Selçuk Yaşar’ı anmadan geçilmez

90’ların ortasıydı.

Haberin Devamı

 

Selçuk Yaşar biz gazetecileri çağırdı ve Karşıyaka Spor Kulübü’yle ilgili düşüncelerini anlattı.

Selçuk Bey tanıdığım en girişimci insanlardan biriydi. Geleceği iyi görür, yeni fikirleri hep destekler ve liderlik yapardı.

Karşıyaka Selçuk Bey’in en büyük tutkularından biriydi. 60 yıldan fazla kulübe destek olan bir başka isim, aile dünyada da olduğunu zannetmiyorum.

O gün Karşıyaka’nın geleceği için şirketleşmeye gitmesi gerektiğini söyledi.

Dünyadaki modelleri incelemiş, kalıcı başarıların olabilmesi için şirketleşmenin en iyi yöntem olacağına ikna olmuştu.

Detaylarıyla yapılacakları anlattı, adım atacaklarını ve Türkiye’ye örnek olacaklarını söyledi.

Nitekim yaptı, şirket kuruldu, hedefler, stratejiler belirlendi.

Bir grup destek oldu.

O isimlerden biri de bendim.

Haberin Devamı

Çünkü 90’lı yıllarda spor bir endüstri olmaya başlamıştı ve kulüplerin mevcut yapılarıyla yönetilmesi çok zordu.

Başarıyı herkes sahipleniyordu ama başarısızlıklar geldiği zaman ortada kimse olmuyordu.

Yöneticiler attıkları imzaların arkasında durmuyordu, başarısızlıklar kulüplere kalıyordu.

Bu devam edilemezdi.

Şirket kurulduktan sonra Karşıyaka camiasında itirazlar başladı.

Onlara göre “Kulüp şirketleşemez, satılamazdı.”

Ama bu sözleri söyleyenler başarısızlıkta da ortada gözükmeyenlerdi.

Olmadı, şirket modeli Karşıyaka’da uygulanamadı.

Sonraki yılları biliyorsunuz.

Karşıyaka bir türlü kalıcı başarılara imza atamadı.

Ve bugün futbol kulübü üçüncü ligde ve hiç hak etmediği bir yerde mücadele ediyor.

Tek teselli basketbol şubesiyle oldu.

Camiayı ayakta tutan en azından baskette gelen şampiyonluklar oldu.

Ama her branşta mücadele eden, zirvelere alışmış, şampiyonluklar yaşamış bir camia için bu yeterli değildi.

Şimdi kulüp yöneticileri içinde bulundukları sıkıntıları aşabilmek için şirketleşme modelini yeniden gündemlerine aldılar.

Olur mu, başarabilirler mi; bilemiyorum.

Ama şunu biliyorum.

90’larda Karşıyaka bunu yapabilmiş olsaydı, bugün kulüp çok daha başka bir yerde olurdu.

O yüzden Selçuk Yaşar’ı bir kez daha anmak istedim.

Haberin Devamı

Selçuk Bey; iyi bir iş insanı, sanayiciydi.

Ama iyi de bir sporsever, Karşıyakalıydı.

Onun vizyonu, gelecek hayalleri gerçeğe dönüşmüş olsaydı Karşıyaka çok başka bir yerde olurdu.

 

 

Eksikler hatalar olabilir

telafisi her zaman mümkündür

 

BİR sporsever ve Karşıyaka’yı yakından tanıyan, seven biri olarak açık ve net yazayım.

Pınar’sız bir Karşıyaka herkes gibi beni de mutsuz ediyor.

Dünyada hiçbir kulüp sponsoruyla bu kadar bütünleşmemiştir.

Çünkü bu ilişkinin arkasında Selçuk Yaşar vardır.

Anlattığım gibi Selçuk Bey bu kulübün bir numaralı üyesidir, ağabeyidir, hamisidir, lideridir… 

Ondan sonra sponsorudur.

Ve bu ilişki 60 yıldan fazla ve karşılıksız sürmüştür.

Haberin Devamı

Dolayısıyla Pınar’sız Karşıyaka bütün taraftarın içinde bir burukluk yaratmıştır.

Bazıları için önemli olmayabilir.

Ama Karşıyaka’yı, bu camiayı, geçmişi, hatıraları bilenler için bu ayrılık hüzünlüdür.

Ve bunu yaratanların bir kez daha düşünmesi gerekir.

Ya Karşıyaka’yı tanımıyorlardır ya da stratejileri yanlıştır.

Elbette Selçuk Yaşar’ın vefatından sonra holdingle kulüp ilişkilerinin nasıl olacağı merak konusuydu.

Bence Pınar tarafı da bu süreci yeniden gözden geçirmelidir.

Bazen yanlış anlamalar da olabilir ama bunu telafi etmek her zaman mümkündür.

Etle tırnak olmuş bir yapıda, ilişkiler de kaldığı yerden devam edebilir.

Karşıyaka yönetimi daha hassas davranmalıydı, bu köklü geçmişi dikkate almalıydı, adım atarken bir değil bin kere düşünülerek atılmalıydı.

Haberin Devamı

Eksikler, hatalar olabilir; telafisi her zaman mümkündür.

 

 

Şirketleşmeyi destekliyorum

 

KARŞIYAKA yönetimi bir deklarasyon hazırladı.

Deniyor ki: 

“Bizler, Karşıyaka Spor Kulübü organlarının başkanları, yöneticileri ve sevdalıları olarak şahsi yapacağımız katkıların yanı sıra öncelikle ortağı bulunduğumuz ve bize ait olan şirketlerimizi sponsor da yaparak dönemimize ait vergi borcu asıllarını ve benzerlerini ödeyecek şekilde hareket etme kararı almış bulunmaktayız. İleriye dönük yapısal reformlara da ihtiyaç olduğu aşikardır. Bunun da yolunun şirketleşmekten geçtiğini düşünmekteyiz. Doğru bir planlama ile bir veya birden fazla çok ortaklı anonim şirketlerin sportif branşlarımızla bir araya getirilmesi neticesinde oluşan yeni yapılanmanın doğru çözüm olacağına inanıyoruz. Yönetim kurulumuz, bu konunun enine boyuna tartışılması ve karara bağlanarak yetki alınması yönünde olağanüstü bir genel kurul toplantısı planlamaktadır.”

Haberin Devamı

90’larda Karşıyaka bunu yapabilseydi, sonuç farklı olurdu.

Yine de şirketleşmeye destek veriyor ama yol haritasının Selçuk Yaşar’ın o günlerde yaptığı gibi yapılmasını öneriyorum.

Yani dünyadaki iyi örnekler göz önüne alınarak bu model gerçekleştirilmelidir.

Unutmayın insanlar gelip geçici, kurumlar kalıcıdır.

Hiç kimse de Karşıyaka’dan daha büyük değildir.

 

 

Mourinho rutinlerini bir değiştirse

 

DIŞ basın Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho’nun İstanbul'daki yaşamını sürekli yazıyor. Kaldığı otel, yediği yemekler bile haber konusu oluyor. Gerçi Fenerbahçe’de geçen haftalar bir hayal kırıklığı yaratsa da Mourinho gibi kariyerli bir teknik adamın Türkiye’de olması bile ülke tanıtımı için bir fırsat… 

Mourinho rutinleriyle biliniyor, Türkiye’de de bundan vazgeçmiyor.

İş dışında oteldeki zamanını Adidas marka eşofman takımını giyerek ya da otelin bahçesinde geçiriyormuş.

Otel yemeklerinden sıkıldığında Beşiktaş'taki favori dönercisine gidip yemek yiyormuş. Eğer oteldeyse de menüsü aynıymış.

Tavuk çorbası, margarita pizza, dondurma ve maden suyu...

Bence Jose Mourinho biraz Ege yemeklerine dönse iyi olur. Daha hafif yemek belki Mourinho’ya da iyi gelir.

Yazarın Tüm Yazıları