Siyasi kulisler hareketli seçimler çekişmeli olur

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli buluşarak önümüzdeki yerel seçimler başta olmak üzere Türkiye’nin birçok meselesini ele aldı.
Bu görüşmeler ve satır aralarında verilen mesajlar çok önemli.
Çünkü önümüzdeki yerel seçim takvimi oluşmaya başladı.
Muhalefet kanadına bakacak olursak ittifak kapıları kapanmış değil ama 14 Mayıs öncesindeki havanın bir daha yakalanması zor gözüküyor.
Gelecek ve Saadet Partileri ittifak yapacaklar; DEVA bu ittifaka katılacak mı yakında göreceğiz.
CHP’de Kurultay süreci bitmeden yeni bir adımın da atılması beklenmiyor.
İYİ Parti kendi adaylarıyla seçimlere hazırlanıyor ama İstanbul ve Ankara’da şartlar değişebilir, farklı stratejiler da ortaya konabilir.
Cumhur İttifakı ise çok daha rahat...
Erdoğan-Bahçeli görüşmesi o yüzden de önemliydi.
AK Parti ve MHP heyetleri bir süredir ittifak yapılabilecek kentlerle ilgili çalışmalar yürütüyordu.
Bu çalışmaların bir noktaya geldiği; liderlerin de bu ana plan üzerinden geçtikleri söyleniyor.
Şöyle özetleyebiliriz;
MHP birçok kentte kendi adaylarıyla seçimlere girecek.
Ama İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere bazı büyükşehirlerde ortak aday çıkarılması fikrine de sıcak bakıyor.
Özellikle bu üç ilde AK Partili adaylar desteklenecek, bazı ilçelerde de MHP’li adayların olabileceği ilk etapta konuşuluyor.
O yüzden bu seçimler diğerlerine göre çok daha çekişmeli geçecektir.
CHP’de üç büyükşehirde mevcut adaylarla devam edilmesi görüşü hakim…
Mansur Yavaş’ın Ankara’da, Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’da adaylığı netleşti. Tunç Soyer’in adaylığının da yakında açıklanması bekleniyor.
İzmir’de Ümit Özlale İYİ Parti’nin adayı ve iddialı...
AK Parti MHP desteğini alarak bir aday çıkaracak.
Birçok isim elbette konuşuluyor.
İlk tercih İzmir’in yakından bildiği, tanıdığı, sivil toplum örgütlerinde deneyimli bir ismi çıkarmak.
Ancak son günlerde siyaseti iyi bilen bir ismin bu süreçte daha başarılı olacağı görüşü de hakim...
Hamza Dağ en çok konuşulan isim...
Yine kulislerde bir kadın aday fikrinin öne çıktığını da yazmıştım.
İzmir’deki siyasi iklim, sivil toplum örgütlerindeki kadınların ağırlığı ve toplumun önündeki kadın fikir önderlerinin çokluğundan dolayı AK Parti’nin İzmir’de bir kadın adayla daha çok oy alacağını söyleyenler de var.
Geçen gün yazdım.
Kulislerde en çok dile getirilen isim İzmir milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı...
İki dönemdir İzmir’de olan Çankırı, kamuoyunun yakından bildiği biri...
Siyasetin koridorlarında dolaşan isimleri aktarmaya devam edeceğim.

Gönül ister ki listelerde
İzmirli üniversite de olsun

DÜNYA üniversiteleri sıralama kuruluşu Times Higher Education (THE), 2024’ün en iyi üniversitelerini açıkladı. Bu listelerde gözüm hep Türk üniversitelerini arıyor. Ve sonra da İzmir üniversitelerinin olup olmadığına bakıyorum.
1904 kurumun sıralandığı listede Türkiye’den 75 üniversite yer aldı. İlk 1000’e 11 Türk üniversitesi girdi. ODTÜ, Koç ve Sabancı Üniversiteleri ise ilk 500’e girmeyi başardı.
Bu yıl da dünyanın en iyi yükseköğretim kurumu 8 yıldır olduğu gibi Oxford Üniversitesi oldu. Dünya sıralamasında Oxford’u ABD’den Stanford Üniversitesi ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü izledi. Bu yıl da ilk 10 sırayı İngiltere ve ABD’deki üniversiteler paylaştı.
Türkiye’ye gelince...
ODTÜ’nün büyük bir sıçrama yaptığı görülüyor.
Ardından Koç ve Sabancı geliyor.
Üç üniversitemizi de kutluyorum.
Gönül ister ki; İzmir’den de üniversitelerimiz bu sıralamalarda olsunlar...
Bir gün olacak ama yolumuzun uzun olduğunu çok iyi biliyorum.
Bir ülkenin kalkınmasında en önemli kriterlerden biri de eğitim...
Elbette ODTÜ yıllardır kurumsal yapısıyla bu tabloyu hak ediyor.
Koç ve Sabancı da; eğitim kadrosuna ve öğrencilerine verdiği imkanlarla arayı kapatıyorlar.
Ben İzmir’in de birçok açıdan eğitimde hedeflerini büyütmesi gerektiğini düşünüyorum.
Kentlerin enerjisi de bazen bu hedefte yardımcı oluyor.
O yüzden üniversitelerimizin gelecek planlarını buna göre yapmalılar.

Bu kriterleri alın
ve özeleştiri yapın

TİMES Higher Education (THE) bu değerlendirmeyi yaparken neleri kriter olarak alıyor.
Üniversiteler 5 alanda; 18 ayrı performans göstergesi üzerinden değerlendiriliyor.
Öğretme ve öğrenme ortamı; araştırma ortamı...
Araştırma sayısı, buradan sağlanan gelir ve bu araştırmaların kurumun itibarına yaptığı katkı...
Araştırmaların kalitesi... Alıntının etkisi, araştırmanın gücü, araştırmaların mükemmelliği ve araştırmanın etkisi istenen kriterler arasında...
Üniversite dışarıdan nasıl görünüyor. Olduğu ülke kadar uluslararası arenada nasıl algılanıyor. Personeli, öğrencileri, ve araştırma kadrosu nasıl bir etki yaratıyor.
Bu araştırmaların sanayiye olan katkısı nedir. Hem gelir, hem patent açısından üniversite ekonomiye nasıl bin katkı sağlıyor.
Gerçekten de kriterler önemli...
Aslında her kurumun bütün bu ilkeleri önüne alıp yeniden düşünmesi gerekir.
Yanılıyor muyum?

500 büyükte 131 Egeli

İSTANBUL Sanayi Odası’nın açıkladığı üretimden satışlara göre Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması’nda kanuni merkezi Ege Bölgesi olan 81 firma yer bulurken, üretim tesisleri Ege Bölgesi’nde bulunan ancak kanuni merkezleri farklı bölgelerde olan 50 firma listeye girdi. Böylelikle Ege Bölgesi’nden listeye giren firma sayısı 131’e ulaştı. Her fırsatta yazıyorum. Ege Bölgesi ve elbette İzmir; tam bir üretim üssüdür. Türkiye’nin ilklerini yapan şehirlerdir ve ihracat yapan önemli şirketlere sahiptir. Bu istatistikler de bunu kanıtlıyor.