Şimdi sıra geldi seyir teraslarına

Konak Pier’den Cumhuriyet Meydanı’na doğru yürüdük.
Hava sıcaktı; olmasaydı belki Alsancak İskelesi’ne kadar yürüyüp, Kordon’un son halini kendimize göre denetlemek istiyorduk.
Büyükşehir Belediyesi son yaptığı operasyonla görüntü çirkinliğine neden olan şemsiyeleri toplattı.
Bence çok da isabetli bir iş yaptı.
Çünkü, Kordon’un bir yanı çok farklı gözükürken; özellikle Cumhuriyet Meydanı’ndan Konak’a kadar olan bölümde tam bir keşmekeşlik var.
Büyükşehir yetkilileri denetimlerini aralıksız devam ettirmeli...
Dikkatimizi çeken bir başka husus daha oldu.
O da seyir terasları...
Seyir teraslarının yıkılma tartışmaları sırasında Hürriyet olarak hep İzmirlilerin yanında olduk.
Kenti güzelleştiren bu terasların yıkılmasını hiç istemedik.
Bugün de aynı görüşteyiz.
Yalnız bir şartla...
Büyükşehrin şemsiyeler ve tenteler için yaptığı uygulamanın seyir teraslarında da uygulanmasını istiyoruz.
Oraya servis yapan restoranların ya da işletmelerin de benzer uygulamaları yapması şart...
Ayrıca, işletmelerin kaldırım tarafındaki bölümleri de Kordon’daki gibi tentelerinin standart hale getirilmesi gerekir...
İzmir’in vitrini olabilecek bu güzelim yerlerde de tam bir görüntü çirkinliği hakim...
Birbirinden farklı sandalyeler...
Servisin nereden geldiği belli olmayan bir organizasyon...
Ve elbette...
Hijyen, temizlik gibi çok, ama çok önemli unsurlardan uzak olan bir görüntü...
Ben bir İzmirli olarak utandım.
İlyas’la düşüncemiz belki bir iki dakika soluklanıp, bir çay içmekti.
Ama bu düşüncemizden vazgeçip arabamıza bindik, çayımızı da gazetede içtik.
İlyas’la da konuştuk.
İstanbul’dan bir misafirimiz gelse; bir Alsancak turu attırsak, sonra da seyir teraslarında bütün İzmir’i seyrederek bir çay içsek...
Biz misafirimizi götürmemeye karar verdik.
Sizi bilemem...

Ombudsmanlık bu kurula yakışır

Sahi...
Dünya Ticaret Merkezi’yle ilgili adımlar atılmamış mıydı?
Başkan Aziz Kocaoğlu, Güçbirliği’nden Kemal Zorlu, EGS’den Ufuk Akgün’le görüşüp, yeni proje üzerinde bir uzlaşma sağlamamışlar mıydı?
Büyükşehir kamu payını arttırıp, belediye binasını da Basmane’ye taşımayacak mıydı?
Güçbirliği ve EGS de bu yatırıma onay verip gerekli şartları yerine getirmemiş miydi?
Plan değişiklikleri yapılmamış mıydı?
Yine mi dava süreci...
Yine mi inatlaşmalar...
Peki...
İzmir’de bir yıldır toplanan Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu bu ve benzeri davalara yoğunlaşamaz mı?
Daha doğrusu bir ombudsmanlık görevi üstlenemez mi?
Yeniden ve son kez tarafları bir araya getirip, bir noktada uzlaştıramaz mı? Çok mu zor...
Bana göre yaz bitiminde yapılacak ilk toplantının gündem maddesi “İzmir’deki medyatik davalar” olmalı.
Çünkü...
Sadece bu davaları takip edip medyatik olmaya gayret edenler, kentin gündemine oturmak isteyenler var.
Tamam...
İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu yatırım önceliklerini belirlesin...
Ama aynı zamanda...
Böylesine önemli bir ombudsmanlık görevini de üstlensin...
Yoksa...
Yine aylar, yıllar geçecek...
Ve biz yine aynı tartışmaları yapacağız.

Siyasetçilerimiz farkında mı?

Evden işe, işten eve giderken radyoları; özellikle de halkın katıldığı programları dinliyorum.
Siyasiler istediği kadar “referandum turları” atsınlar, halkın gündemi hala çok farklı...
İşsizlik, ekonomi ve terör gündemin başına oturmuş; kolay kolay da bu maddeler değişecek gibi değil.
Geçenlerde radyo spikeri ile bir vatandaş arasında ilginç diyalog vardı.
“Liderlerin üslubu” tartışılıyordu.
Bursa’dan arayan bir vatandaşımız Başbakan’ı eleştirdi, hem de ne eleştiri...
Sıra Devlet Bahçeli’ye geldi; demediğini bırakmadı.
Sonra CHP Genel Başkanı’yla ilgili konuşmaya başladı.
Baykal aşağı, Baykal yukarı...
Baykal böyle yapmış, Baykal şu sözleri vermiş...
Spiker dayanamadı; “Efendim CHP’nin Genel Başkanı değişti, Sayın Kılıçdaroğlu partinin başında” deyince de...
“Önce Baykal’la başlayalım sıra Kılıçdaroğlu’na da gelecek...” dedi.
CHP’de yeni bir dönem var.
Başbakan Erdoğan, sekiz yıldır iktidarda...
Devlet Bahçeli, koltuğunu koruyor.
Liderlerin değişeceği de yok...
Ama vatandaş eleştiriyor.
Sadece Bursa’dan telefonla bağlanan vatandaşımız değil; Türkiye’nin her yerinden arayanlar hep aynı şeyden şikayet ediyorlar.
“Halkın gündemiyle siyasetçilerin gündemi çok farklı...”
Acaba politikacılarımız bunun farkında mı?