Paylaş
Eskiden de dolaşır, gezinir, gözlemlerdim.
Ama artık bunları benim için yapan biri var.
Birçok kişi gibi, benim de işimin kolaylaştığını düşünüyorum.
Şenay Düdek sayesinde hem yeni açılacak bir mekanı önceden öğreniyorum, hem de bu güzel ortamları yaratan insanları yakından tanıma fırsatı buluyorum.
“Mekanlar ve insanlar” benim hep ilgimi çeken konu olmuştur.
Çünkü bir restoran, bir kafe, bir bar sahibinin ya da işletmecisinin zevkleriyle bütünleşiyor.
Bu yerleri birbirinden ayıran öyle detaylar var ki...
İşte bunu Şenay Düdek, çok güzel yapıyor.
Benim fark edemeğim bir ayrıntıya kilitlenip ortaya çıkarıyor.
***
Alsancak’ta, Karşıyaka’da, Güzelyalı’da, Bornova’da, Buca’da birbirinden güzel yerler açılıyor.
Buna çok da seviniyorum.
Şenay Düdek yazdıkça, ben de elimde kağıt kalem o adrese gidiyorum.
Elbette önceden dersime çalışıyorum.
Şenay Düdek ne yemiş, neyi beğenmiş...
Tavsiyesi ne...
İlk gittiğimde işte bu listeye uyuyorum.
“Okuduğumun aynısını isterim” diye tutturuyorum.
İçeceği bile değiştirmiyorum.
Belki ikinci gidişlerimde Şenay Düdek’e ben tavsiyelerde bulunurum.
Düdek, yıllarca İstanbul’da yaşadı.
Yedi tepeli kentin insanlarını, mekanlarını, olaylarını bizlere aktardı.
Şimdi de aynı şeyi İzmirliler, Egeliler için yapıyor.
Ben de keşfedilmemiş yerleri, söylenmemiş sözleri Şenay Düdek’ten takip ediyorum.
Loujain ve Ooze-venue’den bahsetmeden olmaz
“Mekanlar ve insanlar” diye yazınca, Loujain ve Ooze-venue’den bahsetmeden olmaz.
Abdullah Özmelek yine müthiş bir mekan yarattı.
Alsancak’ta yüzyılı aşkın süredir incir deposu olarak kullanılan bir yeri eğlence mabedine dönüştürmeyi başardı.
Loujain İstanbul’da olsaydı; Avrupa’nın konuştuğu mekanlardan biri olurdu inanın...
Takip ediyorum, her hafta bir sürpriz var. İzmirliler hiç şikayet etmesin; İstanbul’un bile kıskanacağı bir mekana sahipler...
Ooze-venue de birkaç yıldır çok iyi gidiyor. Bu mekanlar sayesinde İzmirliler ünlü sanatçıları canlı performanslarını izleyebiliyorlar.
Havalar güzelleştiğinde, Çeşme sezonu açıldığında İzmirlilerin alternatifi artıyor.
Ama kışın o soğuk günlerinde Loujain ve Ooze-venue tercih edilecek adresler oldular.
Her zaman söylüyorum.
Sanayimiz gelişsin, ticaretimiz artsın; tamam...
Ama turizmde bir hamle yapmak istiyorsak, olmazsa olmazlar arasında eğlence merkezleri ve restoranlar geliyor.
Bunu ben değil, uluslararası büyük organizasyonlara ev sahipliği yapan insanlar söylüyor.
Üyemize özgürlük istiyoruz
ZAMAN çabuk geçiyor.
Gazeteci dostumuz Mustafa Balbay, tam bir yıldır cezaevinde...
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, Balbay için dün bir basın toplantısı düzenledi.
Ve “Üyemize özgürlük istiyoruz” dedi. Sertel’in haklı bir gerekçesi var.
Diyor ki...
“Balbay’ın delilleri karartma, kaçma gibi bir durumu yok. Hukuk dışı bir şey de istemiyoruz. Aksine hukukun tam olarak uygulanmasını istiyoruz. Mustafa Balbay’ın tutukluluk halinin bitmesini bekliyoruz.”
Sertel bir de somut örnek veriyor:
“Ali Sirmen, 12 Eylül döneminde 38 ay cezaevinde kalmıştır. Ceza alsaydı 42 ay yatıp çıkacaktı, ama beraat etti. Yani devletin Ali Sirmen’e 38 ay borcu var. Aynı şey Mustafa Balbay için de geçerli...”
Türkiye’de hukuk herkese lazım...
Hem de hiç beklemediğiniz bir anda ve koşulda...
O yüzden adaletin yerini bulmasını herkes gibi ben de bekliyorum.
Paylaş