaktan çıkacaktır. 7 - Otomobilde olduğu gibi ikinci el ithalatının önlenmesi açısından bu tedbirler alındıktan sonra yeni tekne alanlara yüzde 28 vergi uygulamak. Hiç tahsilat yapamamak yerine ÖTV’nin kaldırılarak katma değer vergisi de ikişer yıllık dönemlerde kademeli olarak arttırılabilir. Böylece devlet hem yıllık vergiden, hem KDV’den, en önemlisi de mazottan önemli gelir elde edecektir. Maddeler uzun, ama ben burada keseyim. Şu var ki, Türk bayrağı uygulaması çok uzun zamandır konuşulan, tartışılan bir konuydu. En son gittiğim Cannes Yat Fuarı’nda da anladım ki, bu sektör Türkiye’de çok büyüyecek. Marinalar arttıkça tekne sayısı daha da artacak ve bu sektörden Türkiye’ye gelecek kaynak daha da artacak. Bu arada, geçen dönem afla uygulanan Türk bayrağına geçiş sonrası yıllık tekne vergisini denizciler çok az buluyor. Boylara göre 200 - 400 - 800 TL gibi paralar ödeniyor. Gerçekten de araba vergileri düşünüldüğünde bu rakamlar komik kalıyor. Bazı düzenlemeler getirilirse bu rakamların çok daha üstünde vergi verilmesini şimdiden kabul ediyorlar. Ve son olarak, yerli tekne imalatçılarına daha düşük KDV uygulanması halinde sektörün dünyada liderliğe oynayacağına inanıyorlar. İzmir’deki 120 tekne sahibinin kurduğu organizasyon Denizmir’in konuştuğu konular bunlardı.