Paylaş
* İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun karşısında Tevfik Göksu ve Murat Kurum isimleri öne çıkıyor. AK Parti’nin önemli isimleri bu iki ismi telaffuz ediyor.
* CHP cephesinde de önemli gelişmeler oluyor. Örneğin Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret etti. Ziyaret sonrası kulislere İnce’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olabileceği bilgisi sızdı. Gerçi İmamoğlu böyle bir diyaloğun geçmediğini söyledi. İnce ise “Benim de kulağıma böyle şeyler geliyor” diyerek belki de kamuoyunun bu dedikoduyu tartışmasını istedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de “Bir partinin genel başkanına belediye başkanı ol denmez” diyerek konuyu kapattı. Bir partinin, üstelik Cumhurbaşkanı adayı olmuş bir kişiye belediye başkanlığı teklif edilmez normalde ama siyaset bu bilinmez.
* Belli ki bu seçimin en çok merak edilen adreslerinden biri de İzmir olacak. İzmir siyaseti ısınıyor. AK parti Genel Başkan Yardımcısı ve kulislerde AK Parti için en çok adı geçen Hamza Dağ, Tunç Soyer’in bütçeyle ilgili sözlerine sert eleştiriler getirdi. Ama bu açıklamayı yaparken rakamlarla, yatırımlarla, öyle detaylar kullandı ki; “Hamza Dağ adaylık için epeydir çalışıyor” dedirtti.
* Tunç Soyer aday gösterilecek mi? Sadece İzmir değil Türkiye bu sorunun cevabını arıyor. Soyer Ankara’da Özel’i ziyaret etti. 45 dakika süren ve baş başa yapılan bu görüşmede herhalde adaylık konusu geçmiştir. Kulislerde konuşulanlar var ama başbaşa yapılan bir konuşmanın yansımalarını isterseniz sonraya bırakalım. Ama görüşmenin olumlu geçtiği söyleniyor.
* İzmir Büyükşehir için aday olan isimler var. Buğra Gökçe, Olgun Atilla, Atilla Sertel, Abdül Batur, Cemil Tugay da aday... En çok Buğra Gökçe isminin konuşulduğunu söylemeliyim.
* Urla’yı bir kayyum yönetince, aday sayısında patlama oldu. 50’den fazla aday adayı başvurusunu yaptı. Urla sadece Michelin yıldızlı restoranların adresi olmadı; siyasetin de ilgi odağı haline geldi.
* Her partiden binlerce başvuru var. Bu siyasetimizin ne kadar canlı olduğunun bir kanıtı... İnanın Avrupa’da siyasete böyle bir ilgi yok. Eleştirdiğim konu ise bazı isimlerin hep aynı olması. Onları da kadrolu aday adayı, kadrolu siyasetçi olarak kabul ediyoruz artık...
Aday adaylarına tavsiye
ŞİMDİ herkes hesap kitap yapıyor. Değişen denklemi ve bunun yansımalarının nasıl olacağını yorumluyor. Örneğin İYİ parti CHP görüşmesi olmamıştı. İYİ Parti’nin cevabı tahmin ediliyordu ama tam bilinmiyordu.
Örneğin Tunç Soyer ile Özgür Özel düne kadar bir araya gelmemişlerdi. Muharrem ince Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret etmemişti. Özel, Kemal Kılıçdaroğlu’nun açtığı ofise gitmemişti.
Birçok görüşme, birçok konuşma...
Tabii bunlar kamuoyunun gözü önünde yapılan görüşmeler...
Herkes bilir ki kapalı kapılar arkasında yapılan görüşmeler çok daha etkilidir.
Aday adayları bunları unutmasın.
Hesap kitaplarını buna göre yapsın.
Ve siyasetin 24 saatte değişebileceğini hiç unutmasın.
Ahmet Piriştina’yla oturduğum o masada
HÜRRİYET ekibiyle Afyon’daydık. Afyon’a çok kez gittim. Yani Afyon’dan geçenlerden değil arada gidip kalanlardanım. Bu fotoğrafı geçen akşam şehrin sembolü olan İkbal Restoran’da çektirdim. Buraya ilk kez beni babam getirmişti. Ankara’ya Anıtkabir’e giderken Afyon’da durmuş; İkbal’de yemek yemiştik.
Sonraki yıllarda da her gittiğimde mutlaka yemek yediğim bu restorana yine gittim. Ve Ahmet Piriştina’yla yemek yediğimiz akşamki masaya oturdum. Size anlatayım.
2004 yılında Ahmet Piriştina CHP’ye geçecekti. Beraber Ankara’ya gittik. O zamanki CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın odasında oturup sohbet ettik ve beraber Meclis’e geçtik. Deniz Baykal grup konuşmasını yaptıktan sonra Ahmet Piriştina’yı kürsüye çağırdı ve CHP rozetini taktı. Salonda bir alkış koptu. O gün Piriştina mutluydu ama biraz da gergindi. Meclis’ten çıktık biraz yürüyüş yaptık. Arabaya bindik havaalanına giderken; “Uçakla gitmeyelim” dedi. Ne söylediysem de ikna edemedim. Arabayla İzmir’e devam ettik.
Yolda epey sohbet ettik.
Benim hayatımın en önemli insanlarından biriydi Piriştina...
Siyasetten daha çok hayatı konuştuk yolda...
Afyon’a yaklaşırken “İkbal’e gidelim” dedik.
Ve İkbal’e gidip güzel bir yemek yedik.
O geceyi unutmam mümkün değil...
Her Afyon’a gittiğimde içeri girer ve Piriştina’yla oturduğumuz masaya geçer o geceyi düşünürüm.
Ahmet Piriştina seçimlere girdi ve yeniden belediye başkanı seçildi. 2004’ün Haziran’ında da çok zamansız aramızdan ayrıldı.
“Efsane başkan” olması sadece yaptıklarından değildir.
Fikri olan, kentini seven, Türkiye’ye tutkuyla bağlı olan ve gelecek hayalleri olan herkesi dinlediği için efsaneydi.
Ahmet abiyi büyük bir özlem ve saygıyla anıyorum.
İnsanlık için de borcumuzdur
GEÇEN gün yazdım, tekrarlıyorum.
Afyon öyle bir müze yapmış ki mutlaka gidip görmenizi isterim. Ben iki saatte çıkamadım, bir sonraki gidişimde bir günümü buraya ayırmayı planlıyorum. Hatti, Hitit, Frig, Lidya, Pers, Selevkos, Bergama Krallığı ve Roma; Bizans, Selçuklu, Sâhib Ataoğulları, Germiyanoğulları, Osmanlı ve sonunda Türkiye Cumhuriyeti’ni anlatan müthiş bir müze... İnsanlık tarihinin bir özeti gibi geldi bana...
Yıllardır İzmir’e bir Batı Anadolu Medeniyetleri Müzesi öneriyor ve bekliyoruz. Afyon yapmış.
Evet; İzmir daha ne kadar bekleyecek.
Çok iyi biliyorum; İzmir’de depolarda sergilenmek için bekleyen çok önemli eserler var.
Bunları göstermek, sergilemek sadece Türkiye için değil, insanlık için de bir borcumuzdur.
Paylaş