Tarafını belli edeceksin artık

Bir buçuk yılda dört seçimin yapıldığı bir ülkede ne yazık ki, meydanların dili yumuşamadı.

Seçim demokrasiler için olmazsa olmaz, kabul ama partiler rekabetten, birbiriyle çekişmekten Türkiye’nin temel meselelerine bakacak zamanı bulamadılar.
Bütün konuşmalardan, ifadelerden, itiraflardan anlaşılıyor ki, FETÖ yapılanması son 3-4 yılda çok hız kazanmış.
Geçmişi son 30 yıla dayansa da son üç yıl müthiş bir yapılanma içerisine girmişler.
Yazıyorum, yazıyoruz.
Hiç kimsenin bundan böyle “Ama...” diyecek hali yok.
Hiç kimsenin bundan böyle “Mış gibi” yapma şansı yok.
Hiç kimsenin bundan böyle “Ortada kalma, seyirci olma” hakkı yok.
Taraf olacaksın arkadaş, bu ülkenin geleceği için, bu ülkenin bütünlüğü için, taraf olacaksın...
Demokrasi için, bireysel özgürlükler için, evrensel değerler için, rengini belli edeceksin...
Ve savunucusu olacaksın...
Öyle ortalarda gezinmek yok...


Daha iyi hissediyorum

AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican daha önce CHP İl Başkanı Alaattin Yüksel’i ziyarete gitmişti. Yüksel de Delican’a iade-i ziyarete gitti. Dostluk mesajları verildi, darbe girişimi bir kez daha kınandı.
Bu fotoğrafları özlemiştik.
Türkiye’nin normali buydu.
O normali biz şimdi alkışlıyoruz.
Siyasetin gergin olduğu bir ülkede toplumun rahat olması mümkün değildir.
Bunu hep söyledik.
15 Temmuz bir kabustu.
Hala endişelerimiz yok mu, var elbette...
Ama inanın ben bugünlerde kendimi çok daha iyi hissediyorum.

Medyasız olmaz

YILLARCA üniversitelerde ders verdim.
Son yıllarda gençler medyada bir gelecek görmüyorlardı.
Ben ise ısrarla “Gazetecilik dünyanın en güzel mesleklerinden biridir. Habercilik hep olacak. İyi içerik hep kral olacak” diyordum.
15 Temmuz gecesi bir kez daha gördük ki, medyasız olmaz.
Özgür medyasız hiç olmaz...
Şimdi derse girdiğimde aynı soruyu yine soracağım.
“Kim medyayla, habercilikle, gazetecilikle ilgili hayaller kuruyor?” diye...
Eminim, gazetecilik yeniden popüler mesleklerden biri olacak.

Cevap bekleyen sorular

BİRAZ sakinleşiyoruz.
Sakinleşmeliyiz...
Ama 15 Temmuz’u daha uzun yıllar konuşacağımız kesin.
Gazeteci olunca gittiğim her yerde benzer sorularla karşılaşıyorum.
Özellikle de darbe girişimiyle ilgili ilk istihbaratın alındığı saatten gece 21.00’e kadar olan süredeki belirsizlikler...
O kadar çok cevap bekleyen soru var ki...
Ama ben gelen sorulara şöyle yanıt veriyorum:
“Her şerde bir hayır var. Elbette birçok detayı öğrenemeyeceğiz, bazı gerçekleri yıllar sonra bilebileceğiz... Ama beni ilgilendiren darbenin başarısız olması... Çünkü, ben 16 Temmuz’dan sonraki Türkiye’den daha umutluyum...”