STK’lar için de yeni bir dönem

Hep söylüyorum; bir arada olmanın keyfi çok başka ama bu dönemde dijital de olsa toplantıların kesilmiyor olması önemli.
Salgınla birlikte sivil toplum örgütlerinin işi de zorlaştı.
Birçok başkanla konuşuyorum.
Aidat ödemeleri aksıyor, yeni üye alımları zorlaşıyor.
Bir de üye kayıplarıyla uğraşıyorlar.
Pandeminin uzun süreceğini, yıllara yayılacağını düşünen birçok kişi üye oldukları STK’lardan ayrılıyorlar.
Aslında bu kan kaybı Türkiye’ye özgü değil.
Benzer durum bütün dünyada var.
Peki bundan sonra ne yapmalılar?
Köşemi takip edenler zaman zaman STK’ların işleyişiyle ilgili eleştirilerimi okumuşlardır.
Demokrasinin olmazsa olmazı STK’lardır.
Ne kadar çok sivil inisiyatif varsa demokrasiler o kadar sağlıklı olur.
Türkiye’de de sayılar bir hayli arttı.
Eleştirdiğim nokta şu;
Kurumlar diğerlerinden farklılaşmak zorundalar. Sürdürülebilir projeler geliştirmeliler.
Ve bir araya gelip ortak projeler geliştirmeliler.
İşte bunu çok eksik buluyorum.
Oysa birlikte geliştirip büyütebilecekleri projeler varken, herkes yolunda gidiyor.
Böyle olunca çoğu konu lokal kalıyor.
Toplumsal destek azalıyor, o STK ve üyeleri de bir süre sonra yoruluyor.
Ve yine en başa dönülüyor.
Pandemi sonrasında her sivil toplum örgütü kendini yenilemelidir.
Dijitalde de pekala bir araya gelinebileceğini anlayan birçok kurum, kişi bu aidatları ödemek istemeyecektir.
O zaman bütün bu genel giderler, masraflar yeniden gözden geçirilecektir.
STK’lar için de yeni bir dönem başlıyor.

Bu dönem desteksiz olmaz

SÖYLEDİĞİM buydu.
Birçok ülkede restoranlar, kafeler kapalı ama devlet güçlü destek paketleri açıkladı. Avrupa’da kapalı dönemlerde cironun yüzde 75’ine kadar işletmeler destek aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün açıkladı.
Lokanta, restoran, kafe gibi sektörlerde faaliyetleri kısıtlanan 3 milyon lira cironun altında olan esnafa destek ödemesi yapılacak. Cirosu yüzde 50 ve daha fazla azalan işletmelere 2 bin liradan az, 40 bin liradan fazla olmamak üzere cironun yüzde 3’ü kadar destek ödemesi de sağlanacak.
Cirosu 3 milyon liranın altında kalanlara da bir sınırlama getirildi.
Bu destekler önemli ve kapsamı genişletilmeli.
Bir de daha önce açıklanan Halkbank borçlarının ertelenmesi meselesi var.
Bu işletmeler kapsam dışında tutuldu.
Bence bu işletmeler de dahil edilmeli.

UBER’e karşı ENTAKSİ

ENTAKSİ, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası işbirliğiyle hazırlandı.
Uygulamayı kullanmamıştım. İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Celil Anık ile sohbet ederken onun yanında telefonuma uygulamayı indirdim.
Müthiş pratik, kullanışlı ve hızlı...
Tek tuşla taksiyi çağırıyorsunuz, isterseniz kredi kartıyla ödeme yapabiliyorsunuz.
Türkiye’nin birçok yerinde taksi esnafıyla yönetimler arasında sıkıntılar oluyor.
İzmir’de böyle bir gerginlik yok.
Aksine uyumlu bir çalışma var.
ENTAKSİ’yi çok beğendim.
Uygulamayı indirmeyenler varsa tavsiye ederim.
Bence UBER’in İzmir’de işi zor.

Tünelin ucu daha gözükmedi

DÜNYANIN her yerinde siyasetçiler popüler olmayı, konuşmayı seviyorlar. İşte örnek İngiltere Başbakanı Boris Johnson... Önce koronavirüsü hafife alan açıklamalar yaptı, maskeye soğuk baktığını söyledi. Ama pandeminin ilk günlerinde virüse kendisi yakalandı. Zor bir süreç de geçirdi. Sonra aşılarla ilgili açıklamaları...
Bugünkü tablo bir felaketin içinde olduğunu gösteriyor İngiltere’nin...
Tedbirler genişletiliyor, kapanmalar devam ediyor.
Bence Türkiye’nin de yaza kadar tedbirleri elden bırakmaması ve aşıyı yaygınlaştırması gerekir.
Tünelin ucu yazdan sonra gözükecek.

Kafalar hala karışık

AŞI konusunda kafaların hala karışık olduğunu görüyorum. Sosyal medyada o kadar yanlış bilgi var ki. Özellikle büyüklerimiz bu haberlerden çok etkileniyorlar. Aşıların da elbette yan etkileri var. Ama virüse yakalanmanın vücudumuza getireceği tahribat bence çok daha fazla... O yüzden ben aşı taraftarıyım. Ve ilk günden bugüne da bunu yazıyorum. Hatta gönüllü olarak Faz 3 çalışmalarına katılıp aşı da oldum. Ve bunu yaptığıma çok mutluyum.